Herkes her şeyi çok biliyor.
Son zamanlarda iyice emin oldum, zaten bilinen bir gerçeği iyice tecrübe etmiş oldum.
Eğer size çevreniz tarafından koşullandırılmış bir hayat yaşamıyorsanız ve yakın çevrenizle benzer ve onların alışık olmadığı bir hayatınız varsa bu durumla karşı karşıya kalmamanız mümkün değil. 
Alışılmışın dışında düşünceleriniz varsa, hobileriniz varsa ve bunları anlatıyorsanız, haftada bir yapılan halı saha maçları dışında farklı bir spor branşıyla uğraşıyorsanız, tatil planınız beş yıldızlı otelde bir hafta boyunca bol bol yemek yiyip alkolün dibine vurmak değilse, sırf yaşım geçiyor deyip evlenmek için evlenmiyorsanız, paranın amaç değil araç olduğunu düşünüyorsanız, maaşınızın neredeyse tamamını son model bir arabanın taksitine bağlamayıp sadece ihtiyacınızı gören bir arabanız varsa vs... bunları daha da özele indirgeyip sayfalarca sürdürebilirim, ama gerek yok, çok sıkıcı, inanın yazarken bile sıkıldım. 
Eğer bu söylediklerimi yapıyorsanız çevrenizi bir gözlemleyin, ne çok bilen var değil mi? Ne çok karışan var hayatınıza. Merak ediyorum başkalarının hayatına müdahale etmek, onları yapmak istediklerinden vazgeçirmeye çalışmak, heveslerini kırmak, kararlılıklarına şüphe tohumları ekmek ne kadar kolay değil mi?
İnsanların kendilerinin yapamadığı veya yapmaya cesaret edemediği şeylerin başkaları tarafından yapıldığını görünce hep bir "bela" arama derdine nedense. Onu yapma hastalanırsın, şunu yapma yorulursun, ötekine hiç bulaşma can güvenliğin yok, berikine bakma bile çok tehlikeli, oğlum manyak mısın ne işin var da uğraşıyon bu şeyle, bıdı bıdı bıdı, herkes her şeyi o kadar çok biliyor ki, söylenenleri düşününce neredeyse hiçbir şey bilmediğinizi düşünmeye başlıyorsunuz.
Herkes her şeyi ne çok biliyor, sorsan ömründe üç kitap bitirmemiş, yaşadığı çevrenin dışına çıkmamış, merak ettiği şeyleri araştırmamış ilgi ve heves duyduğu şeyleri geçiştirmiş, hayatında kendine bir hobi edinmemiş, evden işe işten eve gidip akşam bilumum saçma sapan  tv dizilerinin hepsini hatim etmiş kişiler gelirler sana hayatlarında hiç yapmadıkları konular hakkında profesör edasıyla nutuk verirler. Özel hayatınıza müdahale edip kendileri gibi bir hayatın normal, sizinkinin anormal ve hatalı olduğunu dikte ederler. Dinlemezseniz de size tavır alırlar.
Bu durum yakın çevrenizden başlayıp, devlet erkanının en üstüne kadar ulaşıyor maalesef. Toplumumuzdaki genel kanı, bizim gibi düşünmeyenin yanlış yolda olduğu, ya bizim gibi düşünmeli ya da pasivize edilmeli.
Oysa her bireyin kendi hür iradesiyle kararlar aldığı, çevresindekilerin kararlarında onu desteklediği, varsa kendi tecrübeleri ve bilgi birikimini aktardığı, bireyin de bunlardan kişisel dersler çıkardığı bir toplum olmalıyız. 
Belki o zaman muasır medeniyetler seviyesine ulaşabiliriz.