Zeytinciliğimizin sorunları belli. Bu sorunların üstesinden gelip zeytin ve zeytinyağı üretiminde kolayca dünya birincisi olabiliriz. Çünkü, dünyada zeytin yetiştirilebilecek en geniş alanlara sahip olan ülke Türkiye. Üç tarafı da denizlerle çevrili ülkemizin bütün sahil şeritlerinde zeytin yetiştirilebiliyor.
Türkiye'de şu anda 400 bin aile zeytincilikle uğraşıyor. Bu sayının arttırılması, hatta ikiye katlanması mümkün. Gerekli önlemler alındığında Türkiye'nin zeytin ve zeytinyağı ihracatı 1.5 milyar doları aşabilir.
"Zeytin Dosyası" penceresinden bakarak Türkiye'nin ana tarımsal sorunlarını ve son yıllarda yaşanan sosyo-ekonomik çalkantıların neden-sonuç ilişkisini görebilmek mümkündür.
1998-1999 üretim yılından bu yana 5 kez prim ayarlaması yapılmış ve ton başına verilen 400 dolarlık destek 10 kuruşa indirilmiştir. Diğer zeytinyağı üreten ülkelerde zeytinyağına gizli-açık bizden daha fazla destek verildiğinden, ithal zeytinyağı yerli üretimden ucuz kalmıştır.
AB'de 2.8 milyon zeytin üreticisinin 2.2 milyonu her yıl üretim yardımı diyor. AB bütçesinden, zeytin üretimi için, her yıl 2.2-2.5 milyar Euro ayrılıyor; bu paranın yüzde 90'ı, üreticiye yardım olarak dağıtılıyor. Rakamlar dikkatinizi çekmiş olmalı; bizim yıllık ihracatımızın çok üstünde bir para üretim yardımı olarak dağıtılıyor.
Bununla da kalınmıyor. Her üretim mevsimi bir hedef fiyat belirleniyor. Bu fiyatla piyasa fiyatı arasında fark oluşursa, bu fark prim olarak ödeniyor.
Zeytincilik ve zeytinyağı üretimi yalnız üretim aşamasında değil, ihracat aşamasında da destekleniyor. Geçtiğimiz yıl, zeytinyağı ihracatçılarına, kutulu naturel sızma zeytinyağı için ton başına 60 Euro, kutulu riviera için de 55 Euro iade uygulaması yapılmış.
ZEYTİNYAĞI SAĞLIK DEMEK
Zeytin üreticisi AB ülkelerinde zeytincilik her aşamada desteklenirken, biz zeytini üretilmesi gereksiz bir ürün haline getirdik. Zeytincilik ve zeytinyağı üretimi kazanç sağlamayan, üreticiyi geçindirmeyen bir uğraş haline gelince, zeytinlikler de değersiz tarım alanlarına dönüştüler. Bu nedenle sahile yakın olanlar da, denizi uzaktan görenler de giderek yazlık villa arsalarına dönüştüler! Zeytinlikleri kestik, yerlerine sahiller boyunca beton yığınları diktik.
Bir diğer önemli sorun da, Batı Anadolu'daki zeytinliklerin, Doğu'dan göç etmek durumunda kalan ve çoğu hayvancılıkla uğraşan ailelerin hayvanlarını otlattıkları alanlar haline gelmesidir. Bu soruna acilen çözüm bulunmazsa Batı'da zeytincilik biter.
Artık şu gerçeği kabul etmek zorundayız; dünyanın en sağlıklı mutfağı Akdeniz mutfağıdır, yani zeytinyağ ağırlıklı beslenme... Tereyağı ve çeşit çeşit kokularla iştah açıcı hale getirilmiş albenili ambalajlar içinde sunulan margarinlere elveda diyeceğiz; kuyruk yağı ve iç yağından uzak duracağız. Kalp ve damar sağlığımızı korumak için Akdeniz mutfağı ile daha barışık, daha içiçe yaşayacağız. Kişi başı yıllık zeytinyağı tüketimini 1 kg'nın çok çok üstüne çıkarmak zorundayız.
Zeytinciliğimizi konuşurken şu gerçeği de hiçbir zaman gözden uzak tutmamamız gerekiyor; AB sürecinde, 10 yıl içinde, her yıl 5 milyon yeni zeytin ağacı dikerek, 100 milyon olan zeytin ağacı sayımızı 150 milyona çıkartmak zorundayız. Kotalar saptandıktan sonra, ne kadar fazla üretim yaparsak yapalım değerine satamayız.
Zeytin ve zeytinyağı üretiminde dünya birincisi olmamızı engelleyebilecek hiçbir neden yok; yalnız kararlı ve sabırlı olmamız yeter.
NELER YAPILABİLİR?
Öncelikle zeytincilik yapılabilecek boş alanlar ya da orman vasfını kaybetmiş bölgeler saptanmalıdır.
İtalya'da olduğu gibi, herbiri 50 kg zeytin verebilen ağaç fideleri, belli merkezler tarafından üretilmelidir. Her zeytin cinsinin her coğrafi bölgede aynı oranda verimli olmadığını unutmamalıyız.
Karadeniz Bölgesi'nde en çok verim sağlayacak zeytin türü saptanmalı ve Karadeniz şeridinde zeytin tarımı başlatılmalıdır.
Zeytincilik yapmak isteyene fideler çok ucuz fiatla verilmeli ve üretim desteği sağlanmalıdır.
Coğrafi işaretleme konusu ciddiye alınmalı ve dünya çapında zeytinyağı markalarının doğmasına yardımcı olunmalıdır.
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birlikleri Başkanı Cahit Çetin'in anlattığına göre, Tariş dünyada 33 ülkeye markalı ürün satıyor. Kanada'nın Montreal, ABD'nin Chicago kentlerinde Ta-Ze markalı ürünlerin satıldığı mağazaları var. Tariş ayrıca İngiltere ve Japonya'nın ünlü lokantalarına yağ gönderiyor.
Coğrafi işaretleme konusunda zeytinciler arasında mücadele var. Dünya'da rafine edilmeden asidi 1'in altına düşen tek zeytinyağı Ayvalık'ta üretiliyor. Dünya'nın oksijeni en bol bölgesinde yetişen zeytinlerin ve zeytinyağının lezzeti çok başka oluyor. Ayvalıklılar, haklı olarak, başka yörelerde üretilmiş zeytinyağının "Ayvalık" markası altında satılmasına karşı çıkıyorlar.
Türkiye'de yeniden zeytinlikler oluşturma seferberliği başlatılırken sürdürülebilir bir zeytincilik politikası oluşturmamız gerekir.
"Zeytin Komisyonu" üyelerinden Prof. Dr. Gürol Engin'in de belirttiği gibi, "Türkiye'deki zeytin ağaçlarının çoğu yaşlı ve düşük verimli. Ayrıca ilkel toplama yöntemi olan sopayla vurarak zeytin toplama hala yaygın. Bu ilkel yöntem gözlerin hırpalanmasına neden olduğundan, bir yıl "var yılı", bir yıl da "yok yılı" yaşanıyor ki, bu büyük bir kayıptır.
Duyduğumuza göre Tema Vakfı ile zeytinciler arasındaki kırgınlıklar giderilmiş. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ile Tema Vakfı zeytinciliği geliştirmek amacıyla elele vermişler; ilk çalışma bölgesi de Manisa. Hayırlı olsun.