Hayat çok acımasızdır. En sevdiğinizi bile bir gün elinizden alır, arkasından kim üzülecek, mahvolacak, düşünmeden alır.
Biraz daha zaman istersiniz hayattan ama o zaman size geri verilmez. Yalvarırsınız, bir şans daha istersiniz ama nafile.
Hele ki bu sevdiğiniz Babanız ise canınız hiç yanmadığı kadar çok yanar, acır.
Bu hafta bana ayrılan alanı kendim için kullansam, sanırım herkes mazur görecektir beni. Duygularıma hakim olmaya çalışarak kenarından, köşesinden içimdekileri dökmek istiyorum.
Sevdam, yüreğimde ki daim yaram, kavuşamadığım, öpüp koklayamadığım, varlığına ihtiyaç duyduğum canım babam.
Aç gözlerini bak ben geldim. 
Hani Yere göğe sığdıramadığın, yüzüne baktığında dertlerini unuttuğun, büyük sevginle şımarttığın  Filiz in geldi.
Çok yorgunum babam. Ne olur İzin ver, sadece yarım saat yanına uzanayım. Kokunu içime çekerek seninle doyasıya dertleşeyim.
Biliyor musun? Dört yıldır kendime hep aynı soruyu soruyorum. Ayrılığımız böyle mi olmak zorundaydı? Bu senin kaderin miydi yoksa bizim kaderimiz mi? 
Bugün bu sorularla karşına çıkacağımı daha hastalığını öğrendiğimiz gün anlamıştım.
Sen balkonda oturmuştun, Sigara yakmıştın derin, derin çekiyordun dumanını iflas etmiş ciğerlerine.
Annem kendi odasında gözlerine oturan acıyı göz yaşlarıyla bütünleştiriyordu. Ben ise ikinizin ortasında ne yapacağımı bile bilmeden deli gibi koşturuyordum. Bir yandan sana moral vermeye çalışıyor, diğer yandan Annemi sakinleştiriyordum.
Hiç bir şey olmamış gibi iki kahve yapıp karşına oturdum. Amacım evde ki kasvetli havayı az da olsa dağıtarak yüzünü gülümsete bilmekti.
Ne kadar aptalım değil mi? 
Oysa biz Gülüşlerimizi Hastane odasında ki mutsuz insanlara bırakıp çıkmıştık.
Kahvenden bir yudum alarak bana döndün ve Filiz diye seslendin. Anlamıştım ikimizide üzecek bir konuşma yapacaktın. 
Filiz!
Efendim Baba.
Benden sonra kardeşlerin sana emanet, onlara sahip çık.
Yaptığın konuşmayla beni evin babası ilan etmiş, üzerime yüklediğin bu misyonla ağlamamı engellemiştin. 
Benimle, dakikalarca konuşmuş, yapmam gerekenlerin sözünü verdirtmiştin.
Sana verdiğim sözleri bir, bir yerine getirdim. Tek bir sözüm kaldı. Onun içinde büyük çapa sarf ediyorum. Canım pahasınada olsa yerine getireceğim. 
Sen gittiğinden beri hiç bir şey değişmedi evimizde. Çocukların dışında. Büyüdüler baba. Öyle güzel ki, hepsi. Öyle güzel yetiştirmişsin ki. onlara her baktığımda, Anneme ve sana hayranlığım bir kat daha artıyor. 
Evlatların arasında en çok değişen ben oldum. Eski neşemi kaybettim. Daha az gülümsüyor, daha az konuşuyorum.
Yoruldum babam. Sürekli hayatla savaşıyor olmaktan, insanlara güçlü görünmekten, kendimi korumaktan yoruldum.
Çoğu zaman pes ediyorum. Tam kendimi bırakacak ken, senin ısrarla bize ezberlettiğin sözlerini hatırlıyorum. 
Hayat size vuracak, siz inadına kalkacaksınız! Ve tekrar doğrulup, kaldığım yerden devam ediyorum.
Bugün Babalar günüymüş babam. Herkes elinde bir hediye paketiyle heyecanlı, heyecanlı babasına koşuyor.
Bense yine açtım ellerimi kadırdım Rabbime. Yine bir kaç damla gözyaşımla sana yolladım en güzel hediyemi.
Mekanın cennet, toprağın bol olsun canım Babam! 
Şehit Babaları başta olmak üzere Tüm Babaların Babalar gününü kutluyorum.