Gözümde o çok büyüttüğüm  kelime haznemde biriktirdiğim cümlelerim yok bugün. Ne harflerin  bir araya gelecek takati var. ne de benim onları toparlayacak gücüm. 

Giysileri çıkartılmış, beyni boşaltılmış bir cesetten ibaretim adeta. 

Dünya bana hiç bu kadar boş ve bu kadar çirkin görünmedi. Baktığım her yer, her şey ifadesiz, anlamsız geliyor.


Sanki bir el bastı beynimin düğmesine başka, bambaşka bir dünyaya gözlerimi açtırdı. Bak!

İyi bak! 

Gören kalbinle bak! 

Evet görüyorum. 

Acımasızca ve kalleşçe şehit edilen gencecik fidanları görüyorum.


On dört ocak söndü.


On dört yangın yeri.

On dört yerden ağıt sesleri yükseldi gök kubbeye.

Cansız bedenlerinde ki kan bile  kurumadan teslim edildi ailelerine. 

Ah ne büyük acı!


Bir günde büyümüyor bu çocuklar efendiler. Dokuz ay ana karnında gezdirmek kolay mı sanıyorsunuz?

Hiç sordunuzmu geçmişte nasıl yaşadıklarını? Belki bir parça ekmeğe muhtaç olarak büyüdü. Belki babası yoktu. Belki anası temizlik yaparak büyüttü. Büyüyünce oğlu okuyacak eli ekmek tutmaya başlayınca da anasını evinin baştacı edecek. 

Belki de evliydi. Deli gibi sevdiği kızı almıştı. Belki de nışanlıydı, sevdiğine kavuşmak için gün sayıyordu. 

Belki de yeni baba olmuştu. O gitmeden baba demeyi öğrenecekti kim bilir? 


Peki ya şimdi. 

Sevdiğine kavuşamadan, baba kelimesini duyamadan şu fani dünyadan göçüp gitti değil mi?

Anlayamıyorum. İstenilen nedir? 

Neden bu kadar şehit veriyoruz? 

Koca vatan yetmiyor mu bize? 

Neden illede ağlatılacak analar? 

Nerede bu devlet? 

Neden herkesin eli, kolu bağlı tepkisiz? 

Tarih ve zaman bizlere hiç bir şey öğretmemiş mi. Karanlık uykulardan uyanmanın yolu yok mu artık. 

Gelecek günlerin kıymetini kanla mı ölçecek vicdanımız. 


Şehit kanlarıyla sulanmış bu toprakların üzerine ihanet tohumları ekmeye çalışan kör zihinlere lanet okuyorum günlerdir.

İki kuruşa  kanlarını satan soysuzlar. Neyin gayesini ve neyin mücadelesini yüceltmeye çalışıyorlar. Hangi rüyanın hevesine kapılmşlar ki, üç günlük dünya için düşmanlığı yayıyorlar. 

Anaların yüreğini ateşe verip, çocukları öksüz, kadınları er'siz bırakan, siz cahiller başınızı çevirip bir bakın. Arkanızda bırakıp gittiğiniz gözü yaşlı insanların arş'ı inleten bedduasına bakın. Bu beddualar la iki cihanda huzur tesis edemeyeceksiniz. 

Hangi yüzle Allah'ın huzuruna çıkarak af dileyeceksiniz. Başka  devletlerin gölgesine sığınarak kendi cennet vatanını onlara böldürürken Günahların nasıl aklanacak? 


Ne senin günahın beni ilgilendirir, ne de aldığın ahlar.

Ancak şunu çok iyi bil! 

Biz vatanımızı, toprağımızı, bayrağımızı kimseye vermeyiz. Ölmemiz  icap ederse bu uğurda  ölürüz. Asılmak icap ederse boyunumuz bu vatan için kıldan ince. 


Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, Şehit yakınlarına da baş sağlığı diliyorum.