SİYÂSÎ VE İKTİSÂDÎ BUHRAN YILLARINDA, HİZMET EDENLERE VEFA- KADİRŞİNAS’LIK!...
Aziz Türk Milleti, 1965 seçimlerinde, vesayet rejmi hevesli’lerini bertaraf etmiş, devrin Adalet Partisi’ni kahir bir ekseriyyetle tek başına iktidara taşımıştı.Bu dört yıllık dönem, siyâsî ve iktisâdî, istikrarın te’min edildiği kalkınma rakamlarının, enflasyon rakamylarını üzerinde olduğu, bir dönem olmuştu.
1969 yılı seçimlerinde, bu sefer desteğini daha da artırarak, yeniden, sırf Tek Parti Mütegallibe, İttihad ve Terakkî bakiyesi, C.H.P.’nin karşısında olduğu için, Adalet Partisi’ni iktidara taşıdı. Türkiye’de , siyaset, iktisat,eğitim, kültür, hemen hemen, her şey normalleşmişti.Elbette, mütegallibe,Tek parti özlemindeki, vesayet rejmi taraftarları, sivil ve askeri oligarşi bu duruma izin vermezdi, vermeyecekti,nitekim vermedi.Türkiye çapında terörü, teşvik,tahrik ederek azdırdılar,Silahlı Kuvvetlerin muhtırası ile, Millî İradenin Temsilci,Milletin oylarıyla iktidar olan, Hük^met alaşağı edildi ve yıllarca devam edecek,Siyâsî, İçtimâî, İktisâdî ve Kültürel, istikrarsızlık başladı...
Ak Parti iktidarından önce de, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı,harf devriminden önce,” Sıhhat ve Çtimâî Muavenet Vekaleti,” vardı.Fakat, Türkiye’mizde Sağlık Sistemi, darmadağınık, tam bir başıbozukluk halindeydi.Yabancı ülkelerin zamanla Türkiye’de bulunan teb’a’ları için açtıkları, Amerikan, Alman, Fransız, İtalyan hastahaneleri gibi, hastahaneler, Askerî Hastahane’ler, hatta yalnız Askerî Hastahaneler için hekim yetiştiren, Gülhane Tıp Akademisi vardı.Sosyal Sigortalar,Denizcilik Bankası,Devlet Diemiryolları, P.T.T., Esnaf Hastahanesi, Diyanişleri Başmanlığı’nın 29 Mayıs Hastahanesi gibi, Kurum ve Kuruluşların sadece kendi kurumlarının mensupları için hastahaneleri vardı.Vakıf Hastahane’leri, Üniversite Hastahaneleri,Özel Hastahaneler, Sağlık Bakanlığı’na bağıl,Yurdumuzun muhtelif Şehir’lerinde, Sultan 2. Abdülhamid Han devrinde yapılmış, benzer mi’mârÎ hususiyyetleri taşıyan, Memleket Hastahane’leri, Eğitim ve Araştırma Hastahaneleri vardı.Bu darmadaınık Sağlık Sisteminde, hekim’e tedavî’ye, ilac’a erişmek imkansız derecede zordu.
1970’li, yılların ortalarındayız, 1974,1975 yılı, Te’sisleşmeyi tamamlamışız,Yurdun dört bir tarafında büro’lar teşkil edilmiş, Yurt Haber Ajansı’nı Refikimiz gazetelerle birlikte kurmuşuz, Sultanahmed, İnciliçavuş Sokağıonda kâin,Merkez Binamızda, Entegre Te’sislerimizi tamamlamışız, artık, Gazete Kağgıdı Bobin olarak Binamıza giriyor, dağıtım için gazete olarak çıkıyor.
Bu arada, Kıbrıs’a Kitap ve Kültür Kampanyası,Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turunu, tertip etmişiz,Türkiye Amatör SPOR Şu’rasını toplamışız, Amatör Boks Türkiye Şampiyonesi düzenlemişiz. İçtimâÎ faaliyetler biribirini ta’kip etti. Bu yıllarda, Gazete olarak en önemli İçtimâî faaliyyetimiz ve hizmetimiz, Vatandaş’larımızın müracaatleri üzerine,Hekime, Tedâvî’ye ve İlac’a ulaşmasına yardımcı olmaktı.Bu yıllar’da, İstanbul Üniversite’sinde,Hepatoloji, Ciğer hastalıkları Mütahassısı, Prf. Dr. Süleyman Yalçın,Genel Cerrahî Mütahassısı. Prf.Dr. Tahir Hayırlıoğlu,İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakülte’sinde, Ruhiyatçı, Prf.Dr. Ayhan Songar,Dişheakimliği Fakülte’sinden, Prf.Dr. Celal Erçıkan, Haseki Hastahanesinde, Nisaiye Mütahassısı, Prf.Dr. Alâeddin Yavaşca,Bezmiâlem, Vakıf Gureba Haztahanesinde, Patalog, Mazhar Özmen,Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi Ceirrah’larından, PRF. Dr. Asaf Ataseven, Dahiliye ve Kardiyoloji Mütahassısı, DR. Nail Erhan, Heybeliada Sanatoryumu Başhekimi,Göğüs Hastalıkları Mütahhassisi, DR. Zülfü Sami Özgen,Türkiye’de Verem Savaşı’nın önemli isimilerinden, Verem Savaş Derğinin, Kanserle Savaş Derneğinin Başkanı, İleri Tedkik Cihazı, MR.’ı, Merhum, Vehbi Koç’un sponsorluğu ile Türkiye’ye getiren ve ilk kullanan Hekim...Yine, Veremlye Savaş’ın önemli isimlerinden, Göğüs Hastalıkları Mütahassısı, Dr. İsmail Niyazı Kurtulmuş, Prf. Dr. Numan Kurtulmuş’un Merhum, Muhterem Pederleri... Sosyal Sigortalar Kurumu, İstanbul Hastahanesi Başhekimi, DR. Mücahit Atmanoğlu, Esnaf Hastahanesi, Başhekimi, Emekli Amiral Mehmed Ali Işıgür, daha önce Cumnurbaşkanı Fahri Sabit Korutürk’ün hususî hekimiydi.Bunlar arasında hayatta kalmışlara en derin hürmetlerimi arz’eder, ebediyyete göçenlere de, minnet,şükran ve hasretle, Allah’ın vâsî rahmetini niyaz ederim.Gazete’mize, bilhassa, verem’in, kanser’in son evrelerine gelmiş hastala,hasta yakınları bir çâre için müracaat ederleridi.Gazete’mizin en Acar muhabirlerinden. Merhum, Nureddin Çakın’ı, münhasıran bu iş için vazifelendirdim. Müracaat eden hastaların, hastalık vazi’yyetine göre, yukarıda sıraladığıım, hastahaneler, ve Mütahassıs, hoca’larımızla temasa geçiyor, tedavileri, hastahanelere yatırılmalarını gerekiyorsa ameliyatlarına yardımcı oluyordu. Giderek, Gazete’miz neredeyse, bu hastahane’lerin, 2Hasta Ön Kabul,” bürosu haline gelmişti.
1970’li, yıllarda, Kur’ân Kursu ve İmam-Hatip okulları yurtlarında kalan talebe, barındıkları yurtlarda dar mekanlarda kalabalık yatıp- kalktıkları, yeterince beslenemedikleri için, ma’alesef, bulaşıcı bir hastalık olan vereme yakalanıyorlardı. Büyük Şehirlerde, Verem Savaş Dispanserleri, ayakta tedavî veilk eövre hastalara tedavî hizmeti veriyorlardı.Verem’in ikinci ve üçüncü- son evresindekiler için. Heybeliada Senatoryumu için sıraya kayd’ediyorlardı. Ama, sıra gelinceye kadar, bu hastalardan % 80’ vefat etmiş olurdu.Heybeliada Sanatoryumu’nun 25 yıl müddetle Başhekimliğini yapan Dr. Zülfü Sami Özgen, İhlaslı bir mü’min, bütün sünnetlere tam temessük için gayret sarf’eden, Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş, yakın dostlarımdan idiler. İsmail Niyazi Kurtulmuş Bey’in, sünnete uygun uzunca sakalı vardı, o yıllarda Devlet Me’murlarının bırakınız sakal bırakmalarını, bıyık bile bırakamazlardı İsmail Niyazi Bey Başhekim Zülfü Sami Özgen’in toleransı ile, gözlerden uzak, mesleğini icra edebiilmek için, Heybeliada Sanatoryumu’nu tercih etmişti. Başhekim ve İsmail Niyazi Bey’in sayesinde, verem, hastalığına mübtela, Kur’ân Kursu ve İmam-Hatip okulu talebesini sıra beklemeden buraya yatırıyorduk, İstisnasız, yatırdığımız her talebe şifa ile taburcu oluyorlardı. Teşekkür için Gazetemize gelenleri tanıyamazdık, yüzü solmuş, konuşurken bile zorluk çeken çelimsiz gençler gitmiş, gücünü kuvvetini toplamış, tam sağlığına kavuşmuş mesu’d gençler gelmişti.
Heybeliada Sanakoryumunda, Merhum, Başhekim, Zülfü Sami Czgen ve Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Merhumun, bir güzel faaliyyetlerini, kendilerini şükranla,minnetle,hasretle ve rahmetle yad ederek arz’etmek isterim.
Hastahane’nin pavyonlarından birisi, mescid ve Kur’ân Kursu haline getirilmişti. Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş Bey’in idaresinde burada, beş vakit ezan okunuyor, beş vakit namaz cemaatle kılınıyor, hastalardan ve hastahane çalışanlarından isteyenlere, Kur’ân öğretiliyordu.Mübarek gecelerde,Kur’ân hatmi indiriliyor,Mevlid okutuluyor, geceler ihya ediliyordu.
Heybeliada Sanatoryumu,verem Tedavisi, ücretsiz olduğundan, hekimler Döner sermaye’den pay alamadıkları için kapatılmak mecburiyyetinde kalınmış, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devredilmiş, halen, “Gençlik Kampı,” olarak Türk ve Dünya gençliği’ne hizmet vermektedir.Asırlık Çam ağaçlarıyla örtülü, Leb-i Derya, muhteşem bir yer...