Akıllardan silinmeyen ‘’Hatırla Sevgili’’ dizisindeki “Harun’’ karakteriyle tanımıştık sevgili Kadir Özdal’ı. Canlandırdığı karaktere ve oyunculuğuna hayran kalmıştık hepimiz. Başarılı oyuncuyu tanıyor olmanın ayrıcalığıyla; onu tanımayanlara tanıtmak, unutanlara yeniden hatırlatmak ve sevenlerine de bir sürpriz yapmak istedim…

Sanırım "Hatırla Sevgili" dizisinin müptelası olan herkes sizi tanıyordur. Ama yine de bizlere kendinizden bahseder misiniz? Kadir özdal kimdir?

28 Temmuz 1981’de, öğretmen bir babanın ve ev hanımı bir annenin ilk oğulları olarak Elazığ’da dünyaya geldim. Babamın mesleği dolayısıyla birçok şehirde bulunma fırsatımız oldu. Gaziantep’te ilk kardeşim Kerimcan ve Yozgat’ta ise ikinci kardeşim Ercan dünyaya geldi. Küçük kardeşim doğduktan 3 sene sonra ailem bizim iyi bir eğitim almamızı istedikleri için İstanbul’a gelme kararı aldılar. Hakim, savcı, doktor, mühendis gibi mesleklere mensup olmamızı istiyorlardı. Fakat benim hayalim sahnede olmak, alkışlarla yaşamaktı.

Tiyatro hayatınız nasıl başladı?

1992 senesinde İstanbul’un Kartal ilçesinde ikamet ediyorduk. Oturduğumuz evin hemen bitişiğinde Kartal Sanat Tiyatrosu bulunuyordu. Sokakta oyun oynamak yerine kardeşimin elinden tutup onunla birlikte oradaki provaları izlemeye gidiyordum. Kartal Sanat Tiyatrosu benim için tiyatroya giriş basamağıydı. 15’li yaşlarıma geldiğimde amatör bir tiyatro kurumunda tiyatronun mutfak eğitimini almaya başladım. Ve ailemin hayal ettiği mesleklere de kesinlikle ilgi duymuyor, üniversite sınavları için büyük bir çalışma içine de girmiyordum. Tiyatroya olan sevgim tüm mesleklerden daha ağır basıyordu. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi’nin mülakatlarına katıldım ve sınavı kazanıp orada tiyatro eğitimime devam ettim.

Birçok dizi ve filmde yer aldınız. Ama insanlar sizi hep Hatırla Sevgili dizisindeki "Harun" karakteriyle hatırladı. Peki Hatırla Sevgili'nin sizin hayatınızdaki yeri ve önemi nedir?

‘Hatırla Sevgili’ yer aldığım ilk projedir. Bana teklif edilen, para kazanacağım bir iş olarak görmedim hiçbir zaman. Bana verilen bir lütuftu Hatırla Sevgili… Lise ve üniversite yıllarımda okuduğum kitaplardan tanışık olduğum ve en önemlisi ilgi duyduğum bir dönemi anlatıyordu. Hayal et deseler, böyle bir projede yer alacağımı hayal edemezdim. Üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen hala sokakta ‘Harun’ olarak tanınıyorum. Ve bu benim için çok büyük bir mutluluk. ‘Demek ki Harun olabildim’ diyorum içimden. İnsanlar Harun’u çok sevdiler ve hiç unutmadılar. Ben de Hatırla Sevgili’yi ve Harun’u hiç unutmadım ve unutmayacağım.

Canlandırdığınız ‘Harun’ karakteri nasıl biriydi? İnsanlar neden Harun’u çok sevdi?

Harun, Anadolu gencini temsil eder. Ordu’dan İstanbul’a okumak için gelen bir delikanlıydı. Kendi dünya görüşünü oluşturmuş; okuyan, öğrenen, olaylara duyarsız kalmayan bir gençti. Vazgeçmeden ama ne kendinin ne de aşkının değerini düşürmeden, sevdiğini boğmadan, sadece sevmek için seven biriydi. Sevgi konusunda Harun belki de bir örnekti. Sanırım bu yüzden çok sevildi.

Hatırla Sevgili dizisinde aşk dolu sahneleri, miting ve protesto sahnelerini, mahkeme, idam sahnelerini izledik çokça. Peki sizin dizi boyunca unutamadığınız bir sahne oldu mu?

Hatırla Sevgili dizisinde unutamadığım çok anım var aslında. Ama ‘kanlı pazar’ sahneleri çekilirken dizinin bir oyuncusu olarak ben de çok etkilenmiştim. Yönetmenimiz, yapımcımız, dizinin senaristi ve tüm ekip miting sahnelerini hep birlikte gerçekleştiriyorduk. Dizi ekibi olarak kol kola girip yürüyüş yapıyorduk ve bizim için çok anlamlıydı.

Hatırla Sevgili dizisinin size bir şeyler kazandırdığına inanıyor musunuz? Dizi setindeyken neler öğrendiniz? Ya da nelerin farkına vardınız?

Hatırla Sevgili o tarihte sadece benim için değil, herkes için bir okul gibiydi aslında. Usta oyuncular ve işinin ehli bir ekip vardı orada. Kamerayı, dizi sektörünü, set ortamını ilk defa orada gördüm ve öğrendim. Benim gibi nice insan da kendini bu sette geliştirdi. Birçok arkadaşımız asistanlıktan şefliğe yükseldi. Şuan sektörün hatırı sayılır çalışanları, işlerinde başarılı, tercih edilir isimleri oldular. Aslında Hatırla Sevgili kıyısından köşesinden gelip geçen herkes için çok değerli diye düşünüyorum.


Şu an neler yapıyorsunuz? Yeni projelerinizden ve yapmak istediklerinizden, hayallerinizden bahseder misiniz?

Nisan ayında TRT için 2 tane 90 dakikalık filmimiz yayında olacak. Bundan öncede yaptığımız filmler birçok festivalde kendine yer buluyor ve ödüllerle dönüyor. Örneğin Emrah Erkanı ile birlikte çalıştığımız ‘Tuhaf Zamanlar’ ve Cansel Elçin ile birlikte çalıştığımız ‘Melekleri Taşıyan Adam’ filmleri buna bir örnektir. Bunun dışında tabi ki tiyatroya devam ediyorum. Birçok oyunda yer alıyorum.

Sizi en çok mutlu eden tiyatro sahnesinde aldığınız alkışlar mıdır, yoksa televizyondan izlediğimiz dizi oyunculuğu mu?

Tiyatro benim için bambaşka bir şey. Orası benim özgür ifade alanımdır. Kendimi en doğru, en samimi, en özgür hissettiğim yerdir tiyatro sahnesi. Ömrüm yettiğince o sahneden inmek istemiyorum.

Ülkemizde tiyatroya verilen değer için ne düşünüyorsunuz? Bu değerden memnun musunuz?

Sabırla bu işe gönül verenlerin çabası ile tiyatro son yıllarda daha çok ekip ve daha çok oyunlarla izleyici ile buluşuyor. Son zamanlarda ben de çok keyifli oyunlar seyrediyorum. Ve tiyatro kültürünün yaygınlaşmaya başladığını düşünüyorum. Fakat herkese tiyatroya daha çok gidilmeli demek istiyorum. Keyif alacaklarına eminim. Ayrıca verilen emeği de izlerken göreceklerdir.

Son olarak Önce Vatan Gazetesi okuyucularına neler söylemek istersiniz?

Son olarak herkese ülke olarak yaşadığımız bu zor günlerde umut, hoşgörü, barış ve iyilik diliyorum. Ne demiş şair; ‘Bu dünyayı iyilik kurtaracak. Bir insanı sevmekle başlayacak her şey.’

Bu keyifli röportaj için çok teşekkür ederim. Tüm Önce Vatan gazetesi okuyucularına sevgilerimle…