İlk Kazak tarihçi Prof. Dr. Ermukhan Bekmakhanov, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin düzenlediği sempozyumla anıldı.  

M. KEMAL SALLI

Kazak milli tarihinin yazılmasında önemli katkıları bulunan Bekmakhanov doğumunun 100. yılında Kazakistan’da yapılan çeşitli bilimsel toplantı ve etkinliklerle anıldı; Bekmakhanov’un Kazak tarih ve kültüründeki yeri ve önemini anlatan konuşmalar yapıldı. Sempozyumun konusu olan Kazak tarihçi Bekmakhanov’un hayat hikayesi Türk tarihi ile de yakından ilgili olduğundan, öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi. 

Bu çerçevede Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği (TDBB) 15-16 Nisan 2015 tarihlerinde İstanbul’da uluslararası bir sempozyum düzenlenmişti. Daha sonraları bu sempozyumun bildirileri Prof. Dr. Abdulvahap Kara’nın editörlüğünde Türkçe ve İngilizce olarak iki cilt kitap olarak yayınlandı. Bu kitapların tanıtımı dolayısıyla yine Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği (TDBB) tarafından düzenlenen sempozyuma yurtiçinden ve Kazakistan’dan çok sayıda tarihçi katıldı. İlk Kazak tarihçi Ermukhan Bekmehanov’un hayatına ilişkin konuşmalarda, Rus tarih yazıcılığının geçmişi ve Türk tarihi açısından önemi anlatıldı.. 

Sovyetler döneminde Çarlık Rusyası’nın baskıcılığından söz ediliyordu, ama Sovyet dönemi de  tarihçiler açısından rahat bir dönem olmamıştı. Bu dönemde Çarlık Rusyası’nın hataları öne çıkarılarak Sovyet döneminin hataları gizlenmeye çalışılıyordu. Bu dönemde yazılan ve yayınlanan kitaplarda Rus tarihinin bazı bölümlerinin gözardı edildiği, yüzlerce yıllık boşluklarla anlatıldığı görülüyordu. En çarpıcı örnek Altınorda Devleti.. Sovyetler dönemindeki tarih kitaplarında, Kiev Knezliği’nden Moskova Rusyası’na geçiliyor, Karadeniz’in kuzey bölgelerine 250 yıl boyunca egemen olan Altınorda Devleti’nden söz edilmiyordu. 

Sovyet Rusya döneminde yazılan tarih kitaplarında konular mutlaka Engels, Marks ve Lenin’e atıflar yapılarak anlatılıyordu. Doç Dr. İlyas Kemaloğlu’nun da belirttiği gibi, konusu Seçuklular ya da Karahanlılar olan bir tarih kitabı, eğer Marks ve Lenin’e atıf yapılmadan kaleme alınmışsa, denetimden geçip yayınlanamıyordu.

Bu baskıcı süreç, bizde Batı’ya alternatif olarak gündeme getirilen Avrasyacılık Akımı’nın doğmasına neden oldu. Avrasyacılık Akımı, Sovyetlerin son dönemlerindeki siyasal baskılardan kaçan N.S. Trubetskoy, R.D. Yakobson, P.N. Savitskiy, N.N. Aleksiyev, V.N. İlyin, Erenjan Hara-Davran gibi bilim adamlarının öncülüğünde kuruldu. Bunlar Sovyetler Biriliği’nde yazamadıklarını gittikleri ülkelerde yazabildiler. Bu nedenle biz gerçek Rus tarihini, uzun bir süre, Rus kaynaklarından değil de, Batılı kaynaklardan okuyabildik. 

Sovyet döneminde yazılan tarih kitaplarında Sovyet coğrafyasındaki Türklerle Anadolu’da yaşayan Türkler arasında bir ilişki olmadığı savunuluyor, Anadolu dışındaki Türklerden Tatar olarak söz ediliyordu. Asya’daki Türklerin Çarlık Rusyası’na kendi istekleriyle katıldıkları anlatılıyor, çeşitli tarihlerdeki başkaldırılardan hiç söz edilmiyordu. 

Kırım sürgününün yaşandığı yıllarda, Altınorda Devleti konusundaki araştırmalar kesinlikle yasaklanırken, Türkiyat ve Türk enstitülerinin kurulmasının nedeni, Türkleri daha yakından tanımak ve buna göre bir siyaset oluşturmaktı. Bu dönemde Sovyet coğrafyasında eski Türk tarihiyle ilişkili pek çok eser Rusça’ya çevrildi. 

Sovyet döneminde Türkoloji çalışmalarının kısıtlanması, bu konuda çalışanların şiddetle cezalandırılmaları sonucunda Türk kökenli pek çok tarihçi Anadolu’ya kaçtı ve Mustafa Kemal’in yanında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda yer aldılar. Zeki Velidi Togan, Yusuf Akcura, Abdülkadir İnan gibi tarihçiler sayesinde Türk tarihinin ayrıntılı kitapları yazılabildi. Tarihimizi kendi yazarlarımızdan öğrenmiş olduk. 

Ortak bir tarihe ve ortak bir kültüre sahip olduğumuzdan, Kazakistan’ın ilk tarihçisi Prof. Dr. Ermukhan Bekmakhanov’u anarken, Sovyetler Birliği’nden kaçarak Ankara’ya gelen atayurt tarihçilerimizi de birlikte anıyoruz. Prof. Bekmakhanov’un hayatı hem bilgi hem de tarihi derslerle dolu. Bize Bekmenhanov gibi atayurdumuzun değerlerini tanıtan Prof. Dr. Abdulvahap Kara Hocamıza teşekkür ediyoruz. 

KİMLER NELER ANLATTI?

İlk Kazak Tarihçisi Ermukhan Bekmakhanov’un Doğumunun 100. Yılı dolayısıyla Mimar Sinan Üniversitesi ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin düzenlediği ve moderatörlüğünü Dr. Fahri Solak’ın yaptığı “Sovyet Tarih Yazıcılığı ve Kazakistan Tarihinin Meseleleri” konulu sempozyumda konuşan tarihçiler ve konuşma konuları şöyleydi:

Prof. Dr. Fatma Ürekli “Sempozyum Açılış Konuşması”

Prof. Dr. Abdulvahap Kara, “Ermukhan Bekmakhanulı ve Sovyet Döneminde Kazak Tarihi Araştırmalarında İdeolojik Baskı ve Kısıtlamalar”

Prof. Dr. Tursun Jurtbay, Sovyetler Birliği’nde Yaptırım Politikaları ve E. Bekmakhanov’un Kovuşturulma Tarihi

Prof. Dr. Araylım Musagaliyeva (L.N. Gumilev Avrasya Üniversitesi), “Ermukhan Bekmakhanulı’nın Kovuşturmaya Uğraması: Belge ve Delil”

Prof. Dr. Danagül Makhat, Tarihçi Ermukhan Bekmakhanov’un Kovuşturulmasının Sovyet Basınına Yansımaları 

Prof. Dr. Galina M. Kakenova, Ermukhan Bekmakhanov’un Bilimsel Araştırmalarının Totaliter Rejim Altındaki Kaderi

Doç. Dr. Güljanat Kurmangaliyeva Ercilasun, Kazak ve Kırgız Tarihçiliğinde Kenesarı Kasımulı Araştırmaları ve Ermukhan Bekmakhanov’un Rolü

Doç. Dr. Steven Sabol, Ermukhan Bekmakhanov ve Kenesarı Kasımulı Ayaklanması

Prof. Dr. Aytalı Orazbayeva (L.N. Gumilev Avrasya Üniversitesi), “Ermukhan Bekmakhanulı ve Kazakların Milli Devlet Meseleleri”

Yrd. Doç. Gülnar Kara (Bitlis Eren Üniversitesi), “Ermukhan Bekmakhanov’un Eserlerindeki Kazakistan Tarihinin Önemli Konuları”

Doç. Dr. Darken Kurmangaliy (L.N. Gumilev Avrasya Üniversitesi), “Ermukhan Bekmakhanulı ile Alaş Aydınları Arasındaki Manevi Benzerlikler” 

Yrd. Doç. Dr. Meryem Kırımlı, “Kazakistan'da Sovyet Tarih Anlayışından Milli Tarih Anlayışına Geçiş Sürecinde Ermukhan Bekmakhanov'un Rolü”

Doç. Dr. Roza Musabekova (L.N. Gumilev Avrasya Üniversitesi), “Kazakistan’daki Aydınlara Karşı Siyasi Baskılar (1940-1950)”

Doç. Dr. Emin Özdemir (Nevşehir Üniversitesi), “Sovyet Döneminde Kazakistan’da Tarihi Araştırmaları ve Eğitiminde Komünist Partisi’nin Etkisi”,

Yrd. Doç. Dr. Elnur Agayev “Sovyet Tarihçisinin Mutfağına Bir Nazar”

Doç. Dr. İlyas Kamalov “Sovyet Tarihyazımında Altınorda”

Dr. Leysen Şahin (Marmara Üniversitesi), “Kazan Tatarlarının Etnik Kökeni Meselesi: Sovyet Tarih Yazıcılığının Etkilerine Dair Bir Değerlendirme”

Doç. Dr. İsmail Türkoğlu “Sovyet Tarihyazımında Aydın Biyografileri”

Prof. Dr. Ermukhan Bekmakhanov (1915-1966)

Prof. Dr. Abdulvahap KARA

Sovyet döneminde lisans düzeyinde ilk tarih eğitimi alan (1937) ve tarih dalında ilk doktora diploması sahibi (1946) olan Prof. Dr. Ermukhan Bekmakhanov aynı zamanda Kazak Devlet Üniversitesinde ilk Kazakistan Tarihi bölümünü 1947’de açmış ve 1966’da ölümüne değin bu bölümü yöneterek bir çok tarihçi yetiştirmiştir.

Bekmakhanov 1943’te orta dereceli okullar için Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti tarihi konulu ilk ders kitabının yayınlamasına öncülük etti. 1947’de Çarlık Rusya’ya karşı büyük bir başkaldırı hareketini yürütmüş olan Kenesarı Han (1802-1847) hakkında Rusça olarak “1920-1940 Senelerinde Kazakistan” adlı doktora tezini kitap olarak yayınladı. Ancak bundan dolayı siyasi baskılara maruz kaldı. Eser toplatılarak yasaklandı. İşten çıkarıldı. 1952’de tutuklandı ve 25 yıl için Sibirya’daki çalışma kamplarına sürgün cezası verildi. Mart 1953’te Stalin’in ölümünden sonra 1954'te affedilerek Kazakistan’a döndü.

Tekrar eski işinde çalışmaya başlayan Bekmakhanov 6 Mayıs 1966’da vefat edene kadar Kazakistan Tarihi bölümünde eğitim ve araştırmalarını sürdürdü. 

Sovyetler Birliği’nde tarihçiler özgür çalışma ve araştırma imkânına sahip olamadılar. Onlar Marksist-Leninist ideolojinin belirlediği çerçevede araştırmalarını yürütmek zorundaydılar. Ancak bu ideoloji belirli bir standarda sahip değildi. Zamana, şartlara ve SSCB Komünist Partisi liderine göre değişim gösterebilmekteydi. Bu sebeple Ermukhan Bekmakhanov gibi tarihçiler Sovyet tarih mektebinde yetişmiş olmalarına ve onlara riayet etmelerine rağmen ideolojideki değişiklikler sebebiyle haksız tenkitlere ve suçlamalara maruz kalarak ağır cezalara çarptırıldılar. Bu bakımdan Ermukhan Bekmakhanov talihsiz bir tarihçidir. 

Kendisini tarih ilmine adamış bir bilim insanı olarak Bekmakhanov’un Kazak tarihçiliğindeki yeri büyüktür. İlk olarak dönemin önde gelen tarihçileriyle çalışarak kendini iyi yetiştiren Bekmakhanov Kazak tarih yazımına önemli katkılar sağladı. İkinci olarak dönemin önde gelen tarihçilerini teşvik ederek tüm SSCB’de içinde ilk defa Kazakistan’ın kendi tarihini yazdırılmasına vesile oldu. Bu iki açıdan önem arz ediyor. Birincisi Kazak tarihçileri diğer Rus olmayan cumhuriyetlere göre daha erken milli tarih yazımına elde etti. İkincisi bu yazımda tecrübeli tarihçilerin yer alması Kazakların tarih ilminin gelişimine önemli katkı olmuştur. Tüm bunlar Ermukhan Bekmakhanov’un Kazak tarih yazıcılığındaki yerini eşsiz kılmaktadır.