İnşaat sektörünün iç piyasaları canlı tutma misyonu devam ediyor.

Yapı ruhsatı başvuru sayılarında, geçen yılın ilk altı ayına göre yaklaşık %25’lik  artış oldu. Geçen yıla oranla inşaat sayıları 4’te 1 artmış, yüksek bir yüzde ile inşaat sektörü yatırımlarına devam ediyor.

Bu arada TÜİK konut satışlarını açıkladı; 2014 Temmuz ayına kadar ilk yedi ayda 600 bin konut satılmış. 

Geçen yıl ile karşılaştırdığımızda, bina yapım talebindeki artış, konut satışlarında mevcut değil. 

Konut satışları, geçen yıla göre yaklaşık %10 azalmış.

Acaba kredi faizlerinin yüksek olması mı satışları etkiledi? Ona bakalım...

Faiz oranları, yetkililerin “kredi faizinde psikolojik sınır” olarak gösterdiği konut kredisi faiz oranı aylık %1’in üzerine çıkmadı, daha düşük seyretti. 

Buna rağmen geçen yıla kıyasla konut kredisi ile satılan evlerde %32’lik azalma açıklandı.

2014 yılı ilk yedi ayında 87 bin konut kredi ile satılırken, 193 bin konut nakit olarak yani birikimlerle satılmış.

Birikimi olmayanlar krediye girmemiş. Bu da “kredisini ödeyememe” kaygılarını ifade ediyor.

Merkez Bankası’na, hükümet tarafından ‘uygulanan’  “faizleri düşürün” baskısının temelinde bu oran yatıyor.

Faiz biraz daha düşerse, kredili konut satılmasına teşvik olması da ümit ediliyor.

Çünkü, inşaat maliyetleri yani demir, çimento, kum, benzin, hafriyat, dekorasyon gibi konut yapımında kullanılan malzemeler son bir yılda %9 arttı. Bu malzemelerin de çoğunu ithal ediyoruz. Özellikle ithal mallar sebebiyle, %9 inşaat malzemeleri enflasyon oranını azaltabilmek haliyle zor.

İşte bu da konut fiyatlarını artırdığı gibi, konut satışlarının daha da azalmasını sağlıyor.

Bu durumda piyasayı canlandırabilmek için, tek teşvik malzemesi olarak “cazip faiz” kalıyor.

Şunu tekrar hatırlatalım: Faiz oranlarını ne kadar indirsek de, bu indirim ne inşaat maliyet endeksini, ne gıda endeksini, ne de diğer ürünlerin endeksini yani enflasyonu kesinlikle azaltmayacaktır.

Enflasyon azalışını sadece üretim sağlar, faiz oranı ile oynanarak yapılmaya çalışılan indirimler suni olur, oluşan zarar bumerang gibi bize geri döner.

TÜİK verilerine göre, ikinci el konut satışlarında da ilk yedi ayda %12 azalma mevcut.

Nakiti olup konuta yatırım yapanlara da artık konut almak cazip gelmemiş.

Yatırımlarını kiraya verenlerin kira artışları, konut satış fiyatlarındaki artış oranları kadar olmuyor.  

Yine uzmanların açıklamalarına göre; konut kiraya verildiğinde, konut bedelinin geri dönüş süresi 10 yıldan 20 yıla çıkmış. Bu süre ilden ile değişiyor, ama büyük şehirlerde ortalama geri dönüş süresi 20 yıl olunca, halkı da en fazla birikim yapabilen iller konut alımını azaltabiliyor.

Hâlâ inşaat sektörünün, evi olmayan ve kirada oturan potansiyel olarak çok fazla müşterisi var. 

O insanların da konut alabilmesi için, bir kısım birikmiş paraya ve kullandığı kredisini ödeyebilmesi için düzenli ve istikrarlı bir “işe” ihtiyacı var. 

Bu temel sorunu çözebildiğimizde ise; inşaat sektörü yani rant ekonomisi ile piyasaları canlı tutmaya ihtiyacımız da kalmayacak.

Hepimiz, çocuklarımızın daha iyi eğitim görebilmesi için daha az öğrencinin okuduğu sınıfları tercih ederiz. 50 kişilik bir sınıf ile 15 kişilik bir sınıf arasında eğitim farkı olduğunu söyleriz.

Bu tüm dünyada böyledir. ABD, Avrupa ve Ortadoğu’da okul sınıflarını küçültebilmek için ciddi adımlar attılar.

Sebebi basit; öğretmenler çocuğumuzu tanısın, ona daha fazla zaman ayırabilsin, çocuk daha çok öğrensin, daha az kargaşa olsun ve tabii ki mutlu olsun.

İnşaat rantını ekonomisi ile kıyaslayalım; kalabalık şehirlerde yaşadığımızda ne oluyor? Koca bir “hiç”...

Kimse kimseyi tanımıyor, akraba görüşmeleri çok sınırlı, çoğumuz çocuğuna bile yeterli vakti ayıramıyor. 

Birbirimizle daha az konuşuyoruz ve dimağımız gelişmiyor; daha çok televizyon, dizi seyrediyoruz, sosyal medya sayesinde bilgileniyoruz ama çok yüzeysel bilgileniyoruz, derinleşemiyoruz.

Yüzeysel bilgimiz ile çok bildiğimizi zannediyoruz, ama sadece kibirleniyoruz, genelde de yanılıyoruz. 

Baksanıza, aslında yetişkinlerin de küçük sınıflara yani küçük yaşam alanlarına ihtiyacı var gibi...