Ben ki bugüne kadar birçok yakınımı kaybetmiş; lâkin bir şekilde kendimi teselli etmiştim. 

Ve Onu bir defa görmüştüm. O da Devlet Bey’in Basın Danışmanı, kıymetli Ağabey’im Yıldıray Çiçek’in düğününde.

Hatta masada birlikte oturduğumuz, o zamanlar Devlet Bey’in Başdanışmanı olan Şükrü Alnıaçık Ağabey’ime; “Bak Ağabey, Yusufiyeli Cengiz Akyıldız” diyerek, göstermiştim.

Onun şehadet haberini yolda, nişanlım ile birlikteyken aldım.(Bursa’da)

Arayan, üniversite yıllarımdan, Teşkilat Başkanı’mdı. Cengiz Ağabey’in vurulduğunu, kendisinin Esenyurt’a kan vermeye gittiğini söylemişti. Söylemişti, söylemesine de Cengiz Ağabey çoktan şehadet şerbetini içmişti.

Arabayı hemen sağa çektim. Şoka girmiştim! Nefes alıp vermekte, zorluk çekiyordum. Hemen telefona sarılıp, cezaevi yıllarından arkadaşı, Ağabey’i; bizim de Ağabey’imiz olan, Behçet Kemâl Gürsoy’u aradım. 

“Başımız sağ olsun Ağabey, Cengiz Akyıldız’ı kaybettik” dedim. Telefondaki ses durgunlaştı. Birçok Ülküdaşı’nın tabutuna omuz vermişti bugüne kadar, ama her ölüm yeni bir acıyı da beraberinde getiriyordu.

Daha sonra İstanbul’da birçok yere telefon ettim. Hastaneye gitmelerini rica ettim. Ben gidemiyordum, onlar gitmeliydi.

Dediğim gibi, birçok yakınımı kaybettim, ama bu acı başka bir şeydi.

Anlaşılan o ki Başbuğ Alparslan Türkeş’in, “Ülkücü, Ülkücü’nün öz kardeşidir” şiarı doğrultusunda, Ağabey’imi kaybetmiştim!

Bu satırları yazarken dahi, ruhumda bir sızı hissediyorum. 

Cengiz Ağabey’in ardından, iki yazı kaleme aldım. Çok şükür ki bu iki yazı, iki ayrı kitapta, tarihteki yerini aldı.

Tabii ki yine de içim içime sığmıyordu. Ağabey’imden arda kalan emanetleri; Yengem ve iki kız kardeşimi evlerinde ziyarete gittim.

Küçük kız kardeşim, bana pasta yapmıştı. Büyük bir hüzün ve mutluluk birbirine girdi.

“Unutmak ihanettir” diyordun ya Ağabey, ebediyete kadar unutulmayacaksın artık... 

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun ki ölümün ile ölümsüzleştin!

Biz sana şahidiz, sen Allah katında şahit ve şehit!

Yattığın yer nur olsun, rahmet yağsın üzerine...

Selâm et bizden evvel gittiğin âlemde, Peygamberler Efendisi’ne.

Selâm, sevgi ve muhabbet ile...