Yüzleşin dedim ya;

Neyle, kimle soruları oluşturmaya başladınız değil mi? Sıkmayın canınızı ben size tüm soru ve beklentilerinize ışık tutacak açıklamaları yapacağım. Kişi isimleri, adres, telefon, uğrayabileceği mekanlar, tanıdıkları ile ilgili kısa bilgiler, hassasiyetlerini ve zafiyetlerini ve daha bir çok bilgiyi tabi ki vermeyeceğim, anlatmayacağım, yazmayacağım.

Kendinizle yüzleşmeden hiçbir yüzleşmeyi başarıyla tamamlayamazsınız. Çok defasında girişimin de dahi bulunmaya cesaretiniz olmaz. Kendinizle yüzleşin, az torpil yapın başarılı ve olumlu biten hayat anılarınızı hatırlayın, sonrasında faydalı ya da faydasız hiçbir sonucu olmayan yaşandı gitti diyebileceğiniz olanları gözden geçirin, düşünün. Antrenman sizi hazırladı ve zamanı geldi artık. Zihniniz de, cisminiz de yüzleşmeye hazır. Kendinizi kaldırıp yere vurabilirsiniz.

Varoluşunuzda ki  etkenleri, varoluş gerçeğinizi  göz ardı etmeden tüm çıplaklığıyla dinleyin kendinizi. Sizde yaratıcıya, kanunlara, yasalara, geleneklere, kurallara, alışkanlıklara olabildiğince aykırı davranışlar yaptınız herkes gibi. İnkar ya da hatırlayamama, bilmezden gelme sizi temize çıkarmaz, cesur olun. Aynı yanlışa birkaç kez düştünüz, fark edemediniz ya da nefis savaşında bir kez daha yenik düştünüz. Yenik düşmek, başarısız olmak ve bu olumsuz sonuçları kabullenmek senin erdemli biri olmanı sağlayacak en önemli basamak. Toplum buna hazır değilse, gül ve geç. Sen yalnız ya da ilklerden isen ne büyük keyif, ne büyük haz.

Her şeyin en güzelini, en kabul görmüşünü yapmak ya da başarmak zorunda değilsin. Kibirli olma, ben aciz bir insanım, kulum, yurttaşım, bireyim de. Senin insan olmak dışında hiçbir olağanüstülüğün ya da basitliğin yok. İnsan olmak zaten fevkaladelik değil mi.

Çıtanı yükseltmek istiyor isen; sahip olduğun inanç, millet, kültür değerlerinden uzak kalmaksızın ortak insani değerlerden etkilen ve İNSAN kimliğinle öne çık.

Önemli bulduğun, tarihin tescil ettiği insanlardan örnek al bu yüzleşme sürecinde. Mustafa Kemal Atatürk’ün özel bir yazımında ki şu sözünü hatırlatmak isterim ‘’Orduları idare ettim, bir kadını idare edemedim’’ şimdi tekrar düşün. Yaratılışımızda bizlere yüklenen kader yada programda başarı ve başarısızlıklar mutlak vardır. Dünya insanlarının henüz başarı ya da başarısızlığa ortak bir tanımlama yapması dahi mümkün olamamışken. Sen düşünmeye ve irdelemeye devam etmeye başladın mı ? Tamam başardın.

Sanırım büyük adımlar attık, hemfikir olduk gibi. Son notum da sana, aklınla, yaşanmışlarla daha iyi ve doğruyu bulmak adına girdiğin bu mücadelede yüreğini dinlemeyi de ihmal etme.

Yüreğinin isteklerini ve dayatmalarını yap ya da yapma, mutlak dinle…