“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan ziyareti öncesinde basın açıklaması yaptı. Erdoğan, açıklamasında Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırı girişimine değindi. “İsrail’in şuan yaptığı barbarca ve alçakça girişimi affedilemez”.İsrail, bölgede olduğu gibi dünyada da tek başına kalacak”  ifadelerini kullandı.“(Gazeteler.07.11.204 ) 
Kudüs şehrinde bulunan Mescid’i Aksa Süleyman Tapınağı kalıntılarının bulunduğu yerdedir. Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk Kıblesidir. Kıblenin yönü daha sonra Mescid’i Haram’a çevrildi. İslâm’da Mescid-i Aksa’nın müstesna yerinin olmasının bir sebebi de Hz. Muhammed’in İsrâ ve Miraç mekânı olduğuna inanılmasıdır. Rivayetlere göre Hz. Muhammed Ramazan ayının 27. gecesinde önce Burak isimli bineğe, bindirilerek Mescid-i Harâm’dan alınmış ve Mescid-i Aksa’ya götürülmüştür (İsrâ).
İsrail Devleti’nin kuruluş aşamalarında buralar da yaşayan Müslümanlar için acı günler başlamış oldu. 1800lerin başında Avrupa ve Amerika basınında “vatansız halka, halksız vatan” kampanyası başlatıldı. Yahudileri vatansız ve Filistin’i halksız bir vatan olarak düşünüyorlardı. O sıralar Osmanlı’nın elinde olan Filistin topraklarında Araplar yaşamaktaydı. Rusların, çarın öldürülmesinde Yahudileri suçlu bulmaları ile Filistin’deki Yahudi nüfusu artmaya başladı. Osmanlı yasalarına göre her ne kadar Yahudilerin toprak satın alması yasaklansa da bu yasak Yahudilerin toprak satın alımlarını engelleyemedi. Osmanlı Devleti’nin bütün dış borçlarını kapatmaya karşılık, kendisinden Yahudilere Filistin’in satılmasını isteyen Theodor Herzl başkanlığındaki heyete II. Abdülhamit Osmanlı haritasını göstererek şöyle demiştir: “Bu konuda sakın bir adım daha atmayın. Ülkemin bir çakıl tasını bile satamam. Çünkü o benim değil, halkımındır. Bu devlet onu kanı pahasına aldı, kanı pahasına yaşattı. Birilerinin gasp etmesine izin vermeksizin kanımız pahasına da koruruz. İki tabur askerimiz Suriye ve Filistin’de savaştı. Plevne’de 93 Harbi’nde Orduy-u Humayun’umun Filistin Alayı’nın askerleri, bir tanesi dönmemek üzere şehit olmuşlardır. Ben canlı vücut üzerinde paylaştırma yapamam. Osmanlı Devleti benim değil, milletindir. Hiçbir parçasını veremem. Filistin’e ancak cesetlerimiz üzerinden girilebilir. Yahudiler milyonlarını saklasınlar. Devlet parçalanırsa, Filistin’i karşılıksız da alabilirler. Su kadar var ki, bu devlet cesetlerimiz çiğnenmeden parçalanamaz. Ne için olursa olsun, biz ölmeden kimse bizi birbirimizden ayıramaz. Ben onun hiçbir parçasını vermem, buraya kadar olan olayları daha ayrıntılı bir şekilde şuradan bakabilirsiniz.” 
Fakat savaşlar sonrasında Osmanlı toprakları paylaşılmış ve Filistin, İngiltere’nin yönetimine geçmiştir. Ne yazık ki; II. Abdülhamit’in satmadığı Filistin’i kendini bilmezler umursamadan parça parça satmıştır. Bu aşamadan sonra Siyonistler tarafından toprak alımları daha da artmış sonunda Filistinliler’in gecikmiş başkaldırı, isyan ve pişmanlıklarına rağmen 1948 de İsrail kurulmuştur. Böylece bütün Yahudilerin günün birinde Sion tepesi etrafında toplanılmasının ilk somut adımı atılmıştır. Yahudilerin dini kitabı Tevrat’ta, uğruna baş koydukları şöyle bir kavram var: “Vaad edilmiş topraklar.” Tevrat’ın Tekvin kitabının 15.Bab’ında şöyle belirtilmektedir: “O günde Rab, Abraham’la (Hazreti İbrahim) ahdedip dedi: Mısır Nil Nehri, büyük ırmağa, Fırat Nehri’ne kadar bu diyarı senin zürriyetine verdim. Ve Yahudiler iman ettikleri bu vaad edilmiş topraklara ulaşmak için ellerinden geleni yaptılar..” Filistin dolaysıyla Kudüs ve Mescid-i Aksa Müslümanların elinde çıktı. Entersan olanı ise vaad edilmiş toprakların en önemli kısımları Türkiye toprakları içinde yer almaktadır. Yani Siyonistler sadece Filistin’e değil Türkiye’nin topraklarına doğru da dil uzatmaya başladılar. Ve “İsrail GAP suyunu kendine akıtmak için, ağzının suyunu akıtıyor.” İşte bu nedenle de Şanlıurfa, İsrail tarafında hedef olarak seçiliyor. İsrail çok ince oynuyor ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hükümetleri buna asla asla müsaade etmeyecektir. Kısacası; Mescid-i Aksa Müslümanların kutsalıdır ve Kâbe kadar önemlidir. İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yaptığı alçakça saldırıyı şiddetle kınıyorum.