Aslında bu yazıyı bir spor yorumu olarak okuyacağınızı beklemeyin. Tamamen farklı bir şeyden bahsediyorum. En sonunda nacizane birkaç yorum yapacağım. Çünkü Kırkpınar güreşlerini sadece bir spor müsabakası olarak değerlendirmenin çok doğru olmayacağını düşünüyorum. Yağlı güreşler bir spor dalı olmaktan öte bir ritüel, bir kültürdür aslında. Edirneliler her yıl  soğuk geçen kış gecelerinin ardından  bir haftalık “ Saray zamanı” nı sevinç ve heyecanla beklerler. Kırkpınar zamanı demek piknik ve alış-veriş yapmak, eğlenmek, keyifli vakit geçirmek demektir.  Tabii ki kimin baş pehlivan olacağını beklemek ve geleceğin  baş pehlivan adaylarını görmek Kırkpınarın en heyecanlı zamanıdır. Dolayısıyla Ata sporu olan yağlı güreşler ile bir hafta süren festivalin birbiri içine geçmesinin bu sporun sevilmesinde çok büyük katkıda bulunduğunu düşünüyorum. İnanın bu sevgi çocukluktan başlıyor. Aileler erkek çocuklarını “Pehlivan gibi” yakıştırması yaparak büyütüyorlar. Pehlivan gibi yiğit ol, mert ol, güçlü ol diyorlar. Çocuklar bu telkinlerle büyüdüklerinde Kırkpınar güreşlerine olan ilgi ve sevgileri daha da artıyor. Ve pehlivan gibi güçlü, kuvvetli olmak için daha çocukluktan çalışmalara başlıyorlar.  

Pehlivan olmak erkekler için  önemli bir güç ve gövde gösterisi. Herkes görüntüsüne önem veriyor. Her pehlivan görünüşüyle rakibini korkutmayı, kaçımayı istiyor. Ancak  pehlivan olmak sadece görüntüyle olacak iş değil elbette. Bir cazgırın manisinde de söylediği gibi; “Söğüt dalından odun olmaz, her yiğitten pehlivan olmaz!”

Pehlivanlar rakiplerine çok saygı dolu ve düşünceli yaklaşıyorlar. Ben hiçbir spor dalında bu kadar centilmen adamı birarada görmemiştim. Hemen hemen bütün karşılaşmalarda kazanan pehlivan malup olan rakibini teselli etmekten galibiyet sevincini doyasıya yaşayamadı.  Kazanan önce rakibinin gönlünü alıp onu ayağa kaldırdıktan sonra gerçek bir sevinç yaşayabildi. Biz bu centilmence sahneleri özellikle Türk Futbolunda göremiyoruz. İnanın hayranlık uyandırıcı ve çok etkileyici olduklarını söyleyebilirim. Güçlüler ama güçleriyle ezmiyorlar. Çünkü çok mütevazi ve saygılılar. 

Biraz da spor olarak 2013 kırkpınar yağlı güreşlerini değerlendirdiğimizde  herkesin Recep Kara ile Ali Gürbüz’ün final karşılaşmasını beklediğini söyleyebilirim. Ancak çok tecrübeli olan Recep Kara sürpriz bir şekilde İsmail Balaban’a yarı finalde yenildi. Ali Gürbüz ile İsmail Balaban’ın finali pek heyecanlı geçmedi. Ve Ali Gürbüz üst üste 3. Kez baş pehlivan olarak altın kemerin sahibi oldu. Recep Kara artık şansını seneye deneyecek. Bu sene başaltı olanlar önümüzdeki yıl sürpriz yapabilirler. Seneye yine centilmence karşılaşmalar izleyeceğimizi düşünüyorum. Hepinize iyi haftalar dilerim…