Yaşamımız süresince sahip olduğumuz veya kaybettiğimiz mesleğin, evin arabanın ikincisini hatta üçüncüsüne kolayca sahip olabiliyorken; sarf ettiğimiz ileriye dönük olan zamanın telafisi yok. Günümüzün modern çağının en büyük problemlerinden biri, zamanı iyi değerlendirmemektir. Teknoloji çağında yaşadığımız bu günlerde mekan sıkıntısını gidermekle beraber dünyanın bir ucundan öteki ucuna çok kısa sürede ulaşabilmekteyiz. Sahip olmak istediğimiz ihtiyaçlarımız göz açıp kapayıncaya kadar elimizde oluyor.

Varlığımızla bütünleşen zamanın kıymetini, monotonlaşan hayatımızın akışında göz ardı etmekteyiz. Bugün bize çok şey katması gereken teknoloji cihazları karşısında bilgi ufkumuzu geliştirmek yerine, sosyal medyada bazı yararsız paylaşımlar, gereğinden fazla televizyon izleme, uzun süre oynanan bazı bilgisayar oyunları vb. kayda değer olmayan uğraşlarla geri dönüşü imkansız vaktimizi öldürüyoruz.

Zamanın, yeryüzündeki her türlü girişimde rolü olan başlıca etkenlerden biri ve eşsiz bir kaynak olduğunun bilincinden şaşmayalım. Vakti verimli kullanmaya başlamak kararlılığı gerektiren bir değişim sürecidir. Bu süreçte bazı engeller ortaya çıkabilmektedir; mükemmeliyetçilik, hayır diyememe, kendine güvensizlik, yüksek kaygı ve ertelemektir. Zamanı verimli kullanmak, amaçların, sorumlulukların, zevklerin ve sosyal yaşamın bir arada yürütülebilecek şekilde planlanmasıdır. 

Kendimize daha iyi vakit ayırabilmemiz için örneklerden biri sabahları erken kalkıp, bir sessizlik eşliğinde içimizde pozitif hissiyatın doğmasıyla güne zinde başlamaktır. Zaman dilimlerini keyifle saat şeklinde beynimizde kurup, çevremiz ile olan diyaloga ve işimize güler yüzle başlayalım ki, özellikle güzel toplumuzun asık yüzlü olma alışkanlığını gidermekle beraber, kendi aramızda olan iletişimizi de güçlendirmiş olalım. Dünümüzden vaktimizi ne kadar verimsiz harcamış olduğumuzu düşünsek te, hala kocaman bir YARINA sahibiz. Hayatımızı şekillendiren tercihlerimizin zamana bağlı olduğunu unutmayalım.