“Tarihini Bilmeyenin Coğrafyasını Başkası Çizer”

Kurtuluş Savaşının ilk harcını koyan Kazım Karabekir Paşa müzesini daha önce gezip Tarihte yolculuk köşemde yazmıştım. Ama Kazım Karabekir Paşa’nın kızı ile röportaj yapmak benim ve okuyucularım için tarihi bir fırsattı. Kendisiyle müzede buluşma kararı aldık. Önce o güleç yüzüyle karşıladı bizi.  Ses kayıt cihazımızı açarak müzede adım adım o güzel tarihin içinde gezmeye başladık. Timsal Hanım’ın o duygulu sesiyle mekan birleşince kendimi o an savaş alanlarında geziyorum zannettim. O ne hisli, o ne duygulu anlatış tı. Söyleşiyi sizlerle paylaşmak istedim.


Kazım Karabekir Paşa, bütün ömrü boyunca sadece milletini ve vatanını düşünmüş, milli bütünlük ve birlik uğrunda, istikbalini hiçe saymış, hizmetlerinin unutulduğu veya gölgelenmek istendiği zamanlarda dahi gerçeklerin bir gün bütünüyle gözler önüne serileceğine inanmış, uğradığı haksızlıklara ve muhrumiyete gururla göğüs germiş, fakat hiç bir zaman inandığı prensiplerden en ufak fedakarlığı kabul etmemiş. Bizim tarih kitaplarından tanıdığımız ve sizin babanız olan Karabekir Paşa’yı sizden dinleyebilir miyiz?


Bu mekanda 1930 yılında Osmanlı’nın maarif vekili Münif Paşa yaşıyordu. Zürafalı Köşk olarak anılıyordu. Münif Paşa bu evi terketmiş. Bir dönem Karargah, okul olmuş ve o da satmış. Babam burasını yıkıcılardan almış. Osmanlı’nın en zor döneminde Balkanlarda toprak ve can kaybediyoruz. Çanakkalele’de şehit veriyoruz. Alman’ların yenik olmasından biz de yenik sayılıyoruz. Padişah aciz durumda. İngilizler, Fransızlar yurdumuzu işgal ediyor. Ermeniler isyan ediyor, Ruslar’la bir olup arkadan vuruyorlar. Şurada fotoğraflarını gördüğünüz 5 güzel insan Mondos Ateşkes anlaşması imzalandıktan sonra bir araya geliyor. Kazım Karabekir Paşa 15. Kolorduyla Erzurum’a, Ali Fuat Cebesoy 20. Kolorduyla Konya ve civarına,  Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıkıyor. Esir konumundayız. Osmanlı döneminde Mustafa Kemal Paşa’ya biçilen görev öyle al şu altınları git ülkeyi kurtar değil. Türklerin elindeki silahları topla isyanı durdur. Padişah hain değil aciz. Söylemeye yüreğim elvermiyor ama bu bilinmeli; MUSTAFA KEMAL PAŞA İSTANBUL’DAN SAMSUN’A İNGİLİZ PASAPORT VERMEDEN GİDEMİYOR.  Evet Samsun’a gider ama buna riayet etmeyecektir. Amasya Genelgesiyle dünyaya haykırıyor. VATAN BİR BÜTÜNDÜR BÖLÜNEMEZ, MİLLET BİR BÜTÜNDÜR BÖLÜNEMEZ. Bu sözler İstanbul’da yankılandığı zaman İngilizler hoşlanmaz. Padişah’a diyorlar senin isyanı durdur diye gönderdiğin adam ne diyor böyle bu ne demek.  Padişah bu defa acizdir tabi.  Padişah Mustafa Kemal Paşa’yı tutuklama emrini Kazım Karabekir Paşa’ya veriyor. Mustafa Kemal Paşa telgraf alır, bunu duyunca terfilerini çıkarır, istifa eder. Hatta Mustafa Kemal Paşa’nın idamı istenir. Erzurum’da bir konakta Rauf Bey’le otururken Kazım Karabekir Paşa geliyor ordusuyla.   Yaveri Mustafa Kemal Paşa’ya söylüyor. Paşam Kazım Karabekir Paşa 15. Kolordusuyla geliyor. Kazım Karabekir Paşa onu görünce sararıp soluyor, ümitsiz durumda. Kazım Karabekir Paşa sivil durumda olan Mustafa Kemal Paşa’nın karşına geçip asker selamı veriyor: “ Paşam her zamanki gibi emrindeyim” der. İki dava arkadaşı gözleri yaşlı olarak birbirlerine sarılırlar. Kazım Karabekir Paşa Erzurum Kongresinde onun başkan olması için uğraşır, onun o hiç fotoğrafı yoktur. Çünkü o bir askerdir. 1920’de T.B.M.M. açılır. O sırada Ermeniler Doğu İllerimizi 2.kez zaptetmişlerdir. Erzurum’u Sivas takip eder. Kars’ın ilk kurtuluşu Osmanlı döneminde olmuştur. Kazım Karabekir Paşa Albaylıktan, Paşalığa terfi etmiştir. Kazım Karabekir Paşa ordunun başına geçiyor. Kars’ı 2. Kez Ermeniler’den kurtarıyor. Şanlı bayrağımızı Kars kalesine dikiyor. Doğu kurtarılmadan Batı’da bir şey yapılamıyor. Kazım Karabekir Paşa’nın ordusu batıya gidiyor. Burada gördüğünüz silahları, ışıldakları bugünün gençleri anlamıyor. Biz bunlarla mı savaştık diyorlar. O günün şartlarında karşı taraf da böyleydi diyorum. Ama onu tutan bilekTürk’ün bileğiydi. O silahla koşan Türk’ün yüreğiydi. Buraları onun bıraktığı gibi düzenledik. Kendi şiirleri ve güfteleri var. Şurada Türkyılmaz  şiiri. Edirne’ye gittiği zaman Selimiye Camisine mahya yapılmış TÜRK YILMLAZ.  Cihan yıkılsa Türk Yılmaz. Doğu Ermenilerden temizleniyor. Buradaki kalemler Sevr Anlaşmasını ilk reddeden kalemdir. T.B.M.M. ilk yazılı anlaşmaları olan Kars, Gümrü ve Moskova anlaşmalarının imzalandığı kalemlerin fotoğraflarıdır. Aslı T.B.M.M. Müzesinde.  Bu anlaşmalarla Doğu sınırları çiziliyor. Bunlar da okuduğu kitaplar. 3000’e yakın kitap okumuş. Bu bölümde madalyaları var. İstiklal Madalyası, Okulu 1. Cilikle bitirdiği için Maarif Madalyası. Almanlar’la birlikte savaştığımız için hac madalyası takmış. Bu da çok soruluyor. Çanakkale’de aldığı madalyalar. Ailemizin ötesi burası. Günde 1000 kez gelsem burası içimi ürpertiyor, tüylerim diken diken oluyor. Bunlar Savaşa şahit eşyalar. Karargah içi; düşen bomba parçaları, kar ayakkabıları, su matarası, savaşa tanık olmuşlar. Bunlar temsili resimler. Yeşil Kurdelalı Madalya babamın babasının Kırım’da aldığı madalya. Babamın çocukluğu, babamın daha sonra kurtaracağı doğu illerinde geçmiş. Babam 11 yaşında yetim kalmış. Yetim evlatlara sevgisini böyle göstermiş soranlara babam “ben de yetim kaldım” demiş. Burada fotoğraf makinası var, Fotoğraf çekmeye meraklıydı. Burada taşlar ve madenler var. Madenlerin içinde ne kadar gümüş veya başka şeyler olduğunu yazmış kitabında. Bu fotoğrafta Kars kalesinde bayrak dalgalanıyor. Teminat mektubu hiç bir Ermeni Türk’e karşı gelmeyecektir. Şahsi eşyalar, hatıra basılan paralar. Atatürk ve hatıra fotoğrafları Fevzi Çakmak’la. Ermeniler tarafından öldürülenlerin yetim kalan evlatları gürbüzler ordusu olarak karşımıza çıkıyor. Hepsi görevler alıyor, Vatana faydalı oluyorlar.

Evet Timsal Hanım. Kırklareli’nde (benim memleketimde) Yayla Mahallesinde Tevfik Fikret okulunun karşısında bu gün hala ayakta olan binada 200 yetim çocuk eğitilmiş. Kırklareli’nde Araştırmacı Yazar Nazif Karaçam’ın söylediğine göre Kazım Karabekir Paşa Kırklareli’ne gürbüz çocukları görmeye gitmiş. Bir anısını da nakletmişti. 1948 yılında Edirne’ye giderken Kırklareli’ne uğramış ve gördüğünü söylemişti.  Şu an kaç yetim evladınız var?

Evet Hatice Hanım bunu duyduğuma sevindim. O dönemde 6000 çocuğun yetim babası olmuş babam. Bizim de o günlerin anısına babası olmayan 125 yetim evladımız var. Türklerle Ermenilerin çocukları ayrı yetiştirilmiş. Şu duvardaki tablo çok önemli. Ermeni çocuklarının babama yaptığı tablo. Trabzon Ermeni Yetimleri olarak imzaları var. Yetimler babası Kahraman Kazım Karabekir Paşa Hazretlerine. Diyorlar. Burada taş plak var. Yetim çocukların söylediği marşı kendi seslerinden taş plağa almışlar. Taş Plak Amerika’lı bir aileden Bedrettin Dalan aracılığıyla müzemize geliyor. Bunlar benim ikiz ablalarım Emel ve Hayat. Fransızlarla savaşırken askerlerine Kurban Bayramı Mesajı gönderiyor. Şu duvardaki tablo : Kerevizdere 17 Ekim 1915 tarihinde Yarın Kurban Bayramı diye başlayan mesajdan bir bölüm; Her evde, her bucakta, tekbirlerle kurban kesilirken, biz de Kerevizdere Kurbanlarımıza ve şehit kardeşlerimize fatihalar gönderelim. Biz de şehitlik ya da gazilik duygusuyla Hakk-a bel bağlayalım. Ta ki, dinimiz kurtulsun, namusumuz masum kalsın, Nam-ı Millet yükselsin. Vatan ebedi şan ve şeref bulsun. Bu mübarek gün ve vesileyle zabitan ve efrat arkadaşlarımın gözlerinden öper, cümleyi tebrik ederim.            

Bu müze ve sizin bir de kurduğunuz vakıf var vakfın misyonundan ve vizyonuzdan biraz bahsedebilir misiniz?

Müze kurucusu ablamdır. Babam zaten biriktirdiği herşeyi küçük bir müzesinde gelen dostlarına ve gazetecilere gösteriyordu. Öğütlerim kitabında söyle bir sözü var. Bir makam odasına girince eğer orada duran açık bir pencere sizi rahatsız ediyorsa bunu söyleyin der. Hakkını her yer de koruyun ve alın anlamında. Babamla ne yazıkkı ki çok fazla zaman geçiremedim. Babamın 26 Ocak ölüm günü benim de doğum günüme denk geliyor. Babam ben 7 yaşındaydım vefat ettiğinde. Babam bu evde 10 yıl gözaltında yaşıyor. Kapıda hafiyeler var. Yine de Kazım Karabekir Paşa vatanını seviyor ve masası başında kitaplar yazıyor. Allaha iman var. Misak-ı Milli sınırları kanla çizilmişse bunları kimsenin oynatmaya hakkı yok. Babam temas olmazsa münasebet olmaz derdi. Her hafta akrabalar birarada olunurdu. Bizlerde Allah’ın nefesi var. Yaradanın hatırına her şeyi sevmek durumundayız. Tarihini bilmeyenin coğrafyasını başkası çizer. Kars’ta Gazi Muhtar Paşa Konağında yazıyor. Dünü unutma yarına hakkın olsun.
Vakfımızın VİZYONU : Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Muzaffer ve Kahraman Komutanlarından Doğu Cephesi Komutanı büyük devlet adamı ve anısını sonsuza kadar yaşatmak için; anma günleri, sempozyumlar ve sergiler düzenlemek, şahsi eşyalarından oluşan çağdaş bir müze oluşturmak, Kazım Karabekir Paşa’nın Türk Milletinin bağımsızlığını ve Türk Vatanının bölünmez bütünlüğü ile Türk halkının demokrası ve hürriyeti uğrunda verdiği siyasi mücadelelerini, ilke ideallerini konu alan geçmişi ve günümüzü anlamak isteyenler için eşsiz başvuru kaynağı olan bütün eserlerini ve yazılarını kitaplaştırarak okurlara sunmaktır. Ayrıca; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında belirlenmiş Cumhuriyet ilkelerine yürekten bağlı, Milli ve manevi, değerlere sahip, yetenekli, çalışkan fakat maddi olanaklardan yoksun korunmaya muhtaç çocuklara ve gençlere öğrenimlerini devam ettirebilmeleri ve hayata hazırlanmalarına katkıda bulunabilmek için vakıf amacı doğrultusunda karşılıksız burs imkanları sağlamaktır.
MİSYONUMUZ : Kazım Karabekir Paşa’nın yaşadığı dönem Türk tarihinin bilimsel metodlarla araştırılmasına katkı sağlayarak Türkiye’de tarih bilincinin geliştirilmesini ve yaygınlaştırılmasına katkı sağlamak. Kazım Karabekir Paşa ile ilgili yapılacak çalışmalara vereceği destek ile; ülkemiz insanlarının tarihe bakışlarına yeni bir içerik, zenginlik kazandırmayı ve ülkemiz insanlarının kendi tarihleriyle barışarak tarihe ve tarihi şahsiyetlere geniş toplum kesimlerinin katılımıyla hak ettikleri değerleri vermek. Karşılıksız olarak verilecek Kazım Karabekir bursu ile öğrenimize devam edecek her gencimizin öncelikle öğrenimlerini tamamlamalarına imkan tanımak, hayatını kazandıktan sonra aynı idealler doğrultusunda gelecek nesillere katkıda bulunma bilincini kazandırmak.

Timsal Hanım kitaplara bile  sığmayacak  olayların olduğu  tarihi röportaj için gazetemiz ve okuyucular adına çok teşekkür ederim.

Ben teşekkür ederim, gazetedeki çalışma arkadaşlarınıza ve tüm okurlara saygılar sunuyorum. Bunları gençlerin bilmesi gerekir. Kapının girişinde yine  babamın sözüyle bitirelim.

Yanlış bilgi felaket kaynağıdır. Her işin evvela hakikatini öğren. Sonra münakaşasını istediğin gibi yap. Birincisi vicdanına, ikincisi seciye ve irfanına dayanır.
KAZIM KARABEKİR PAŞA