Eleştiri kelimesi soğuk bir kelimedir. İnsanı üşütür. Birey eleştirilmeyi kabul edemez. Veya daha yumuşatarak söylersek eleştiriden hoşlanılmaz. Eleştiri kişinin bir yerlerini acıtır.

            Ben eleştiriye her zaman açığım diyende belki bir olay veya kısa bir süre için sessiz kalabilir.  Bu gerçeğin farkında olarak eleştirimizi koltuk altına sivri uçlu acıtıcı bir şeyle dokunulmuş gibi panik durumuna sokmamak için yapıcı üslup ve dozda yapmakta yarar vardır.

            Eleştiri nedir? Sözlükte; “ Bir insanı, bir konuyu, yapıtı doğru ve yanlış yönlerini bulup göstermek arzusuyla inceleme” işidir. Yanlış görülenleri belirtip doğru taraflarını göstermek daha uygundur. Yani kısaca iyi olanın hakkını vermek ve onu teşvik ederek yüreklendirmek, iyi olmayanı da uyarmak, ikaz etmek ve yol göstermektir.   

            Bir söz vardır. “ Eleştiri yağmur gibi, bir insanın köklerine zarar vermeden besleyecek kadar nazik olmalıdır” Diye.

            Goethe; “Yanında eleştirici bir dost varsa, insan çok daha çabuk ilerler” der. Eleştirinin haklı tarafı olmalıdır. Kişiyi küçük düşürmek, onu ezmek amaçlı ise o eleştiri olmaz. Eleştiri maskesi arkasına saklanarak zarar vermek amaçlı, kasti davranış olur.

            Devleti yönetenler, yönetmeye talip olanlar, sivil veya resmi bürokratlar da eleştiriye açık olmalıdır. Eğer eleştiri olmaza ise doğru yönetme, doğru iş yapma payı da o oranda düşer. Devleti yönetenler “ben devletim” kuruntusuna kapılırsa o devletin zor duruma düşme süresini de yakınlaştırmış demektir.

            Büyük Atatürk bu gerçeklerden haberdar olduğu için, en yakınında bulunanlar tarafından engellenmek istenmişe de azim ve irade ile Cumhuriyet rejimini kabul ve ilan etmiş, demokrasinin temellerini atmıştır.

            Her eleştiri küçükte olsa bir gerçeği ortaya koyar. Bunun farkında olmak da insana hayatı ve kendini tanıma fırsatını verir.

            İnsan önce şu gerçeği kabul etmelidir. Kendisi insandır, bir canlıdır ve mükemmel değildir. Mutlaka eksik olduğu tarafları vardır. İnsanın büyüklüğü, olgunluğu ister kendi, ister eleştirici vasıtasıyla ortaya konan yanlışın veya eksikliğin farkına varması ve telafi etme yoluna gidebilmesidir.

            Çünkü doğrular gösterilerek yapılan eleştiriler sonucu düzeltilebilecek işlevdedir.

Birde düzeltilmesi mümkün olmayacak yanlışlar, hatalar, eksikler vardır ki bunlar insanlara, topluma acı ve huzursuzluk getirir.

            “ Bir lisede kendine güven duyan Canan ismindeki genç kız bir arkadaşı ile sınıfta tartışmaktadır. Konu gençler için önemli bir konudur. Kimya dersinde ortamı geren tavırlarını tartışmaktadırlar.

Canan’ın ses tonu yükselir. Canan bunun farkında değpildir;

-Be kızım kör gözlerini biraz açta tavrının getrçeği sonucu gör uyuma uyuma! Der.

Tartışmanın diğer noktası Melike, Canan’ın ses tonundan, kurduğu cümleden ve kullandığı kelimelerden rahatsız olmuştur.

Farkına varsın diye uyarmadan önce konuşmayı bir süre keser ve susar. Ve devam eder.

Arkadaşım sesiniz tartışma seviyesinden kavga seviyesine ulaştı farkında mısın? Çevreni kırıp döküyorsun. Böyle devam edeceksen tartışmayı keselim, Der.

Canan farkına varır ve özür diler başka bir zaman devam ederiz der ve konuşma sona erdirilir.

Bu olumlu bir örnek, hiç istenilmeyen ve kabul edilmeyen diğer örnek sonucunda nelerin olacağı kestirilemez.

Birde düzeltilemeyen hatalar vardır.

”Bir polikacı kürsüden rakibi politikacıyla atışmakta, birbirlerine karşı çok ağır hakaretler de bulunmaktadırlar. Biri diğerine hırsız derken öbürü hainsin diye karşılık vermektedir. Biri diğerime zürriyetsiz derken, öbürü ona vatan haini, vatanın birikmişlerini çalan hırsız demektedir.”

Bu konuşmada yapılan hata ve hakaretler düzeltilebilecek hata ve hareketler değildir. Böyle bir şey olur mu demeyin. Olma ihtimali yüksek. Çünkü 21.yüzyılda bazı duygular ve özellikler terk edilmeye başlandı. Bizim şu anda okuduğunuz yazı son örnekler için değildir.

Bu açıklamalardan sonra şu sonucu rahatça paylaşabiliriz. Eleştiriyi ikiye ayırmak mümkündür.

1)    Yapıcı Eleştiriler

2)    Yıkıcı eleştirler.

Yapıcı eleştiriler ülke ve kişiler için her zaman olumlu sonuçları beraberinde getirir.

Yıkıcı eleştiri ise eleştirilene de, eleştirene de ve onların üzerinde yaşadıkları vatan denilen kutsal toprağa da zarar verir.