Ve tarih yazılır. Üç AKP’li kadın vekilin meclise türbanla girmesinin onaylanmasıyla CHP tarih yazmaya başlamıştır. Ve aynı gün, Sayın Kılıçtaroğlu basına; ’Çok Mutluyum. AKP’yi bozguna uğrattık.’ mesajları vermiştir.
Aynı günlerde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ile kendi kurmaylarının bile haberi olmadan yemekte görüştü. Ve bu görüşme, yandaş Basında “Kulisleri Sallayacak Sır Görüşme” başlığıyla verildi. 
Öyle ki, CHP Dış İlişkiler ve Yurt Dışı Örgütlenmeler’den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, yemekte kendisinin olmadığını, yemekten de haberinin bulunmadığını söyledi. Emekli büyükelçi ve İstanbul Osman Korutürk’ de yemeğe katılmamıştı. Ankara kulislerinde acaba dış politikada iki tecrübeli ve önemli isim yemekte bulunmadığına göre “Acaba CHP Genel Başkanı’nın başdanışman olarak atadığı İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın bu organizasyonda var mıydı” sorusu akla geldi. Ancak Ayaydın’da yemekten haberdar olmadığını söyledi.
Sonuçta, bu görüşmenin hemen ardından, Kılıçdaroğlu ve heyetinin çok arzu ettikleri Amerika ziyareti için randevu alınıverdi.
Gene aynı günlerde, yıllar önce yolsuzluk iddiaları nedeniyle partiden ihraç edilen Mustafa Sarıgül, büyük bir show la önce makamında ziyaret edilerek, daha sonrada partiye geri alımı ilan edilmişti. Ve bu tören sırasında etrafa öpücükler dağıtan Sarıgül, Genel Başkanına (Şimdilik tabi…) bir söz verdi. ‘İstanbul’un anahtarını Allah’ın izniyle getireceğim.’ 
Bu sözden de anlaşıldığı gibi, henüz kesin aday ismi açıklanmamış olsa da, Sarıgül; CHP’nin İstanbul için tek adayıdır. Diğer aday adayı olarak adı geçen isimler, sadece teferruat…
Acaba yolculuk ne tarafa?
Sarıgül’ün; ne kadar cemaat sevdalısı ve sermaye kesimine yakın olduğunu bilmeyen yoktur. Ayrıca kendisi de bunu asla gizlemiyor. Her daim müteşekkir cümleleriyle bunu ifade etmektedir.
Tanık olduğum Ümraniye mitinginde, bir astsolist edasıyla, gene sağa sola parmak uçlarıyla öpücükler dağıtarak, AKP’li belediye başkanlarına şükranlarını sunuyordu. ‘Allah hepsinden razı olsun. Çok iyi çalıştılar. Ama biz onlardan iyi çalışacağız.’ diyordu.
Korkarım ki, Sarıgül’ün İstanbul Belediye Başkanlık seçimini kazanması halinde, gelen gideni aratmaz. Benim ve birçok kişinin bu kişi de gördüğü, politik bir duruşunun olmayışıdır.
Sanki bir plan kurulmuş bir yerlerden. Ve sanki CHP ve MHP’de bu kurulan planın yeni oyuncuları.
Hani AKP’nin diline doladığı şarkısı var ya; ‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’ işte tam da bu noktada, şimdiye kadar beraber yürünen bu yolda, CHP yalnız yoluna devam etmeye çalışıyor. 
Giderek merkez sağa kayan partisiyle Kılıçdaroğlu; AKP’nin evlerinde zorla tuttuğu %50nin oylarını almak için hamleler yapıyor. Ne var ki, Midyat’a pirinç almaya giderken evdeki bulgurdan olmazlar…
O şimdi görücüde. 
Kılıçdaroğlu ve heyeti büyük umutlar beklediği Amerika seyahatine en sonunda çıkabildi. Aynı yolda beraber yürüyorlar. Tıpkı, Erdoğan gibi yanında sadece yandaş basın ve yandaş yazarlar. 
ABD ve CHP yapacakları görüşmede ortak çıkarlarını konuşacakmış. İktidara aday olduğunu söyleyerek, kendilerini ifade edip, tanıtacaklarmış. Bunları hava alanında basına söyleyen Kemal Kılıçtaroğlu… Kim bilir, belki de yeni BOP eş başkanı oluverir. 
Morton Abramowitz; ABD’nin Ankara Büyükelçisi olduğu dönemde Erdoğan’ı keşfetmiş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamında ziyaret etmişti. Abramowitz’in, “Siz İstanbul’u yönetip yıldızınızı parlatabildiğinize göre, Türkiye için de çok şey yapabilirsiniz!’ sözleri basında yer almıştı. Şimdi bu tarihi görüşmeyi Kılıçtaroğlu yapacak. Hadi hayırlısı bakalım.
Göz ardı edilen çok önemli bir nokta var. Son sözü halk söyleyecek. O sokaklara kendiliğinde dökülen halk, avazları çıktığı kadar, Amerika’nın kalleş olduğunu ve tam bağımsız Türkiye istediğini haykırmadı mı? 
Halkın sesini dinlemeyenler, halkın sesinde boğulur. Bu biline…