Yaşamını yitiren İslam tarihi uzmanı, hocaların hocası Prof. Dr. Fuat Sezgin (94) düzenlenen cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Fatih Camii'ndeki cenaze töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2019 yılını inşallah Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Yılı olarak ilan edeceğiz" dedi.      

“İslâm-Arap kültür çevresinin bilim mirası çok fazla ihmal edilmiş ve çoğunlukla peşin hükümlerle değerlendirilmiştir. İslâm araştırmacıları ve Arabistlerin, İslam bilimlerinin başarılarına ilişkin özellikle 19. yüzyılın sonlarından itibaren ortaya koydukları -hâlihazırda dağınık vaziyette olduğu itiraf edilmesi gereken- tablo, dünya bilim tarihi yazımında hak ettiği yeri halen bulmamıştır. Tecrübelerimize göre bu bilgilerin popüler yayınlar ve okul kitapları vasıtasıyla geniş kitlelere ulaştırılması biraz daha vakit alacaktır.” Prof. Dr. Fuat Sezgin

M. KEMAL SALLI

O, yaşarken kıymetini bilemediğimiz bir dâhiydi..

94 yaşında ebediyete uğurlandı; mekanı Cennet olsun..

Sezgin Hoca’nın ardından methiye niyetine birşeyler yazmak için kaleme sarılan bir köşe yazarı, “Hoca’nın adı yaşatılmalı” buyurmuş.

Bugüne kadar hiçbir bilimadamının girmeye cesaret edemediği bir konuya ömrünü vakfederek ortaya koyduğu 18 ciltlik eser Batı’nın bütün kütüphanelerinde, derin bir kıskançlıkla da olsa yer bulmuşken, Prof. Dr. Fuat Sezgin adının yaşatılması için, bizim ayrıca bir çaba harcamamıza gerek yoktur. Bizim yapmamız gereken, Sezgin Hoca’nın 18 ciltlik o muhteşem mirasında anlattıklarının sırrına erip kendimizi bulmaktır.

Fuat Sezgin Hoca bizlere bıraktığı o 18 ciltlik muhteşem eser, Batı’nın mankurtlaştırıcı eğitim ve yayın politikasıyla tersyüz ettiği bilimsel gerçekleri somut delilleriyle ortaya koymuştur. 94 yıllık bir ömrün büyük bir bölümünde kültürümüzün derinliklerinde bitmez tükenmez sabrıyla araştırmalar sonucunda “Medeniyetin temelinde Batı değil, Doğu vardır; delilleri de bunlardır” diyerek 18 ciltlik bir gerçek bilim ve uygarlık tarihi külliyatı ve burada anlattıklarının somut delillerini sergilediği bir müze bıraktı.

27 dili okuyup yazacak kadar yetenekli, donanımlı ve kendini bilime adamış bir bilimadamı olarak Fuat Sezgin Hoca’mıza öncelikle kültürel kimliğimizi borçlu olduğumuzu bilmeliyiz.

Fuat Sezgin Hoca, bütün ömrünü harcadığı bu kutlu yolculuğa çıkış hikayesini  “İslâm Bilimler Tarihi Üzerine Konferanslar” adlı kitabında şöyle anlatmaktadır:

“İlkokula girişimin ikinci veya üçüncü haftasında bize dünyanın yuvarlaklığını öğreten hanım hocamız, İslam bilginlerinin dünyanın bir öküzün boynuzunda taşındığına inandıklarını anlatıyordu. Ben zavallı çocuk, 30 yıl kadar sonra, Müslümanların, ekvatorun uzunluğunu daha 9. yüzyılda birkaç metotla 40.000 km. kadar ölçebildiklerini öğreneceğimi nasıl bilebilirdim?”

Fuat Sezgin Hoca’nın bilimin beşiği olarak işaret ettiği coğrafya, Türkistan’dan Akdeniz’e uzanan coğrafyadır. Sezgin Hoca’nın da belirttiği gibi, “İslam’ın ilk ortaya çıktığı yıllarda Arap Müslümanlar ancak parmakla ya da kafada hesaplamayı biliyorlardı. Okuyup yazma bilenlerin sayısı çok azdı. İslam ilk otuz veya kırk yıllarında o devrin meskûn yerlerinin büyük bir kısmını hükmü altına almış, bilim merkezlerini ele geçirmişti. Oradaki bilim temsilcilerine ister Müslüman olsunlar ister olmasınlar büyük tolerans göstermiş, değer vermiş, hocalıklarını kabul etmişti.”

Bu engin coğrafyanın bilimsel ve kültürel birikimi, Yunanlılardan da aldıkları bilgileri harmanlayarak yeni bilimler, buluşlar ortaya koyan Müslümanlar aracılığı ile Batı’ya aktarılmıştır. Batılı bilimadamlarının, Akdeniz’den Çin’e, Hindistan’a uzanan engin coğrafyanın yüzlerce yıllık bilgi ve kültür birikiminin Batı medeniyetine olan etkilerini görmezden gelerek yazdıkları bilim tarihi, herşeyden önce bilime yapılmış bir ihanettir.

“Bilim Tarihi Sohbetleri”

Fuat Sezgin insanlığı aydınlatan pekçok bilimsel buluşun, öğretilenin aksine Doğulu bilimadamlarının imzasını taşıdığı gerçeğini Alman hocası, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük oryantalisti kabul edilen Prof. Dr. Hellmuth Ritter’den öğrenmiş ve ömrünü bu gerçeğin aydınlatılmasına ve duyurulmasına harcamıştı. Yakınları onun, bu gerçekleri kaynaklarında araştırabilmek amacıyla, 27 dil öğrendiğini söylemektedirler.
Fuat Sezgin, İstanbul Üniversitesi’nde okuduğu yıllarda (1942) hocası Ritter’den, İslam coğrafyasında yetişmiş, Avrupa’nın en büyük âlimler seviyesinde bilim adamları olduğunu duyunca yaşadığı şaşkınlığı “Bilim Tarihi Sohbetleri” adlı eserinde şöyle anlatıyordu:
“Dehşete düştüm. Çünkü ilkokulda, lisede öğrendiğimiz şeyler tamamıyla buna aykırıydı. Modern dünyanın gelişimine İslam dünyasının katkısını sıfır diye biliyorduk. Ritter’in sözleri İslam ilimleri tarihini öğrenmem için kırbaç rolü oynadı. Bütün dünyayı terk ederek gece gündüz bunun için çalıştım…”

DÜNYANINEN ÖNEMLİ BİLİM TARİHÇİLERİNDEN BİRİYDİ

Prof. Sezgin, tartışmasız dünyanın en önemli bilim tarihçilerinden birisidir, bu gerçeği, bizden çok Batılı bilimadamları söylüyorlar. Fakat yine aynı bilimadamları, samimi sohbetlerinde, başta Vatikan olmak üzere, bazı Batılı kurumların hışmına uğramaktan, aforoz edilmekten korktukları için Fuat Sezgin’in ortaya koyduğu gerçekleri açıkça dillendiremiyorlar. Bizler de, Batılılar onaylamadı gerekçesiyle, Fuat Sezgin Hocanın 18 ciltlik muhteşem eserinde ortaya koyduğu gerçeklere yabancı olarak, “Bilim adına ne bulunduysa Batılılar buldu” masalını dinlemeye devam edeceğiz.
Tarihi gerçekleri somut olarak görmek istiyorsak, Gülhane Parkı’ndaki, Fuat Sezgin Hoca’nın bir ömürlük çabalarıyla oluşturulan İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’ni ziyaret etmeliyiz. Prof. Sezgin, bu müzede, İslam kültür çevresinde Müslüman bilginler tarafından yapılmış aletlerin ve bilimsel araç ve gereçlerin yazılı kaynaklara dayanarak yaptırdığı örneklerini sergilemektedir.
Sezgin Hoca, 27 Mayıs 1960 askeri darbesi sırasında üniversiteden uzaklaştırılan ve 147’likler diye bilinen akademisyenler arasındaydı. 1961 yılında Almanya’ya gitmiş ve 1982 yılında J.W Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü’nü ve 1983’te Arap-İslam Bilimleri Tarihi Müzesi’ni kurmuştu.
Bilimler tarihinin insanlığın ortak malı olduğunu ve bugünkü Batı medeniyetinin İslam medeniyetine çok şey borçlu olduğunu gözler önüne seren Fuat Sezgin Hoca’yı daha yakından tanımamış ve tanıtamamış hüznünü bir kez daha yaşadık. Fatih Camii'ndeki cenaze töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2019 yılını inşallah Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Yılı olarak ilan edeceğiz" dedi. İnşallah 2019’da yapılacak etkinliklerle Fuat Sezgin Hocamızı daha yakından tanıyacağız ve 18 ciltlik eserinde ortaya koyduğu gerçeklerin sırrına ereceğiz.

“BÜYÜK ÇAĞ/ İslam Uygarlığının Tanınmayan Büyük Çağını Keşfedin”

Sezgin Hoca’nın ortaya koyduğu bilimsel gerçeklerin neler olduğunu görebilmek, anlayabilmek için 18 ciltlik muazzam eserini okumak zorunda değiliz. Sezgin Hoca’nın düşüncelerini, buluşlarını daha özet bilgilerle anlattığı, saklı geçmişimize bilimsel yolculuk yaptırdığı  kitapları da vardır.
Mesela, uzun yıllar süren çalışmaları sonucu ortaya koyduğu “Büyük Çağ/ İslam Uygarlığının Tanınmayan Büyük Çağını Keşfedin” adlı eserinde verdiği özet bilgilerde Sezgin Hoca, “İslam dünyasının bilim ve teknoloji alanlarında insanlığın gelişmesine yaptığı katkıları incelemekte, bilim tarihi için yeni bir bakış açısına kapı aralamaktadır. Dünya bilim tarihinde İslam biliminin oynadığı rolü çeşitli örneklerle ele alan bu eser, Batı merkezli bilim anlayışına bir alternatif niteliği taşımakla birlikte, İslam dünyası için de bilim alanındaki büyük başarılarını hatırlatan bir kaynak oluşturmaktadır.
Prof. Dr. Fuat Sezgin, bilim ve teknolojide Müslümanların insanlık kültür mirasına yaptıkları önemli katkıları gözler önüne sererken, Mimarlık, Savaş Tekniği, Tıp, Denizcilik, Kimya, Coğrafya, Geometri, Fizik ve Astronomi gibi alanlarda İslam Dünyası’ndaki gelişmelerin on asırlık tarihini titizlikle inceleniyor. Renkli görsellerle desteklenen, Avrupa merkezci ve oryantalist olmayan bir gözle kültür tarihimize yeniden bakmak isteyenler için” mutlaka okunması gereken bir kitaptır. (TİMAŞ YAYINLARI)  
Fuat Sezgin Hoca bir ömürlük sabırlı, inatçı çalışmaları sonucunda bilimler tarihinin bir bütün olduğu gerçeğini unutan, Türkistan ve Arap kültür ikliminde yüzlerce yıllık bilgi birikimini, Harizmileri, Farabileri, İbni Sinaları, Birunileri, Kaşgarlı Mahmutları görmezden gelen Batılı kalemlerin eserlerinde, İslam kültürünün bilimler tarihindeki rolünü ve katkılarını inkar eden bir görüş hakimdir. İlkokul kitaplarından başlayarak, bilimsel bilgilerin belli amaca yönelik olarak çarpıtıldığı bu bakış açısı yalnız Batı dünyasında değil, eğitim sisteminin Batılı ölçülere göre şekillendirildiği Müslüman coğrafyasında da geçerlidir.
Fuat Sezgin Hoca’nın deyişiyle,” İslam dünyası, geç antik dönem ile Avrupa yakın çağı arasındaki devirde, gelişime en müsait ve etkisi en güçlü kültür sahasıdır ve de eski dünya ile oluşmaya namzet Avrupa arasındaki yegâne gerçek bağdır.” Fuat Sezgin Hoca’nın kitapları, “800 yıl boyunca İslam kültür çevresinde gerçekleştirilmiş olan başarılara yönelik küçümseyici yaygın kanaati değiştirecektir.”

ÖNERİMİZ:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, cenaze töreninde, 2019’un “Fuat Sezgin Yılı” olacağını duyurdu. 2019’da bu kapsamda gerçekleştirilecek etkinlikler, Sezgin Hoca’nın bir ömür harcayarak bizlere sunduğu bilimsel gerçeklerle tanıma vesilesi olacaktır. Yaşarken kıymetini gerektiğince bilemediğimiz Fuat Sezgin Hoca’nın çalışmaları Batıı bilim adamlarını da etkilemiştir. Yazdıkları kitaplarında Fuat Sezgin’i doğrulayan gerçekleri dile getirmişlerdir. Fakat bu konuda yazılmış olan kitaplar, gerçekleri ifade ettikleri oranda gizli sansüre uğramaktadırlar. Bu konuda yazılmış en önemli eserlerden biri de Frederick Starr’ın “Orta Asya’nın Altın Çağı” kitabı mutlaka dilmize çevrilmeli ve Fuat Sezgin kitaplarıyla birlikte tanıtılmalıdır.

Prof. Dr. Fuat Sezgin’in kitaplarını aşağıdaki adresten sağlayabilirsiniz.
TİMAŞ YAYINLARI
Adres: Alayköşkü Cad. No:5 Cağaloğlu/İstanbul
Telefon: 0212 511 24 24  Faks: 0212 512 40 00