Sevgili dostlar Dünyanın kritik öneme sahip Manevi boyutu, Metafizik yönü kuvvetli üç altın noktalı hattı vardır. Bunlardan biri de İstanbul’daki Ayasofya’dır. Bulunduğu konum itibari ile büyük bir Ley hattı üzerindedir. Ley hattı ya da diğer bir değişle Maneviyat enerjisi dünyanın bütününde olan ve yayılan güçlü bir enerjidir. Ayasofya’nın siyasi yönünden çok, bu yönü çok ama çok önemlidir. Ayasofya kendi içinde büyük Sırlar barındıran en önemli ibadet alanıdır. Ama maalesef günümüzde hala müze olarak kullanıldığından tam manası ile manevi kısmının enerji boyutu da ortaya çıkmış değildir. Oysa Ayasofya tüm dünyayı ve Küresel Şeytani düzeninin temsilcilerini yakından ilgilendiren sırlara ve özelliklere sahiptir... Hatta Ayasofya’nın altında önemli boyut kapıları olduğu da söylenmektedir. Bu hususta metafizik varlıkların da önemli ölçüde merkezi yerlerindendir.

Dünyayı ayakta tutan 3 altın noktalı Ley hatlarından diğer ikisi ise: Kudüs’de bulunan Mescid-i Aksa ve Mekke’de bulunan Kabe’dir.  

Dünya üzerinde belli Ley hattı noktaları var ve dünya düzeni bunun üzerine kuruludur. Bunlar Dünyaya huzur ve düzen veren noktalardır ve Şeytan da bunu çok iyi bilir. Alimlerin söylemiyle Dünya bu enerji hatlarının içinde döngüsel bir metafizik boyutun da anahtarı konumundadır.  Özellikle baktığımız zaman Kâbe dünyanın altın oran noktasındadır. Kâbe yönünde secde eden her iman edenin kalbinden geçen iyi düşünceler Kabe üzerinden dünyanın her yerine dağılır. Özellikle de altın oran konusunda Kabe+Mescid-i Aksa+Ayasofya belli bir çizgi üzerindedir. Bu üç önemli yeri de Osmanlı Devleti’nden başka hiçbir güç uzun süre kontrol etmemiştir. Bu da ayrıca dikkate değerdir. Osmanlı Devleti’nin maddi yönünden çok büyük manevi yönleri ve güçleri vardı. Bu güçler Osmanlı’nın önemli sırlarıdır. Bu sırlar bir miras olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne geçmiştir.

"Dünya paralel ve meridyenler gibi izafi bir takım koordinatlardan, enerji ağından oluşur. Bu ağların kesişme noktaları ise sunak, kilise, dikilitaş, cami gibi yapılarla işaretlenmiştir. İşte Ayasofya bu kesişme noktalarının en önemlilerinden birinin üzerinde... Buranın temel kazılarında da birçok ilginç olay yaşanmış ve kayıtlara geçmiş. Hatta kazıda ortaya çıkan bir kapı açıldığında içeriden yeşil bir ışık gelen mekândan söz edilir. Yeraltı şehirleriyle ilgili bilgilerle de desteklenir bu. İnşaat sırasında üzerinde yazılar bulunan bir yapı bulunduğu, bu yazıyı okumak için dört yönden bilgelerin çağrıldığı ama bunların da yazıyı okuyamadıkları ve o yapının muhafaza edilerek Ayasofya'nın üzerine inşa edildiği de tarihi kayıtlarda var." Bu ve bunun gibi hadiseler de Ayasofya’nın aslında Manevi ve Metafizik boyutunun ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması hususunun neden dünyada büyük yankılar uyandırdığını da sadece Hıristiyanlık yönünden veya siyasi yönden algılamamak gerekir. Asıl mevzu başka. Asıl Sır da işte burada gizli…   

Yine özellikle baktığımız zaman "Ayasofya plan itibariyle yeryüzünü, dünyayı sembolize eder. Kare planlıdır. Buradaki bütün fresklere baktığınızda kutsal kişi kare bir kutuya basar. Bu "Ayaklarım yerde başım gökte" anlamındadır. Kubbe ise gökyüzünü evreni temsil eder. Bu kubbeyi destekleyen dört ana güç vardır. Bu, kimine göre dört melek kimine göre dört element olur. Ayasofya'nın kubbesinin zarar görmesi evrensel düzeyde değişimi sembolize eder. Önemli tarihlerde kubbesi zarar görmüştür. Örneğin Hz. Muhammed'in doğduğu gün kubbesi çökmüştü. Yıllar sonra İstanbul depremi sırasında yine kubbe çöktü. Ayasofya'nın böyle bir misyonu bulunduğunu, kubbesinin hasar görmesinin yeni bir dönemi işaret ettiğini düşünüyorum ki biliyorsunuz kubbenin bugün de zor durumda olduğu gündemde."

Evet sevgili dostlar Deccal’in askerleri güzel ve doğru olan her şeye müdahale ettikleri gibi, Deccal’ın mimarları da Dünya üzerinde var olan bu enerji kaynaklarına müdahale etmektedirler. Amaçlarından biri de bu enerji yollarını kapamaktır. 5G dahil olmak üzere, zihinlerimizi bazı frekanslar ile etki altına almaya çalışan bu Küresel Şeytani aklın hizmetkarları ile Metafizik boyutta mana aleminde Ricalü’l Gayb görevlileri tarafından bilinmeyen büyük bir savaş vardır. Bu savaşın en önemli temsilcilerinden biri de Vatikan’dır. Vatikan’ın bu yönde yaptığı büyü ve tılsım çalışmalarını pek çok yazımda detaylı anlatmıştım. Vatikan kitabımda da tüm bu hususlar ve özellikle de bu konuda Vatikan’ın etki alanlarını başta İstanbul olmak üzere çalışmalarını tek tek yazdım…  

Ve son söz: ‘’Dünya'da İlahi manada iki büyük Sır kapısı ve merkezi vardır. Bunlardan biri Kudüs, diğeri de İstanbul'dur. İkisi de birbirine Batıni anlamda suyun suya benzediği gibi benzer. İkisinin de Sırrı Zamanın Sahibinde gizlidir. ‘’