SÜLEYMAN EFENDİ HAZRET’LERİ HAKKINDAKİ YALAN İFTİRA VE BUHTAN’LARA CEVAPLAR!... (2)

Ertuğrul- 24.05.2019, 22:10

Hocam, bu mevzu’u, efradını cami, ağyarı’na mani bir surette bize anlatırsanız çok iyi olur. Hazreti Üstazımızın bir takım ticari faaliyetlerle (Ticarî faaliyet görüntüsü ile) hizmetlerini vaktin din düşmanı C.H.P. zihniyetinden (ma’alesef bugün destek olunan) setr’etmek (örtmek) istediğini biliyoruz. Bu cümleden olmak üzere, Gazyağı Bayiliği, ba’zen Toros’larda mandıracılık, Trakya’da Kömür madeni işlettiğini, muhtelif hatırattan okuduk. Efendi Hazret’lerini bu şekilde zemm’eden bir kitabı da Sadık Albayrak’ın kaleme aldığını biliyorum. Mezkur kitap’ta ba’zı alimlerden havas kitapları te’min ederek, güya definecilik yaptığını, borçlu vefat ettiğini orada yazıyordu. Ulema arasındaki hased başkaları arasındaki hasede benzemiyormuş!.. Tabi’î, bu çevrenin bu Camia’ya hasım kesilmesinde Camia arasındaki elemanların, (ba’zı kişilerin,) dışardakileri zahirî kabul edip üstten bakmalarının da payı vardır. Bunu şahsî müşahadelerimden biliyorum. Elhasıl, “Küllü nefsin bima kesebet rehîneh,”

Aziz Ertuğrul Beyefendi Kardeşim. Hazreti Üstazımız hakkında bu tarz yapılan, yalan, iftira ve buhtan’lara karşı, “Cum’a Sohbeti” köşemizde arîz amîk, hakkettikleri cevaplar verilmektedir. Şu ana kadar bu hususta 6 Makale neşredildi, devamı da gelecektir.

Allah’n Resûlü’ne ve Kur’ân “Şair sözüdür, mecnun sözüdür, kâhin sözüdür,” diye iftiralarda bulunuldu.

Ehl-i bid’at, fısk ve fücûr ehli de Vâris-i Nebî, Mürşid-i Kâmil ve Mükemmil ve Müceddide bu kabil iftiralarda bulundular. Merak buyurmayınız, “Ey İslam topluğu biliniz ki, bizler, hakîkî İmam-ı Rabbânî evladı hayatta olduğu müddetçe, Ashab-ı Kiram’a, iftira ve sövmeye izin vermeyeceğimiz gibi, Hazreti Üstazımıza da, yalan, iftira ve buhtanlara asla izin vermeyeceğiz. Böyle bir cür’ette bulunan, hayasız alçaklara da, her zeminde hak’ettikleri cevapları vereceğiz.

YORUMCU’LARA CEVAPLAR VE MUTALA’ALAR!... (5/32)

Ertuğrul- 27.05.2019, 12:03

“Hocam, Bu mekteplerin, (Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı, İmam-Hatip ortaokulu ve Lise’lerinin kifayetsizliklerini kendileri biliyor da, siz dile getirdiğiniz zaman dokunuyor. Hepsi bu!...

YORUMCU’LARA CEVAPLAR VE MUTALA’ALAR!...  (5/32)

Mahmûdî - 28.05.2019, 14:28

“Sayın Hocam, ba’zen algıda (idrak’de) seçicilik, diye açıklanan Tıbbî bir durum hepimizde olabiliyor. (hepimiz için geçerlidir.) İlgi alanımızdaki bir eşya veya durum gözümüze olduğundan daha çok gözükebiliyor. Makalenizin sonundaki ifadeniz, “Günümüzde orta dereceli okulların yaklaşık, % 50’si İmam-hatip okuludur,” tarzındadır. Ancak durum tam öyle değil. Rakamlar şöyle; Türkiye’de toplam ortaokul sayısı, 18.745, öğrenci sayısı, 5.590, 134 kişi aralarındaki İmam-hatip okulu sayısı, 1.605, öğrenci sayısı ise, 627.503 kişi, yani yaklaşık % 50 değil, yaklaşık,% 13’dür.

Mahmûdî - 28.05.2019, 14:28

Sayın Hocam, yanlış anlaşılma olmaması açısından 2018 Lise istatistik’lerini de vereyim; toplam 11.783 lise’de, 5.689.427 kişi okuyordu. İmam-hatip lisesi sayısı, 1.605, öğrenci sayısı, 627.503 kişi, yani yaklaşık %11...

Aziz Mahmûdî Kardeşim. Benim maksadım, bu okullar hakkında istatiksî bilgiler vermek değildi. Bu okulların yaygın olarak açılmasının üzerinden neredeyse 70 yıl geçmiş bulunuyor. Zaman zaman, orta kısımları kapatılmış, zaman zaman öğrenci sayıları azaltılmış, ders programları değiştirilmiş, meslek dersleri zaman zaman kaldırılmış, zaman zaman da azaltılmıştır.

Bu müddet zarfında yetkililer, etkililer, alakadar olanlar, alakasız kalanlar, nedense hep mes’eleye kemmiyet bakımından baktılar. Asla keyfiyyeti hiç akla getirmediler, keyfiyyet hususunu gündemlerine almadılar, fikir beyan etmediler. Aradan geçen 70 yıla rağmen, hâlâ, “Evveliyetle şu kemmiyet işini bir halledelim, sıra keyfiyyete de gelecektir,” deniliyorsa, denilebiliniyorsa, keyfiyyete sıra ne zaman gelecektir?!...

Hâ! Şuna i’tirazım olmaz. Bu okullar’da her ne kadar, ehil din hizmetlileri yetiştirilemese de, en azından, Kur’ân-ı Kerim’i yüzünden okuma öğretiliyor, ba’zı zarûrî dinî bilgiler veriliyor, Siyer dersi okutuluyor, dinî hizmetler bakımından noksanlarına rağmen birer Müslüman olarak yetişiyorlar,” denilirse buna i’tirazım olmaz. Hattâ, bütün ortaokul ve liselerde tercihli de olsa göstermelik değil, gerçekten Kur’ân-ı Kerim ve siyer dersi okutulmalıdır. 

Millî Eğitim yetkililerinden aldığım bilgilere göre, muhafazakâr muhitler’de bile Kur’ân ve Siyer derslerini tercih eden öğrencilerin nispeti %1 bile değildir.

Aziz Kardeşim. Haklısınız, teşhis buyurduğunuz Tıbbî durum, başkalarını bilmem ama benim için muhtemeldir. İstanbul’da, ikamet etmekte olduğum mahalle’de, birisinin ilk açılışında benim de dahlim olan iki lise vardı. Her iki lise de şu anda İmam-Hatip lisesidir. Bu liseleri kuşbaşı gören birbirine çok yakın dört İmam-Hatip Lisesi daha vardır.

Doğup büyüdüğüm, topraklardaki Şehrim’de, Kadîm şehirlerimizden, Beylerin şehri, Beyşehir’de, dördü İmam-Hatip Ortaokulu, olmak üzere, Kız İmam-Hatip Lisesi ve Erkek İmam-Hatip Lisesi toplam 6 adet İmam-Hatip okulu bulunmaktadır. Mahalleleriyle birlikte şehrimizin toplam nüfusu, yaklaşık 73 bin kişidir.

Elbette memleketimiz dahilindeki bütün ilçelerimizde okullaşma, ders sınıfı sayısı, Beyşehir gibi olmayabilir. Öyle ilçeler vardır ki, bu ilçe’de tek bir İmam-Hatip ortaokulu veya lisesi bulunmamaktadır.

Demem odur ki, kemmiyet önemlidir, ba’zılarını tatmin edebilir. Fakat aslolan keyfiyyettir, Keyfiyyet kafi derece’de değilse tatmin olmamalıyız.

SÜLEYMAN EFENDİ HAZRET’LERİ HAKKINDAKİ YALAN, İFTİRA VE BUHTAN’LARA CEVAPLAR!...(4)

Adem Gencer - 07.06.2019, 14:03

Allah razı olsun Hocam.

Vefa - 07.06.2019, 17:27

Allahu Teâlâ razı olsun, ömrün uzun olsun, Muhterem Hocam!..

Değer’li Kardeşlerim. Du’â, niyaz, temenni ve tebrikatınız için samîmî teşekkürlerimi  bildirir, du’â, niyaz ve temennî’lerinize aynen katılırım. Ancak sizlerden, du’â, niyaz ve temennî’lerinizle birlikte bu zemine daha fazla katkı vermenizi de beklerim.

SÜLEYMAN EFENDİ HAZRET’LERİ HAKKINDAKİ YALAN, İFTİRA VE BUHTAN’LARA CEVAPLAR!... (5)

M.Öztürk - 14.06.2019, 23:32

“Allahu Zülcelal Hazret’leri razî olsun. Tekrar tekrar kaleminize, elinize, yüreğinize sağlık. Allah Celle Celâluhû, kaleminize kuvvet versin! Fitne fücûr ehlini ne güzel ifşa ediyorsunuz.”

Aziz Kardeşim. Hazreti Üstazımız Tecdid yıllarında, bid’at, fitne fücur bu kadar zuhur edip faş olmamışken, ba’zı mahfillerde, “Efendim, Hazreti Muaviye radiya’llahu anh Efendimiz için, radiya’llahu anh denilmemellidir,” mahiyetinde konuşulduğunu haber alır-almaz, “Müteşerrî,” vasfını ve “Salâbet-i Diniyyesini” ortaya koymuş ve şöyle haykırmıştı. “Yâ Ma’şere’L-İslâm, hel Tezunnûne en Yüftera alâ Ashab-ı Resûlullahi ve Nahnü Ahyâün, (Ey İslam cemaati-topluluğu! Bizler hayatta olduğumuz sürece, Resûlullah’ın Ashabı’na iftira olunacağını mı sanıyorsunuz.”)

Bizler, Hazreti Üstazımızın müntesipleri, İmam-ı Rabbâni Hazret’lerinin hakîkî evladı hayatta olduğumuz müddette ve elimiz kalem tuttukça, Piranımıza ve Hazreti Üstazımıza iftira ve buhtan’larda bulunulmasına asla izin vermeyiz, vermeyeceğiz...

Not: Geçen hafta, (17.6.2019 tarihinde) bu köşe’de yayınlanması gereken, “Bu yazı, Siyasî bir yazı değildir. Belki, bir nev’i “Manifesto’dur!...” serlevhalı, yazı, muhtevası bakımından Gazete yetkilileri tarafından uygun bulunmayarak neşredilmemiştir. Değerli okuyucu’larımızdan özür dilerim. M.A.