Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Günay Efendiyeva, Amsterdam ziyareti kapsamında görüşmeler gerçekleştirdi ve kültürümüzün en önemli miraslarından biri olan Batılıların “Runik” dedikleri Göktürk Alfabesi konulu bir serginin açılışını gerçekleştirdi.

Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Günay Efendiyeva, Amsterdam ziyareti kapsamında görüşmeler gerçekleştirdi ve kültürümüzün en önemli miraslarından biri olan Batılıların “Runik” dedikleri Göktürk Alfabesi konulu bir serginin açılışını gerçekleştirdi.

Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Günay Efendiyeva, Hollanda Krallığı ziyareti kapsamında, Azerbaycan Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Rahman Mustafayev, Kazakistan Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Askar Jumagaliyev ve Türkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal ile görüşmeler gerçekleştirdi.

Görüşmelerde Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı'nın, teşkilata üye ve gözlemci ülkelerin yanı sıra, diğer yabancı ülkelerle işbirliği ilişkilerine dikkat çekildi. Vakfın, Türk Dünyası'nın kadim ve zengin mirasının daha ayrıntılı olarak  öğrenilmesi ve daha geniş kitlelere ulaştırılması yönünde farklı kıtalarda hayata geçirdiği proje ve etkinliklere değinildi.

TARİH YAZIYLA BAŞLAR, AMA...

Yazının ilk kez Sumerler tarafından kullanıldığı kabul edilmiş olduğundan, Batılı tarihçiler tarihi, insanlığa yazı yazmayı öğreten Sümerlerle başlatırlar; “Tarih Sümerle başlar” derler,  ama ya öncesi?

Sümerler kendilerine Kengerler derlerdi ve Kengerlerin atayurdu bugünkü Türkmenistan-Kazakistan coğrafyasıdır. Bu coğrafyada bulunan ve binlerce yıl öncesine tarihlenen Tamgalı Say ve Saymalı Taş yaylalarında onbinlerce kaya resmi vardır. Orhun anıtlarındaki harflerin Türkistan coğrafyasındaki kayalara kazınmış tamgaların dönüşümüyle oluştukları artık inkar edilemeyen bir gerçektir.

Tarihçiler, insanlığın resimden piktographa (Eski Mısır'da olduğu gibi harf yerine geçen resimli tek işaret), piktograma (stilize resim), ideograma (doğrudan fikri anlatan işaret), oradan da phonograma (bir harf, hece ya da sesi gösteren işaret), en sonra da harfe (dildeki bir sesi gösteren işaret) geçtiklerini belirtiyorlar. Bu kaya resimlerindeki figürlerin, tamgaların seslerin işareti olan harflere dönüşebilmesi, enaz onbin yılı gerektiren bir süreçtir. Bu geçişin 10 bin yıllık geçmişini araştırdığımızda, karşımıza yalnız Türklerin değil, insanlığın kayıp mirası olan bir hazine çıkmaktadır. İnsanlığın onbinlerce yıl karanlıkta kalmış, karanlıkta bırakılmış yazı mirası..

Tamgali Say ve Saymalı Taş yaylarındaki kaya resimlerinde, seslerin işareti olan harflerin en ilkel şekilleri olan tamgalara rastlamaktayız. Tamgalarla, Orhun ve Yenisey anıtlarında gördüğümüz seslerin işareti olan Göktürk harflerine uzanan süreçte kullanıldığı anlaşılan Runik yazılara, Orta Asya’dan İskandinavya’ya uzanan engin coğrafyanın pekçok yerinde rastlamaktayız. Bilim, “resimli anlatımdan alfabeye ulaşabilmek için en az onbin yılın geçmesi gerekir” diyor. Amsterdam’daki sergide hem bu tarihi gerçekler anlatıldı, hem de runik  harflerle oluşturulmuş sanat eserleri sergilendi.

ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜR ve MİRAS VAKFI’NIN RUNİK  PETROGLİFLER ve TAMGALAR SERGİSİ

Vakıf tarafından, Hollanda Krallığı'ndaki Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye Büyükelçilikleri ile işbirliği kapsamında, eski Türk yazılarından olan petrogliflere, tamgalara ve runik işaretlere adanan serginin başarıyla gerçekleşmesi vurgulandı. Vakıf ile karşılıklı münasebetlerin gelecek perspektivleri ve mümkün ortak projeler etrafında müzakereler yapıldı.

Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı Amsterdam’da eski türk yazılarına dair yeni sergi açtı.

Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı’nın 14-15 Eylül 2023 tarihlerinde sHollanda’nın   başkenti Amsterdam’da gerçekleştirdiği  eski Türk yazılarından olan kaya rsimlerine, petrogliflere, tamgalara ve runik alfabeyle yazılmış belgelerden oluşan sergi büyü ilgi gördü. 

Etkinlik, Vakfın Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye Cumhuriyetlerinin Hollanda’daki şbeleri ile işbirliği çerçevesinde Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü’nün Türk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Proje, Türk halklarının tarihin çok eski dönemlerinde kullandıkları, Batılıların “Runik” olarak tanımladıkları alfabelerin araştırılması, bilimsel platformda yeni değerlendirmelerle tanıtılması, daha geniş kitlelere ulaştırılması ve gelecek kuşaklara aktarılmasını amaçlıyor.

GÜNAY EFENDİYEVA VAKFININ HEDEFLERİNİ ANLATTI

Serginin açılış töreninde konuşan Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Günay Efendiyeva, zengin Türk kültürel mirasının öğrenilmesi, korunması ve tanıtılması konumasında Vakfınıngerçekleştirdiği  çalışmaların her geçen gün genişlendiğini ve derinleştirildiğini anlattı.

Günay Efendiyeva, Türk kültürünün en öemli unsurlarından olan Türk alfabelerinin insanlık tarihinde çok önemli rol oynadığını belirterek, kaya resimlerinden, eski Türk yazılarından petrogliflere, tamgalara ve runik işaretlere adanan serginin, Uluslararası Kültür ve Miras Vakfı’nın başlattığı geniş kapsamlı projenin başlangıç bölümü  olduğunu söyledi.

Vakıf Başkanı Günay Efendiyeva, serginin, tarihin derinlklerinde üretilmiş nadir kültür- sanat örneklerinin yanı sıra, Türk kültürel zenginliğinin modern sanat ürünlerine yansıması olduğunu anlattı. Efendiyeva, ayrıca, serginin Türk kökenli halklar arasındaki bağların güçlendirilmesine, Avrupa coğrafyasında onların tarihi ve kültürel mirasının daha geniş şekilde anlaşılmasına ve kültürlerarası değişim ve etkileşimlere  katkı sağlayacağına inandığını belirtti.

GENİŞ KATILIMLI ETKİNLİK: PETROGLİFLER ve TAMGALAR

Etkinlikte, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Lahey Büyükelçisi Rahman Mustafayev, Kazakistan Cumhuriyeti’nin Lahey Büyükelçisi Askar Jumagaliyev, Türkiye Cumhuriyeti’nin Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal, Amsterdam Yunus Amre Enstitüsü’nün Başkanı Adil Akaltun yaptıkları konuşmalarda, Türk halklarının en değerli kültürel miraslaından biri olan yazının, modern çağda bilimsel yöntemlerle araştırılmasının önemini vurgulayarak, Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı’nın bu yöndeki çalışmalarından övgüyle söz ettiler.

Sergide, Türk devletlerinin ünlü uygulamalı sanat ustalarından Sanjar Jubanov (Kazakistan), Jumagul Tashiev (Kırgızistan) ve Sabit Gurbanov’un (Azerbaycan) taş üzerinde eski Türk yazıları ve sembollerinden oluşan sanatsal oymalarından oluşan  el sanatları sunuldu.Ünlü sanatçılar, ayrıca, uygulamalı sanat gösterileri sundular.

 Sergi kapsamında  Meruert Kurmangalieva ve uzman Dair Kıdırgalyuli (Kazakistan) insanlığın en eski ve en yaygın alfabelerinden olan ve Batılıların”Runik” dedikleri harfler hakkında ayrıntılı bilgiler verdiler. Runik denilen Göktürk alfabesinin, bugün bile, Avrupa coğrafyasının orta yerinde, Romanya’da yaşamakta olan Sekel Türkleri tarafından kullanılmakta olduğunu anlattılar.  

Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı’nın Amsterdam’da gerçekleştirdiği etkinliğe  Hollanda’da akredite kordiplomatiğin yanı sıra, orada yaşayan diasporanın ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, kültür ve bilim adamları, Türkologlar ve medya mensupları katıldılar.