Bu yazıya nasıl başlayacağımı bilmiyorum… Şiddeti sadece ülkemin topraklarındaki kadınlar görmüyor ki… Daha dün Suriye’deki savaş sırasında öldürülen ve tecavüze uğrayan kadınlara ait tüyler ürperten bir rapor okudum… Sonra kendime baktım, geçmişime… Annemi, teyzemi, halamı, halamın kızını düşündüm… Hiç şiddete uğramadığımızı söylemek yersiz… Ailemdeki tüm kadınlar ya kocalarından, ya babalarından ya da ailenin diğer erkek üyelerinden şiddet görmüşlerdir. Ve belki de hala görmekteler… Bana gelince, beni karıştırmayalım şimdi, o konuyu başka bir zamana saklıyorum…

Sadece etrafımızı izlesek başımıza neler geldiğinin farkında olabiliriz. Bu hiç zor değil! Birileri sürekli bize ne olmamız, ne yapmamız gerektiğini söylüyor.

Şöyle iyi kadın olmalısın,

Böyle iyi anne olmalısın,

Şunu yapmalısın,

Böyle davranmalısın…

Peki yapmazsan ne olacak?

Önce hakaret, küfür, sonra dayak, yine dayak en son ölüm…

Bırakın aldatmayı, bir iş bulup çalışmak, yüksek sesle kahkaha atmak, yolda sakız çiğnemek bile hakaret, dayak sebebi olabiliyor bizim için…

Burası Türkiye olduğu için kadına şiddetin türlü türlü haklı sebebi var…

Mesela 2 karısını öldürmüş bir katil önce Flash TV’de bir evlendirme programına çıkıyor. Pişkin pişkin sırıtarak taliplerini bekliyor. Yeni öldüreceği kadını yani…

Anlatmaya başlıyor. 17 yaşında amcasının kızını kaçırmış. Başkası yemesin o yesin diye…     5 ay sonra eşinin hal ve hareketlerinin değiştiğini söylüyor. Meğersem 5 aylık gelinin hareketlerine gıcık olmuş… Aynen bu kelimeyi kullanıyor. “Gıcık olmak”… Ne oldu da kızcağızın hareketleri değişti hem de köy yerinde… Sonra adam sırf gıcık kaptığından karısını öldürüveriyor. Ve bunun adına da “Kader” diyor sırıtarak… “Olmaması gerekirdi ama oldu” diye de eklemeyi ihmal etmiyor. 14 yıl hapiste yattıktan sonra genel af ile dışarı çıkıyor. Sonra bir kadın daha buluyor kendine. O da sözde adamın evine, parasına gözünü dikiyor. Ve güçlü kuvvetli adamı öldürmeye kalkınca canından oluveriyor. Adam diyor ki program sunucusu kadına: “Beni öldürmeye kalkınca kendisi öldü. Onu ben öldürmüş oldum. Bende yalan yok. Dobrayım ben canım”  Ve birincisinden daha büyük bir şiddetle sırıtıyor. Yüzünün tüm mimikleri adeta kahkahaya boğuluyor. Neyseki sunucu kadın  insaflı davranıp adamı en azından programından kovuyor. Adam programdan ayrılırken ellerini havaya kaldırıp el sallıyor. Adeta ben yaptım, başardım, aferin bana der gibi…  

Peki yıllardır sabah programı yapan gönüllerin sultanı Seda Sayan ne yapıyor?

O pişkin pişkin gülen, öldürdüğü kadınları ballandıra ballandıra anlatan, kendini kader mahkumu yapan adamı programına çıkarıyor… Ve Seda Sayan soruyor, "Peki, erkek karısını neden öldürür?"

Ve sonra da ekliyor: Böyle güler yüzlü adamdan katil olur mu?

Şimdi bu sözler ile erkeği haklı, kader kurbanı ve kadını gözü dışarda, namussuz yapmıyor musun?

Katile neden öldürdün diye sorulur mu?

Öldürmenin haklı nedeni olur mu?

Kadın dünyanın en kötü şeyini yapsa ne olacak? Kim kimin bedeni, ruhu, aklı üzerinde sonsuz hak sahibi olabilir?

Ardından acaba başka hangi ülkede karısını öldüren bir adam pişkin suratıyla Televizyona çıkar diye düşünüyorum…

Hani yeni Türkiye’yiz ya biz.

Böyle mi oluyor acaba “Yeni” olunca?

Merak ediyorum.

Aklım duruyor…