Şahmeran '' Bak TAHMASP demiş. Ben insanlığın bütün tarihini biliyorum. İstersen sana anlatayım, deyip başlamış anlatmaya. Anlatmış, anlatmış, anlatmış günler boyu. Bu sohbetler sırasında TAHMASP ve ŞAHMERAN arasında tarihin en soylu aşk olarak geçecek olan aşklarında biri başlamış...

Gel zaman git zaman ŞAHMERAN'ın anlatacağı bir şey kalmamış artık. TAHMASP da anasını ve yeryüzünü özlemeye başlamış. Bir gün dayanamamış ve düşüncesini ŞAHMERAN'a anlatmış. Sevdiğinin kendisinden sıkıldığını ve artık gitmek istediğini duyunca önceleri kesin bir dille gitmesini reddetmiş ŞAHMERAN. Ancak günler geçip TAHMASP!ın üzüntüsünden günden güne, eriyip bittiğini görünce dayanamamış ve ona şöyle demiş:

-Ey TAHMASP beni iyi dinle, sözlerime iyi kulak ver. Biliyorum, gitmene izin verirsem sen de bana ihanet edeceksin ve yerimi diğer insanlara söyleyeceksin. Ancak bu topraklarda aşklar ölümünedir. Seni çok sevdiğimden dolayı üzülmene dayanamıyorum. Bu sebeple gitmene izin veriyorum. Ancak bana bir söz vermeni istiyorum. Ne sebeple olursa olsun başka insanlarla beraber suya girme. TAHMASP sevinçle ŞAHMERAN'a sarılmış ve ona asla ihanet etmeyeceğine dair yeminler etmiş...

TAHMASP mağaradan çıktıktan sonra bir köye yerleşmiş ve marangozluk yapmaya başlamış. Arada sırada da gizlice mağaraya giderek ŞAHMERAN'ı ziyaret ediyormuş. Ancak bu mutlu günler uzun sürmemiş. TAHMASP'ın yaşadığı ülkenin kralı bir gün amansız bir hastalığın pençesine düşmüş. Ülkenin bütün hekimleri gelmiş, ama kralın hastalığına bir türlü çare bulamamışlar.

Kralın kötü kalpli bir veziri varmış. Vezir her seferinde krala hastalığının tek çaresinin ŞAHMERAN'da olduğunu söylüyormuş... Onun etinden bir parça yemesinin kralın hastalığının dermanı olacağını kralın kafasına sokmuş. Kralda ŞAHMERAN'ın bir an önce bulunmasını emretmiş.

Bütün ülkede her yerde, ŞAHMERAN'I aramaya başlamışlar. Günlerce aramışlar ŞAHMERAN'ı. Sonunda bilge bir adam bütün insanların gruplar halinde hamamlara ve nehirlere sokulmasını tavsiye etmiş böylece ŞAHMERAN'ın yerini bilen varsa onu bulabileceklerini söylemiş. Vezirde ülkedeki herkesi hamamlara sokmaya başlamış. Askerler TAHMASP'ın yaşadığı köye de gelmişler ve herkesi toplayarak büyük bir hamama götürmüşler...

TAHMASP ŞAHMERAN'a verdiği sözü hatırlamış ve ilk önce hamama gitmek istememiş. Ancak askerler onu zorla içeri sokmuşlar. TAHMASP hamama girdikten sonra, orada bulunan bütün herkesin gözünün üzerine dikildiğini fark etmiş... TAHMASP, bunun üzerine kendisine bakınca, bütün vücudunun yılanların vücudunda olduğu gibi pullarla kaplandığını fark etmiş...

Askerler hemen TAHMASP'ı yakalayarak vezirin huzuruna götürmüşler. Kötü kalpli vezirin amacı kralı iyileştirmek falan değilmiş. ŞAHMERAN'ı yakalayıp, dünyanın bütün sırlarına sahip olmak istiyormuş. TAHMASP'a günlerce işkence yaptıktan sonra ŞAHMERAN'ın yaşadığı yerin nerede olduğunu söyletmiş...

Askerler hemen gidip TAHMASP'ın söylediği yerde mağarayı bulmuşlar ve ŞAHMERAN'ı yakalamışlar, sonra da oradan çıkarıp saraya getirmişler. ŞAHMERAN ve TAHMASP kralın huzurunda karşı karşıya gelmişler. ŞAHMERAN çok üzüntülü ve utanç dolu TAHMASP'a dönmüş:

Ey sevdiğim, üzülme. Biliyorum ki sen bana kendi canın için ihanet etmedin ama bende sana dememiş miydim bu topraklarda aşklar ölümünedir diye. Bak şimdi anladın mı? Sen üzülme ne olur! TAHMASP, ŞAHMERAN'ın bu sözleri karşısında daha da çok utanmış. ŞAHMERAN sözlerine devam etmiş.

Şimdi size sırrımı vereceğim. Kim ki benim kuyruğumdan bir parça koparıp yerse O bütün dünyanın sırrına ve gizemine vakıf olacak. Her kim ki benim kafamdan bir parça koparıp yerse o da o anda öteki dünyaya gidecek...

ŞAHMERAN daha sözlerini bitirmeden kötü kalpli vezir elinde kocaman kılıcı ile atılıp ŞAHMERAN'ın bedenini iki parçaya ayırmış. Ve kuyruğundan bir parça koparmış TAHMASP da duyduğu büyük acı ve utancın etkisi ile fırlayıp oracıkta ölmek için sevdiğinin, Şahmeranın kafasından bir parça ısırı vermiş. Kötü kalpli vezir kuyruktan kopardığı parçayı ağzına atar atmaz oracıkta can vermiş. TAHMASP a ise hiç bir şey olmamış.

ŞAHMERAN son anda yaptığı planı ile bütün bilgisinin sevdiğine geçmesine sebep olmuş. Ancak TAHMASP sevdiğini kaybetmenin acısına dayanamamış ve kendisini dışarı atmış ve dağ bayır, ülke ülke dolaşmaya başlamış. O günden sonra da Lokman Hekim efsanesi almış başını yürümüş...

TARSUS'un en işlek caddelerinden biri olan Adana Caddesi’nde, üst tarafı insan alt tarafı yılan biçiminde ve gövdesini birçok küçük yılan saran Şahmeran anıtı dikilmiştir. BU kentimizde birde ŞAHMERAN HAMAMI vardır. ŞİFALI OLDUĞUNA İNANILIR…

Rivayete göre Şahmeran’ın Akdeniz Bölgesi’nde Tarsus’da yaşadığı bilinmektedir. Şahmeran’ın tüm yılanlarla birlikte yer altı ülkesinde yaşadığı ve tüm yılanların başı olduğu bilinmektedir. Bazı kaynaklar göre; Şahmeran ile buluşan ilk insanın Lokman'dır. Şifalı otların neler olduğunu Lokman Hekim’in Şahmeran’dan öğrendiği iddia edilmektedir. Şahmeran mitolojik bir varlıktır.