Zihnin gücü

Abone Ol


Sorunu bütün gücünüzü kullanarak sorgular, nihayetinde onu bir yana bırakırsınız. Zihniniz artık bu sorundan dolayı kaygılı ve hırpalanmış değildir. Artık ‘bir cevap bulmalıyım’ demeyi kesmiştir ve böylece sessizleşmiştir. İşte bu sessizlik içinde yanıtı bulursunuz.

Bu olağanüstü bir şey değildir. Büyük matematikçiler, bilim adamları bunu yaşarlar. Sizler de bunu arada sırada günlük yaşamınızda deneyimlersiniz. Bu ne anlama gelir?

Zihin düşünce gücünü son noktasına kadar işletmiş ve bir cevap bulamadan bütün düşüncelerin sonuna gelmiştir; dolayısıyla sessizleşmiştir. Bıkkınlıktan yorgunluktan dolayı değil, ’sessiz olacağım ve böylece cevabı bulacağım’ dediği için değil. Cevabı bulmak için olası her şeyi yaptığından, zihin kendiliğinden sessizleşir. Bu sessizlikte bütün sorunlarımızı çözecek bir algılama hali gizlidir.”

Zihin özgür olmalıdır, hiçbir hattı, sınırı, koşullanması olmamalıdır. Bütün açgözlülük duygusu sona ermelidir. Eğer insan bunu gerçekten anlamışsa, zihnin yaratıcılığının ne kadar olağanüstü bir şey olduğunu görür. O zaman zihni nasıl özgürleştireceğinizi gerçekten anlarsınız, böylece zihin tetikte seyreder, hiç sormaz, aramaz, hiçbir istemde bulunmaz.

Zihin tarafından yaratılmamış bir şeyi zihin nasıl deneyimler? Bu ancak zihin kendi sürecini, kendi yollarını anlamaya başladığı zaman olanaklıdır. Süreç sözcüğünü zihnin çalıştığı biçimde işlemesi anlamında kullanıyorum, bir sonuç araması anlamında değil. Dolayısıyla zihin bütün çabadan özgür olduğu bu hale gelmelidir.. Ancak zihin kendisiyle çelişmeyi durdurduğu ve böylece çatışmayı sona erdirdiği zaman bakmaya ve anlamaya yetkindir.
Çatışma içinde olan bir zihnin kesinlikle bir şey anlayamayacağı oldukça açıktır, bu nedenle zihnin neden kendisiyle çelişki halinde olduğunu bulmak istiyoruz. Eğer zihnin kendi içindeki çatışmayı anlayabilirsek, kuşkusuz çok daha ileri gideriz; çünkü bu, kişinin kendi içinde neden çelişkinin olduğunu gösterir.
J.Krishnamurti