HUNDİNGTON’UN KİMLİK İNŞA VE TÜRKİYE’NİN HANGİ MEDENİYETE AİT OLDUĞU TEZİ

("Clash of Civilizations", of a post-Cold War new world order.)

(3)

Huntington’un tezine göre Atatürk’ün bu Doğulu-İslam Türk toplumunu Batılılaştırma çabası sonucu Türkiye bugün ‘kimliksiz-bölünmüş-şizofren ülke’ haline gelmiştir…

Huntington’a göre Türkiye bu nedenle yüzünü Batı’ya çevirmiş, hiçbir zaman alınmayacağı AB kapısında dilenci durumuna düşmüştür…

Huntington’a göre Türkiye bu bölünmüşlükten kurtulmak için Atatürk’e sırt çevirmeli, AB hayalini terk etmeli, yüzünü Batı yerine Doğu’ya, İslam dünyasına çevirmeli ve zaten yürütemediği ‘lüks’ parlamenter sistemden vazgeçmeliydi…

Huntington’a göre Türkiye özüne ve İslam’a dönmeli, yüzünü İslam dünyasına çevirmeliydi, İslam âlemi liderliğine soyunmalıydı…

Huntington sürekli Atatürk’ün ulus-devlet modelinin terk edilip, İslam ve halifelik modeline yönelinmesini istedi… Neo-Osmanlı tezlerin babası da Huntington’dur… Gibi suçlayıcı ifadelerdoğru değildir.

Huntington yukarıda ifade ettiği sözlerin bir kısmını temenni olarak söylemiyor: Kendine göre durum tespiti yapıyor. Türkiye doğu toplumudur, İslam medeniyetine aittir. Tekrar kendi medeniyet değerlerine dönecektir. Atatürk sosyolojik olarak yanlış yapmıştır. TÜRKİYE ‘KİMLİKSİZ-BÖLÜNMÜŞ-ŞİZOFREN’ ÜLKE HALİNE GELMİŞTİR. Bu durum böyle gidemez. Diyor.

Ancak “parlamenter sistemin” Türkiye için lüks olduğunu söylemiyor. İslam dünyasının liderliğine soyunsun demiyor. Aksine durum tespiti yaparak bu işi yapmaya en muktedir devlet olduğunu söyleyerek, Amerikan karar alıcılarını uyarıyor. Ona göre vaziyet almalarını temin etmeye çalışıyor.

Huntington’un tezine göre Atatürk’ün bu Doğulu-İslam Türk toplumunu Batılılaştırma çabası sonucu Türkiye bugün ‘kimliksiz-bölünmüş-şizofren ülke’ haline gelmiştir… sözü bir tespittir.

Bütün bunlar Huntington’un tespitleridir. Bu tespitlerde doğruluk payı yok mudur? Vardır! Zaten bilim yanlış faraziyeler üzerine kurulamaz. Neticede tarihçi ve sosyolog olarak Türkiye’nin nasıl hareket edeceğine dair fikir yürütüyor. Aslında Huntington Türkiye’de “Halifeliği” yeniden ihyasını istemiyor. İslam dünyası üzerine topyekûn baskı uygulandığında Müslümanların Türkiye’nin etrafında toplanacağını Halifeliği yeniden ihya edeceklerini öngörmektedir. Pentagon Türkiye’nin halifeliği getirmesini istemediği gibi bu yöndeki İslam birliğine karşı hazırlık yapmaktadır. IŞİD üzerinden sahte halifelikler inşa ederek bu yöndeki çabalara karşı koymaya çalışmaktadır. ABD; Irak ve Suriye’de Türkiye’nin önünü kesmektedir. Halifeliği, ılımlı İslam modeli ile mezcederek kendi kontrolleri altında Fethullah Gülen üzerinden getirmek isteyen CİA’dır. Pentagon değildir. Şunu demek istiyorum: Ortadoğu coğrafyasında Amerikan ordusunun kendine mukavemet edecek bir hilafet sisteminin kurulmasını istemesi akıllara ziyan bir çelişkidir. Tam tersine böyle bir girişimi nasıl önleriz üzerinden politika geliştirmektedir.

Huntington Türkiye’nin AB’ye alınmayacağını bilmektedir. Bundan da öte AB’nin de bir müddet sonra dağılacağını bilmektedir. AB cazibesini yitirdiğinde Türkiye’nin kendine bir yol ve rota arayacağını söylemektedir. Türkiye’nin 1930 model bir ideoloji ve sistemle devam edemeyeceğini görmektedir. Türkiye ne yapabilir? Hangi kararları alabilir? Kendi medeniyet değerlerine dönebilir mi? Batı için kendisi Yahudi olması sebebiyle esas düşündüğü konu İsrail’in güvenliği olması sebebiyle Türkiye’yi nasıl bloke ederiz, bunun araştırmasını yapmaktadır. Yazının bundan sonraki bölümlerinde Huntington’un “Medeniyetler Çatışması” tezini ve sonuçlarını tartışacağız.