Hayatın ikileminde olmak garip şeydir. Nereden tutunacağını nereye varacağını bilemezsin bazen. Yüreğine sorarsın ''Buradan'' der, zihnine sorarsın ''Şuradan'' der. Yüreğin hangi duygunun rengine boyalıysa, hayatını da o renkte yaşarsın. Yollarında bir tıkanıklık sezersin, yüreğini bir belirsizliğe yaslamış gibi hissedersin. O belirsizlik rotasında büyüyen hislerin bir dayanak arar kendine .Güçlü bir dayanak...Umutsuzluklarına mavi bir umut, hüzünlerine bembeyaz sevinçler olarak doğan bir dayanak...

Hayatta her istediğimiz hemen olmuyor tabi. Sabır sandalına binip, kayıklarını dirayetle çekmek gerekiyor çoğu zaman.

Bazen kayıplar yaşarız bu esnada, bazen sağlam kazançlar karşılar bizi. Bazen de imtihan ediliriz. En sevdiklerimiz, en önem verdiklerimiz, en çok sabrettiklerimizle.

Hani bindiğin dalı kırmak denen bir tabir var .En çok neye değer verirseniz onunla imtihan edilirsiniz bazen, ve en çok değer verdiğiniz kırar yüreğinizi. 

Özgür bırakılmış hislerinle çekişme içinde olduğunu anladığında bir çelişki doğuyor içine. Hayatın zorlukları içinde hep bir serüven akar benliğine..

Duygularına ayrım yapamazsın. Duyguların bereketidir vicdanın ve hoşgörün. İnsan,ne olursa olsun iyi belirlemeli yönünü, yolunu...

Çünkü, yolundaki duyguların ruhunun yönüne akar.

Bir seçim yapman gerekiyorsa örneğin, önce duygularına sorarsın.

Zihnin caydırır belki. Ya da sen daha çok duygularına güvenirsin. Hayatinin yol arkadaşı olarak duygularını seçersin kendine.

Zihnin ile en çok duyguların çelişir. Fakat seni iyiye, doğruya hoşnutluğa götürecek olan duyguların ve zihninin harmanlanmış halidir.

Zihninizdeki güzel düşüncelerin yüreğinize huzur kondurmadı dileğiyle.

Sevgilerimle