Karsu sesiyle, yorumlama tekniği ile, besteleriyle, enstrüman çalma yeteneği ile, çeşitli dillerde şarkılar okuyabilme becerisiyle,  küresel çapta  patlamaya hazır melodik bir bomba.
Karsu bombasının pimi çekildi. Müzik dünyamızın yeni sultanı Karsu Dönmez'in adını bundan böyle daha sık duyacağız.
Karsu Dönmez adını bundan böyle daha sık duyacağız.
Karsu'yu ilk defa Çırağan Sarayı'nda, Ülker'in ödül gecesinde dinledim.
Büyülendim.
Böyle bir sesin, böyle bir yeteneğin Türkiye'de neden hak ettiği oranda tanınmadığına bir anlam verememiştim.
Yaptığım araştırma sonrasında Karsu'nun, sık sık Türkiye'ye gelmesine arğmen Hollanda'da yaşadığını, yurtdışında ülkemizden daha fazla tanındığını öğrenmiştim.
Cuma gecesi saat 20..00'de, Türkçe şarkılardan oluşan albümünü tanıtmak amacıyla  Cemal Reşit Rey'de (CRR)sahneye çıkacak.

VE.. KARSU BOMBASI PATLAYACAK

Ve.. Karsu bombası patlayacak!
Bundan böyle Karsu'yu sahnelerde, televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında daha sık göreceğiz.
Türkiye'de sahneye çıkması, sesini duyurması, Karsu açısından çok önemli. Önemli, çünkü Türkiye, Hollanda'nın 10 misli büyüklüğünde, genç nüfusu oldukça fazla dinamik bir ülke. Genç bir yeteneğin adını çok geniş kitlelere duyurabilmesi açısından stratejik konumda olan bir  ülke.  Bütün bu saydığımız nedenler dolayısıyla Türkiye, Karsu'nun, gerçek değerini dünyaya duyurabileceği bir sıçrama platformu olacaktır. CRR'deki konseri, Karsu'nun gerçek değerini duyurması açısından uğurlu gelecektir. Türkiye'de patlayacak Karsu bombası, çeşitli açılardan dünyanın dikkatini çekecektir.

KARSU ÖZEL BİR YETENEK

Karsu, gerçekten özel bir yetenek.
Karsu, henüz 23 yaşında.
Karsu, Hollanda'da yaşıyor; 1970'te Hollanda'ya göç eden Hataylı bir ailenin kızı. Adını, köyünden almış, Karsu..
Karsu, küçük yaştan beri müzikle yaşıyor, besteler yapıyor.
Karsu, piyano ve flüt çalıyor.
 Karsu, yalnızca caz değil, pop, bossa nova, blues ve Türkçe şarkılar söylüyor.

"YA GEL YA BİZİ DE ORAYA AL"

Karsu Dönmez ailesinin Hollanda'ya göç etmesinin öyküsünü şöyle anlatıyor:
"Dedem Fikret Dönmez 1965’te Hollanda’ya işçi olarak gitmiş. Beş sene nenem tek başına yedi çocuğuna bakmış. Ancak sonunda dedeme, 'Ya gel ya da bizi de oraya al'   demiş. Böylece annem ve kardeşleri Amsterdam’a gelmişler."
14 yaşındayken Amsterdam’da, babasının aşevinde garsonluk yapmaktan yoruldukça piyano başına oturup şarkılar söylermiş Karsu, sahne hayatı böyle başlamış..
 Birgün ünlü belgeselci Mercedes Stalenhoef  onu babasının aşevinde şarkı söylerken  keşfediyor. Stalenhoef’in beş yılda tamamladığı “Bir Sırrım Var/Karsu” belgeseli Karsu'yu bütün dünyaya tanıtıyor.  Bu arada Karsu da altı ayda 13 ülkede konserler veriyor. Caz, blues, funk... İngilizce, Flemenkçe, Türkçe... Karadeniz türkülerinden Türk sanat müziğine kadar çok geniş yelpazede pek çok ezgiyi yorumluyor güçlü sesiyle.

 "AVRUPA'NIN NORAH JONES'U"

Karsu, "Avrupa'nın Norah Jones'u" olarak anılıyor. Önü açıldığında, hak ettiği zirveye kolayca tırmanabilecek bir yetenek, bir değer.
Karsu'nun sesinin Norah Jones kalitesinde olduğu ilk defa Het Parool (Hollanda) gazetesinde dile getirilmiş. İkisi de piyano eşiliğinde şarkı söylüyor. İkisinin de besteleri var. İkisinin de kıvır kıvır kahverengi saçları var.
Karsu ilk bestelerini babasının aşevinde (Kilim Restaurant) yemek yiyenler üzerinde test etmiş. Bir süre sonra insanlar yalnızca yemek yemek için değil, Karsu'yu ve bestelerini dinlemek için gelmeye başlamışlar; kazançlar artmış. İlginç bir ayrıntı, o dönemde Karsu'nun müzikten fazla bir beklentisi yokmuş.  Tek amacı, babasının aşevindeki müşteri sayısını artırmak, Kilim Restoran'ın adını duyurmakmış.

"BEN DE BU ADAM GİBİ PİYANO ÇALMAK İSTİYORUM"

Bir gün televizyonda piyano çalan uzun saçlı bir adam görmüş. "Ben de bu adam gibi piyano çalmalıyım" diye karar verdiğinde henüz yedi yaşındaymış.
Ailesi, 'hevesi geçer' düşüncesiyle, önce piyano almak yerine kiralamayı tercih etmişler. Daha sonraları komşularının hediye etmesiyle bir piyano sahibi olmuş.
19 yaşındayken Carnegie Hall'e ikinci defa çıkma başarısını göstermiş. Bu günlerde, "Kariyerimi bu yönde ilerletmeye çalışsam kimseye bir zararım olmaz. 50'li yaşlara geldiğimde, başkalarını dinleyip alkışlarken, 'keşke ben de müzisyen olsaydım' diye hayıflanmak istemiyordum.

17 YAŞINDA HOLLANDA KRALİÇESİNE KONSER VERMİŞ

Hollanda Kraliçesi Maxima için 17 yaşındayken sahneye çıkıp şarkılar söylemiş. Konser sonrasında, kraliçeye albümünü hediye etmek istediğinde, çok guru duyduğu bir ödül almış; kraliçe, 'Karsu, albümün bizde var, kızlar senin şarkılarını söylüyor' demiş.
Karsu Türkçe şarkıları da severek söylüyor. "Gesi Bağları"nı çok seviyormuş. 'Bu şarkıyı Avrupa coğrafyasında nasıl sevdirebilirim' arayışları sonucunda, bossa nova ritminde okumaya karar vermiş. İlginçtir, pekçok türkümüz bossa nova ritminde okunduğunda, daha evrensel bir lezzet kazanıyor. Türkülerimizi ilk olarak Avrupa coğrafyasıyla buluşturan Tülay German'ı rahmet ve saygıyla anıyorum.
Karsu rahmetli Neşet Ertaş'ın "Neredesin Sen" türküsüne de kendisine özgü bir yorum kazandırmış.
Hollanda'da yetişmiş olmanın kendisi için şans olduğunu belirten Karsu, "Hatay'ın Karsu köyünde yetişmiş olsaydımkendimi tanıtmada bu kadar şanslı olmayabilirdim" diyor. Geçen yıl köyüne Ricciotti Ensemble Orkestrası ile gitmiş. Köylüler, "Hem annemi hem babamı, ben köyümü özledim" türküsünü ayakta alkışlamışlar.

YEMEK YAPARAK DA HAYATIMI KAZANABİLİRİM

Yemek yapmayı çok sevdiğini belirten Karsu, bu konuda ilginç şeyler söylüyor:
"Yemek işi ailemizin geçim kaynağı. Evde, aşevinde her zaman  sarmici (kısır), assır, oruk (içli köfte) gibi Hatay yemekleri pişer. Yemek yapmayı çok seviyorum. Sanatçı olarak iş bulamazsam, ikinci mesleğim aşçılık olur."