Fenerbahçe’de Ali Koç’un tek aday olarak girdiği seçimde 6459 oy alarak yeniden başkan seçilişini yürekten kutluyorum.

Kulübün eski başkanı Aziz Yıldırım’ın seçime iki gün kala yaptığı basın toplantısının, ne amacını ne de üslubunu hiç mi hiç anlayamadım doğrusu. Sen daha yayına başlarken, “Bir daha Fenerbahçe başkanlığına aday olmayacağım” diyorsun ve mevcut başkana hiç te adil ve tutarlı olmayan bir şekilde adeta planlı saldırı düzenliyorsun.

Şurası çok kesin ki, Ali Koç’un eleştirilecek tarafları var. Pek tabi ki, bu kulübün en uzun süre başkanlığını yapmış bir isim olarak, uyarı mahiyetli görüş ve düşüncelerini aktarmaya doğal olarak hakkın var. Ancak bunları böyle ekranlardan, zehir zemberek bir şekilde ve de açıktan açığa yapmak yerine bizzat Ali Koç’un kendisiyle konuşman daha doğru olmaz mıydı Aziz başkan.

Diyelim ki, bu düşüncelerini herkesin duymasını istedin, kamera ve objektifler önünde yapmayı tercih ettin. Diyelim ki buna da okey. Peki, zamanlamaya ne diyelim? Seçime kalmış iki gün, bu söylediklerinden etkilenip birisinin çıkıp başkanlığa aday olma ihtimali mi var? Tabi ki yok. Yani neresinden bakılırsa bakılsın, hiçbir amaca hizmet etmeyen bomboş bir davranış.

Hani, popülariteni bilmiyor olsam diyeceğim ki, “Aziz Yıldırım, ekran ve gazete sayfalarında yer almak için, fırsat kolladı ve kendini basının önüne attı.” Ancak durumun böyle olmadığını iyi biliyorum.

Olayın zaman ve şekil anlamındaki yanlışlığını sanırım yukarıdaki cümlelerle aktarabildiğimi düşünüyorum.

Birkaç cümleyle içerik anlamında da bomboş olduğunu ifade edeyim; “'Ne yapılması gerekiyorsa onu yapmak için toplandık.” diyorsun Aziz başkan. Toplandınız da ne yaptın? Aday mı oldun, ya da bir ismi mi işaret etin?

Fenerbahçe’nin geleceğini tehlikede gördüğünü dile getirdin. Nasıl bir tehlikeymiş bu? Söyle biz de bilelim.

Fenerbahçe'nin mal varlığının borçlarından fazla olduğunu söyleyip, Ali Koç’u hesap bilmemekle suçladın. O zaman soruyorum sana; Ne yapsaydı, Galatasaray gibi yapıp öz varlıklarını satışa çıkarıp camianın oyuncağı haline mi gelseydi.

“'Seni affetmem, bunu bil. Bu seyirciyle göndereceğim seni. Ben Fenerbahçe'nin kendisiyim. Bizi rakip görme, bizi rakip görmen için 20 sene başkanlık yapman lazım.” Her kelimesi buram buram ego kokan, Fenerbahçe’yi tüm rakiplerinin gözünde, yıllar boyu ötekileştiren bu cümleler, tam da bir Aziz Yıldırım hezeyanı olarak karşımızda.

Kendisini bu kadar seven başka biri daha var mıdır bilmiyorum ancak şunu net bir şekilde biliyorum. Yaptığınız birçok doğru ve alkışlanacak işler var. Orası kesin. Ancak, havada kalan cümleler kurup, hayali hükümler vermek yerine taraftarın sorduğu şu soruya açık yüreklilikle cevap verir misiniz lütfen; “En fazla Galatasaray şampiyonluğu gören Fenerbahçe başkanı” olarak, taraftar arasında, “Aziz Yıldırım başkan, Galatasaray şampiyon” sloganıyla ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? Yanıtınızı ivedilikle bekliyorum Aziz başkan.

Hoşçakalın…