İTTİHAD VE TERAKKÎ BAKİYESİ CHP’NİN HİÇ DEĞİŞMEYEN ZİHNİYETİ!...

İttihad ve Terakkî Cemiyeti.(1889-1902) Jön Türk hareketinin değişik muhalefet unsurlarından bu örgütün temeleri 2 Haziran 1889 tarihinde dört Mekteb-i Tıbbıyye-i Şâhâne talebesi tarafından atıldı. İbrahim Temo’nun öncülüğünde Abdullah Cevdet, İshak Sükûtî ve Mehmed Raşid. İttihad-i Osmânî adında bir cemiyet kurulması için görüş birliğine vardılar ve daha sonra bu okul ve diğer Osmanlı Eğitim müesseseleriden çok sayıda talebenin katılmasıyla örgütün aza sayısını hızla artırdılar.

İttihad ve Terakkî, Sultan 2.Abdülhamid Han Hazretlerinin tahtdan indirilmesiyle neticelenen 1908 ihtilalini tertiplemiş,  bu tarihten i’tibaren, Devlet-i Aliyye’mizin Afrika’da,Ortadoğuda ve Balkanlardaki  bütün topraklarının kaybedildiği, Milletimizin Misak-i Milli sınırlarında sadece Anadolu toprakları üzerinde büzüşüp kaldığı, kukla padişahların sözde hükümran olduğu, 1918’e kadar devletin idaresinde birinci derecede rol oynamıştır.

Hemen bir tesbit yapalım; İttihad ve Terakkî Cemiyeti kurucuları ve  mensupları, Devletimizin, Milletimizin, Dinimizin, örf, adet ve geleneklerimizin, kısaca millî ve manevî değerlerimizin amansız düşmanlarıydılar.

Temâdî eden devletlerimiz silsilesinde Devlet-i Aliyye’den Cumhuriyete geçişte, üç kıtadan çekilip büzüşmek mecburiyetinde kaldığımız Anadolu Topraklarında, Devletimizin, Milletimizin ezelî ve ebedî düşmanları bu topraklarda bir tiyatro oyunu sahnelediler.

Sahnelenen oyunun birinci perdesinde tasmalarını ellerinde tuttukları, Yunan-Rum palikaryalarını Milletimizin üzerine saldırttılar. Tasmalarının uzunluğu kadar mesafelere geldiler, verilen bir başka emirle İzmir Marşıyla gerisin geriye koşarak gittiler. İzmir’de bekletilen gemilere binip Yunanistan’a gittiler. Bu perdedeki oyunda Türk tarafını temsil eden aktörlere kahramanlık payeleri verilerek ikinci perdeye geçildi.

Türkiye Büyük Milet Meclisi, ağaların, eşrafın, aşiret reislerinin, şeyhlerin, müftülerin, müderrislerin iştirak ettiği 1.Meclis dualarla ve memleketimizin her bir tarafında Buhârî Şerif okunarak açıldı.

Birinci Meclis sahneye konulan oyunun son perdesiydi. Oyun bitince ”Perdeeee!” denildi, Birinci Meclis dağıtıldı, İttihad ve Terakkî Cemiyeti’nin Kâtib-i Umûmî’si (Genel Sekreteri) İstiklal Marşı Şairi, millî şair Mehmed Akif Bey bile İkinci Meclise davet edilmedi.

İkinci Meclis’e davet edilenlerin neredeyse tamamı, İttihad ve Terakkî Cemiyeti zihniyetinde olanlar, isimlyeri Türkçeleştirilmiş, Ermeni, Yahudî, Sebetaist, Avdetî, yerli ve millî olmayan gayri millî anasırdan oluşuyordu.

İttihad ve Terakkî bakiyesi, tek parti mütegallibe CHP’nin kurucu kadrosunun tamamı da İttihad ve Terakkî zihniyetinde olanlardan oluşmuştur.

İttihad ve Terakkî bakiyesi tek parti mütegallibe 3 Mart 1924 tarihinden itibaren aziz milletimizin       bütün millî, dinî, manevî değerlerini tahrip etmeye başladı. Ashab-ı Suffe’den itibaren tevali eden Emevî’ler, Abbâsî’ler, Büyük Selçukî, Anadolu Selçukî ve Osmanlı Devlet-i Aliyye’miz dönemlerinin ilim ve irfan müesseseleri medreseler kapatılmış, tekke ve zaviyelerin faaliyetlerine son verilmiş, takvimi, tarihi, yazısı, bir milleti millet yapan bütün değerleri yok edilmiştir.

Önce idam eden, sonra  suç isnad eden ve gerekçe hazırlayan İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. Potansiyel muhaliflerin imhası ve idam edilmeleri için, İzmir su-ikasdı, Menemen tertibi gibi tertipler hazırlanmıştır. 25 Teşrinisâni 1341 tarih ve 671 sayılı Şapka İktisası Kanununa muhalefetten binlerce insanımız idam edilmiştir. Konya’da, Rize’de merkepleriyle pazarlara gidenler şapka aleyhine nümayişlere katılmak için şehirlere geldikleri iddiasıyla idam edilmişlerdir.

18 yıl müddetle Ezan-ı Muhammedî aslından udul edilerek Türkçe “tangır-tungur” diye okutturulmuş, aslına uygun olarak ezan okuyanlar hapislere tıkılmış cezalandırılmışlardır. Camiler kapatılmış, bazıları yıktırılmış, bazıları da ahır haline getirilmiştir.

27 yıllık tek parti mütegallibe, İttihad ve Terakkî bakiyesi CHP döneminde dünya tarihinde hiç görülmemiş bir şekilde devlet kendi tebası olan millete mezâlim uygulamıştır. Bu millet bu müddet zarfında ”Hafazan Allah!” işgale uğramış olsaydı acaba bu kadar mezâlime maruz kalır mıydı?

Nitekim, sahnelenen tiyatro, mizansen gereği, İstanbul, Kahraman Maraş, Gazi Antep gibi şehirlerimiz, İngiliz ve Fransız kuvvetleri tarafından işgal edilmişler ve fakat işgal kuvvetleri ne ezana, ne ibadete, ne camilere ve ne de kılıf-kıyafete müdahalede bulunmuşlardır.

Denilebilir ki hadisatı değerlendirirken günün şartlarını da müvacehede bulundurmak lazımdır, tek parti mütegallibe devrindeki vukuatı devrin şartları gözönünde bulundurularak değerlendirilmelidir.

Bu teori doğrudur ancak değişen devre-zamana, akıp giden zaman içinde rol alan aktörlere rağmen eğer zihniyet değişmemiş ise, İttihad ve Terakkî Cemiyetinin devamı, bakiyesi tek parti mütegallibe CHP’ nin bugünkü idareci ve mensuplarının aynı zihniyeti devam ettirdikleri pek çok misal ile ayan-beyan ortada ise söylenecek, söyleyeceğimiz çok şey var demektir...