Sahil Güvenlik Komutanlığı verilerine göre, 1 Ocak-4 Şubat 2022'de, deniz yoluyla yapılan 79 düzensiz göç olayı meydana geldi. Bu olaylarda düzensiz göçmen sayısı ise 1975 oldu. 2022'de meydana gelen 79 düzensiz göç olayının 50'den fazlasında; göçmenlerin, Yunanistan unsurları tarafından çetin kış koşullarına karşın ya denize atıldığı ya da can salları içinde Türk karasularına itilip, Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından kurtarıldığı dikkat çekti. Son olarak 31 Ocak 2021 gecesi, İzmir Çeşme açıklarında Yunanistan unsurları tarafından gece saatlerinde doğrudan denize atılan 3 düzensiz göçmenden 2'si yüzerek kendi imkanları ile karaya çıkarken, 1'inin ise cansız bedenine 3 gün sonra ulaşıldı.

Denizdeki olayların yanı sıra geçen hafta Edirne'nin İpsala ilçesinde bu kez kara sınırını geçmeye çalışan ve Yunanistan unsurları tarafından geri itilen 19 göçmen soğuktan donarak yaşamını yitirdi. Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve UNESCO Uluslararası Göç Kürsüsü Yürütücüsü Doç. Dr. Ayselin Yıldız, göçmenlere yönelik bu insanlık dışı uygulamaların sistematik hale geldiğini ve cezalandırılmadıkça bu eylemlerin meşrulaşmaya başladığını belirtti. Doç. Dr. Yıldız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) bu konuda daha çok davanın taşınarak, hakkı ile sonuçlandırılması gerektiğini kaydetti. 

YUNANİSTAN'IN TAVRI RAPORLARA DA GİRDİ

Doç. Dr. Yıldız, "Ege Denizi'nde göç olaylarını izleyen ve raporlayan Norveçli bir sivil toplum örgütü olan Aegean Boat Report'a göre; 2021'de bir önceki yıla göre Yunanistan'ın geri itme eylemlerinin sayısı yüzde 97 arttığı belirtiliyor. Norveçli örgütün, 2021'de sadece Ege Denizi'nde 629 geri time vakası raporladığını görüyoruz. Uluslararası Af Örgütü de bu konuda 'Şiddet, Yalanlar ve Geri İtmeler' isimli bir rapor yayınladı. Rapor, Yunanistan'ı ve hatta geri itme eylemlerinin gerçekleştirildiği yerlerde AB Sınır Koruma Ajansı FRONTEX'in personelinin olduğunu belirterek, FRONTEX'i de sığınmacılara karşı insan hakkı ihlallerine göz yummakla eleştiriyor" dedi.

'İNSANLIK DIŞI EYLEMLER MEŞRULAŞMAMALI'

Geri itmenin karadan da yapıldığını dile getiren Doç. Dr. Yıldız, "Ege Denizi'ndeki geri itmelerin yanı sıra Edirne'de gerek kara sınırında gerek Meriç Nehri üzerinde, birçok geri itme vakası mevcut. Çok daha ciddi tehlike şu ki; Yunanistan'ın göçmenlere yönelik bu insanlık dışı uygulamaları, sistematik hale geldi ve cezalandırılmadıkça bu eylemlerin meşrulaşması söz konusu oluyor. Yunanistan'a sessiz kaldığınızda bugün Belarus-Polonya sınırında da Libya açıklarında da aynı durum gerçekleşiyor. Avrupa Birliği, göçmenlerin Avrupa'ya ulaşmasına gerekirse, insanların ölümüne neden olarak engellenmesine sessiz kalarak, bu insanlık dışı eylemleri meşrulaştırıyor" diye konuştu. 

'GÖÇMENLERİN SIĞINMA HAKKI DA İHLAL EDİLİYOR'

Sığınmanın, temel ve evrensel bir insan hakkı olduğunun altını çizen Doç. Dr. Yıldız, "Bu hak, kişinin bedensel ve zihinsel bütünlüğünü koruma talebinin bir gereğidir. Yunanistan topraklarına veya karasularına giren göçmenlerin sığınma başvuru hakları bulunuyor. AB mevzuatına göre de sığınmacıların AB'ye giriş yaptıkları ilk ülke, sığınma başvurularını almak ve değerlendirmekle sorumlu. Sığınma başvurusu uygun bulunmayan ve haklarında düzensiz göçmen oldukları kesin kararı bulunanlarsa yine insan haklarını ihlal etmeden uygun şekilde sınır dışı edilebilir. Bu noktada da Yunanistan bir taraftan geri itmeleri sınır politikası haline getirirken diğer taraftan hukuksal zeminde Türkiye'nin de güvenli üçüncü ülke olduğunu iddia ederek, sığınmacıların Türkiye'ye geri gönderilmesinin mümkün olduğunu savunuyor. Türkiye'nin bu noktada çok dikkatli olması gerekiyor" dedi.