Kitap Dünyası

İyi Düşün

2017 yılının en çok ilgi gören kişisel gelişim kitaplarından biri olan Bütün Aşklar Tatlı Başlar’ın yazarı Serhat Yabancı, yeni kitabında bu kez evlilik konusuna odaklanıyor. Yaşamlarımızın en önemli dönüm noktaları arasında yer alan evlenme-boşanma kararlarına nasıl yaklaşırsak hem kendimiz hem de ailemiz için doğru kararı vermiş oluruz? Serhat Yabancı, kişisel gelişim kitaplarının çoğundan farklı olarak, ne evlililiği “sonu mutlu biten bir film” olarak tanımlıyor ne de boşanmayı “özgürlük fırsatı veya kaçınılmaz dramatik son” olarak görüyor. Ayrıca, günümüzde pek çok çiftin yanlış kararlar almasına sebep olan bir duruma dikkat çekiyor: “Eğer bekarlık, dulluk, ebevyn olmak, evde kalmak gibi tanımların üstüne yapışmış basmakalıp yargıları kaldırır ve yalın bir gözle bu tanımları yeniden yaparsanız, daha sağlıklı ve saygılı bir iletişim kurar, doğru kişiyle evlenirsiniz!” Serhat yabancı’dan sevgi dolu bir evliliğin formülü: Saygı+sorumluluk+seks+ sohbet+sabır+ilgi

Serhat Yabancı, Uzun Yıllardır Çiftlerle Çalışan Bir İlişki ve Evlilik Danışmanıdır

Yazdığı kitaplar, katıldığı radyo, TV programları, söyleşiler ve verdiği bireysel danışmanlık hizmetiyle binlerce kadın ve erkeğe yardımcı oldu. Yeni kitabında Evlenmeden-Boşanmadan Önce İyi Düşün derken, yaşanmış örnekler, bireysel alıştırmalar ve deneyimlerinden yola çıkarak sağlıklı, uzun ömürlü ve mutlu bir evliliğin haritasını çiziyor! En mükemmel adayı beklerken hayatı kaçıranlar, suçu kadere yükleyenler, aldatanlar ve aldatılanlar, “evlenecek insan yok” lafını sakız gibi diline dolayanlar, nasip/kısmet diyerek birisi ile tanışmak için hiç adım atmayanlar, sevdiği için değil yalnızlıktan korktuğu için evlenenler, sevgilisi olmadığı için kendisini güvende hissedenler… Peki tüm bunları değiştirip, dönüştürüp mutlu bir çift olmak mümkün mü?

Evlenmeden önce nelere bakmalıyım? Evlenmek için nasıl bir çözüm istiyorum? Eşimle aramızdaki sevgiyi nasıl güçlendiririm? Ne zaman ve kiminle evlenme! Seni insan olarak seviyorum, o halde senden ayrılmalıyım! Aldattım, aldatıldım. Ne yapmalıyım? Aldatan diğer tarafla hemen bitirebilir mi?

“Zıt karakterli birini seçmek, dominant birine âşık olmak, anne-babaya benzeyen kişilerle evlenmek… Bunlar tesadüf mü? Değil. Kimse hayatımıza tesadüfen giremez. Sadece biz nedenini bilmeyiz. Öğrendiğimizde de bazen değiştirecek gücümüz olmayabilir. Şimdi düşün… Tesadüf var mı? Senin için önemli olan ve hayatında yer kaplayan hiç bir şey ‘tesadüf’ olamaz.” “Duygusal veya cinsel açlık içindeki kişi, ilişkilere çok hızlı başlar. Hemen güvenir. Hemen bedeninin ve ruhunun kapılarını açar. Kendini çok çabuk teslim eder. Başta düşünmesi gerekenleri ilişkinin içindeyken düşünür. Yani tanışıp evlenmek yerine adeta evlenip tanışırlar. Bu ise bazen katlanma, boyun eğme veya bitmek bilmeyen patinaj sorunlarına neden olur.”

Gölgelerin Sessizliği

Recep Örek’in Gölgelerin Sessizliği adlı eseri Anatolia Kitap’tan çıktı. Kitap tanıtım bülteninde : “ Gölge; kimilerine karanlığı, kimilerine dünyanın gelip geçiciliğini, kimilerine varlıkla yokluk arasındaki o ezeli ve ebedi karmaşayı anımsatır. Tüm bu çağrışımlarının yanında tatlı bir serinliğinin olduğu yadsınmayacak özelliklerindendir. Recep Örek, insan ruhunun dehlizlerine indiği öykülerini “Gölgelerin Sessizliği” ismiyle bir araya getirmiş. Düşünsel birçok ayrıntıya atıfta bulunuyor aynı zamanda. Gölgelerin Sessizliği’nde; yalnızlığın, kendinden kaçmanın, yine kendine varmanın, çoğu içsel olan yolculukların, başkalarının kalp ülkemizdeki işgaline son vermenin, sormanın, soruşturmanın insanca öyküleri var. Kurgu ve gerçek, hayal ve yaşadıklarımız oldukça yetkin bir dokunuşla yan yana aktarılıyor. Bizden insanlar, bizim gibi olanlar fakat aynı zamanda aslında bizden onlarca farkla ayrılanlar, bu kitabın kahramanları olarak dikkat çekiyor. Birçoğunun ortak noktaları romanın, öykünün, şiirin, şarkının, bir heykel ya da tablonun, sinemanın kısacası sanatın büyülü ülkesine iltica etmiş olmaları. Recep Örek ince ince dokuduğu öykülerinde okura alternatif bir evrenin soyut ve gizemli atmosferinden esintiler yansıtıyor. Böylelikle sıradan olanla, sıra dışı olan arasındaki çizgide bir gezinti sözü veriyor.” Şeklinde aktarılıyor. Bu başarılı ve özgün eseri mutlaka okuyun.

Sudeh Sotodeh İkinci Kitabına Hazırlanıyor!

Hayatın boyunca özel insanlarla yaşamış şanslı bir kadın Sudeh Sotodeh. Yedi yıl boyunca yanından hiç ayrılmadığı Atatürk’ün manevi kızı merhum Ülkü Adatepe’ye Annem diye hitap etmiştir. ilginç ve renkli kişiliği ile sosyal yaşamın önemli isimleri arasında yer alan İran asıllı yakında bodruma yerleşiyor. Meşhur Alamut Kalesi topraklarından sudeh hayatının en güzel çağlarını savaşın getirdiği acıları görüp mutsuzluklarını derinden hissederek geçirmiş halepçe sınırında röpörtaj ve araştırmaya gidebilen yürekli bir insandır. Sudeh Sotodeh çok özel evlilik teklifleri aldığı halde kalbinin sesini dinleyip mütevazi bir evlilik yaparak mutluluğuna her daim şükrederek dile getiren bu güzel yürek çok yakın bir zamanda bodruma yerleşmeye ve ikinci kitabını yazmaya karar verdi. İranın tanınan Ailelerinden olan öz Annesinin yazar ve şair oluşu ve Ülkü Adatepe’nin teşvikleriyle kendi hikayesini yazmaya karar verdi ve Yüreğimin Ayak Sesleriyle ses getirdi. Başarılı yazar bu kez çok yakın bir zamanda ikinci kitabını sevenleriyle paylaşacak...işletmeci modacı kimliğini bir arada sürdürebilen çok nadide bir Hanımefendi olan Sudeh Sotodeh zaman zaman İran kıyafetlerinin tanıtıldığı defileler ve özel geceler düzenleyerek kendi kültürüne olan vefasını da korumaktadır.

Medya Dünyası

Belma Belen ile Başkanlar Anlatıyor Tv Net’te

Belma Belen’in hazırlayıp sunduğu ve bir ekran klasiği haline gelen Başkanlar Anlatıyor Tv Net ekranlarında tekrar izleyici ile buluşuyor. Başkanlar Anlatıyor’da siyaset dünyasının birbirinden değerli isimleri , adaylar , başkanlar hem yaptıklarını hem yapacaklarını hem de projelerini anlatacak. Başkanlar Anlatıyor siyaset dünyasının sesi olacak. İstanbul ve Ankara Stüdyolarının dışında Anadolu’nun da birçok farklı yerinden yapılacak yayınlarla Siyaset dünyası Tv Net ekranıyla izleyicilere ulaşacak. Başarılı ve güzel sunucu Belma Belen’in kendine özgü sunumu ile bu hafta Pazar 18.00’da ekranda olacak mutlaka izleyin!

Buket Sevinç Aykın ile Medya Dünyası ve Spikerlik Üzerine

Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?

17.11.1986 tarihinde Ankara’da doğdum. Eğitim hayatımı da Ankara’da tamamladım. Şu anda da Gazi Üniversitesi Spor Bilimler Fakültesi’nde yüksek lisansıma devam ediyorum. 2009 yılında TRT’nin açtığı sınavı kazandım yaklaşık 10 yıldır spikerlik yapıyorum. Evliyim ve 1 oğlum var.

Neden Medya ?

Aslında çalışmayı düşündüğüm bir alan değildi. Kamu Yönetimi mezunuyum sonuçta. İnsanın aklına gelmiyor o yüzden kısmet diyelim

Medyaya ilk adımı nasıl attınız?

Her şey TRT’nin açtığı sınav ilanını görünce başladı. Yeni mezun olmuştum ve farklı kurumlara başvuruyordum TRT’ye de başvurayım dedim. Puanım yetti ve sınava girmeye hak kazandım. Daha sonra sınav mülakat derken bugünlere geldik.

Medya dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?

İşimi ve içinde bulunduğum alanı seviyorum ama ikinci bir seçenek olarak akademisyen olmayı düşünebilirim.

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Hayat felsefem olarak başkalarının hayatlarıyla, ne yaptıklarıyla ilgilenmem. Kimseyle kıyaslanmayı ya da yarışmayı da sevmem. Ailem beni yarış atı gibi yetiştirmediği için başkalarıyla rekabet etmedim. Her konuda en büyük rakip olarak kendimi gördüm. Mesleğim için de böyle. Çok beğendiğim isimler var ama onları rakip olarak değil meslektaş olarak görüyorum bu da işimde daha iyi olmamı sağlıyor.

Medya dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Samimiyetsizliği, tembelliği ve yalan haberi.

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı ya da bu işi yapabilmek için sizce iletişim mezunu olmak gerekli midir ?

Bölüm mezunu olmak akademik olarak tabii ki çok önemli, inanılmaz bir altyapı sağlıyor. Ama bölüm mezunu olmayan birinin yapamayacağı kadar spesifik bir meslek değil. Sonradan yapacağınız okumalarla açığınızı çok rahat kapatabilirsiniz .Eğitim bu işin olmazsa olmazı size göre doğru olan o kadar çok yanlış var ki bunu ancak eğitim aldığınızda fark edersiniz.

Salt spikerlik / sunuculuk kursu ile spikerlik / sunuculuk yapılabilir mi ?

Hayır. Kurslar ekran karşısında ya da mikrofon başında bu mesleği yapabilmeniz için yeterli birikimi sağlamaz sadece giriş yapar.

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Hiçbir şeyi... Şaka yapıyorum tabii ki. Çok inatçı bir yapım var. Bazen güzel ama bazen de beni çok yoruyor.

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Tabii ki takip ediyorum. Artık sadece televizyon yeterli değil anlık şeyleri de takip etmemiz gerekiyor ve bu konuda en çok sosyal medyanın faydası oluyor. Her gün internet ve gazetelerden gündemle ilgili bilgileri alıyorum. Bunun yanında aylık okuduğum dergiler de var. Sosyal medyada çok sık paylaşım yapmamakla birlikte aktifim diyebilirim

Trt deki çalışmalarınızdan bahseder misiniz ?

TRT’de çok fazla birimde çalışıp farklı işlerde görev aldım. Önce radyoda başladım. Daha sonra gezi, anne-çocuk, müzik programları sundum. Yaklaşık 6 yıldır da spor spikerliği yapıyorum

İlk baskı programında neler var nasıl bir program bize bahseder misiniz 

İlk Baskı sizi tamamen yeni güne hazırlayan bir program. Sabah 07.00’de başlıyoruz ve bir gün önce gündemde neler vardı hangi haberler öne çıktı onları paylaşıyoruz. Daha sonra da spor gazetelerinde öne çıkan haberleri paylaşıp, yorumluyoruz ve seyircilerimizden gelen soruları cevaplamaya çalışıyoruz.

İyi sunuculuğu nasıl tarif edersiniz ?

Düzgün bir Türkçe kullanan, kendine güveni tam, yayınına çalışmış, donanımlı, kendine güvenen, sade.

Sunuculuğun dünyadaki stresli mesleklerden olduğu ifade ediliyor. Sizce böyle mi ? Spikerliğin stresli yanları neler ?

Kesinlikle öyle. Bir kere çok riskli bir meslek. Yayında ağzınızdan çıkan kelimeler sadece sizi değil kurumunuzu da bağlıyor. Ayrıca sizi aynı algı düzeyine sahip insanlar izlemiyor. Öyle kişiler oluyor ki siz a diyorsunuz o z anlıyor o kadar alakasız yani.

Spor dışında program yapmak ister misiniz ?

Her hafta farklı konunun işlendiği bir program sunmak isterim aslında. Bir hafta edebiyat, bir hafta hukuk, bir hafta müzik, bir hafta spor gibi Sizce ekranda olmak için güzellik şart mı ? Güzellik değil ama kameranın sizi sevmesi şart. Kimi insan vardır çok güzel değildir ama fotojeniktir, kimisi de dünya güzelidir ama ekranda tahammül edemezsiniz.

Yeni Medyanın ( Sosyal Medya ve İnternet ) Geleneksel Medyayı ( Radyo – tv gazete ) Yok edeceği söyleniyor siz buna ne dersiniz ? Yeni Medya sizce ne yönde ilerleyecek ?

Çok enteresan bir gidiş var doğru.Ama geleneksel iyidir ondan kopamayız biz. Spor programlarının geçmişe göre daha yorum eksenli ilerlemesini neye bağlıyorsunuz ? Seyircinin bu yönde talebinin olması işi bu noktaya getirdi ama seviye önemli. Bazen bakıyorum konu futbolcuyu bırakın futboldan çıkmış özel hayata gelmiş. Kıvamını iyi tutturmak gerekiyor

Eskiden kadın futbol yorumcuları daha çok spor programlarında görsel açıdan yer alıyordu şimdi durum değişti bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ?

Sanıyorum erkekler futboldan anlamanın atom parçalamakla eşdeğer olduğu algısından kurtulmaya başladı Belirli kuralları olan bir oyundan bahsediyoruz öğrenmek isterseniz öğrenir belli bir birikime sahip olduktan sonra da yorumlarsınız. Yeni olan her şey önce bir tepkiyle karşılaşıyor sanırım bu yüzden alışmakta zorlanıldı.

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?

Oğlum küçük olduğu için çok boş zamanım kalıyor diyemem ama fırsat bulduğum anlarda kitap okuyorum, arkadaşlarımla buluşuyorum ve spor yapıyorum.

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?

İrvin Yalom Nietzche Ağladığında Adalet peşinde

KırmızıTürk hakkında neler söylersiniz ?

İnsanların ekranda gördükleri kişileri hem yakından tanımasını sağlıyor hem de bugüne kadar ne işler yapmışlar, meslekleriyle ilgili neler düşünüyorlar aktarıyor.

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Mesleğimi seviyorum ve geleceğe dair çok fazla plan yapmıyorum. İsteklerim, hedeflerim tabii ki var ve bu doğrultuda çalışıyorum da ama illa olmalı gibi beni yoran hırslarım yok.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Hayatın kısa olduğunun farkına varıp her yeni güne umutla ve gülümseyerek başlayalım. Bir çok şeyin ilacı bizde unutmayalım.