Tarihçi George Finiay yunanlıların Türklere yaptığı katliamları adalet ile anlattır:

1821 Nisanında, 20.000 kişiye yakın bir Müslüman nüfus, Yunanistan’da dağınık olarak yaşıyor ve tarımda çalışıyordu. Ayaklanma çıkmasının üzerinden daha iki ay geçmeden bunların çoğu kıyımdan geçirildiler; adamlar, kadınlar, çocuklar, hiç acımadan ve sonra da pişmanlık duyulmadan öldürüldüler. 

Günümüzde: Yaşlı yunanlılar hâlâ, taş yığınlarını parmakla gösterip, gezginlere, "İşte şurada Ali Ağa'nın pyrgos'u, kulesi, vardı; burada hem onu, hem ailesini ve hizmetkârlarını öldürdük" diye anlatırlar ve bunu anlatan yaşlı adam, yolu üzerinde; BİR ÖÇ ALICI MELEĞİN BEKLİYOR olabileceğini aklına bile getirmeden, bir zamanlar Ali Ağa'nın olan tarlaları sürmek için yürür gider. 

İşlenen suç bir ulusun suçu idi ve onun vereceği sıkıntılar ne olursa olsun bu sıkıntılar, bir ulusun vicdanında duymak gerekir; bu günahı bağışlatacak davranışlar da o ulusça yapılmalıdır.

Osmanlı İmparatorluğuna karşı Yunan ayaklanması 1821 yılının mart ayında, bazı Osmanlı memurlarının, özellikle vergi toplayıcıların öldürülmesiyle başladı. Bunu, Nisan ayında, Güney Yunanistan’da Mora'da bulunan Türkler üzerine bir genel saldırı izledi; bu saldırıda Yunanlı çeteciler ve köylüler, düpedüz, buldukları her Türkü öldürdüler. Türk ya da Arnavut, Osmanlı askerleri üzerine saldırıldı ve bunlar öldürüldü. Müslümanlardan bazısı, örneğin Kalavryta ile Kalamata'dakiler, kendilerine öldürülmeyecekleri sözü verilince, Yunanlılara teslim oldular. Bunlar da öldürüldü. Kaçanlardan birçoğu, örneğin Lakonia bölgesindeki Türkler, yollarda kıyımdan geçirildiler.

Bu arada Hıristiyan halk, yarımadanın her bölümünde, Müslüman halka saldırdı ve hepsini öldürdü. Kalelere sığınanların [sığınabilenlerin] geriye dönüş umudunu yok etmek için, Müslümanların kuleleri ve kırsal evleri yakıldı, mülkleri tahrip edildi. Martın 26'sından 1821 yılında Nisanın 22'sine düşen paskalya pazarına kadar, göz kırpmadan 15.000 Müslüman kişinin can verdiği ve yaklaşık 3.000 çiftlik evinin ve Türk konutunun oturulmaz hâle getirildiği sanılmaktadır.
 
Yunanlı Başpiskopos [Patras Başpiskoposu] Germanos'un ağzından çıkan, ayaklanmanın ulusçu sloganı, "Hıristiyanlara huzur! Konsoloslara saygı! Türklere Ölüm!" idi.