Doğu Perinçek hakkında anlattıklarımdan  yeterince ikna olmamış  ve fakat hala - daha fazla gerekçe gösteriniz-  diyen Vatan Partisi  taraftarının olduğunu görüyorum.  Gelen sitemkar  uyarıları dikkate alarak  anılan şahsı ve partisini biraz daha kapsamlı  anlatmam gerekiyormuş  demek ki!  

2002 yılından   bugüne kadar  yapılan bütün seçimlerde  bir takım yeni particikler sahnede yerini aldı,  biliyorsunuz.  Bir anda  oluşan  bu partilerinde   küresel batı tarafından yönlendirildiğini artık sağır sultan bile duydu!  O nedenle  Doğu Perinçek’in  ve  kurduğu Vatan Partisi’nin gizemli ve endişe verici yolculuğuna ışık tutarsak  aynı  felsefeden beslenen  bu partilerinde  içyüzünü açıklamış olurum diye değerlendiriyorum! 

Öncelikle   Emekli  General Naci Kaptan’ın  Perinçek ve partisi hakkında  kaleme aldığı  hayati önerilerini  paylaşmamın değerli okurlarımın  ufkunu  açacağına ve  Vatan Partisi’ne  emek verenlerin de zihnindeki soru işaretlerinin  çözüleceğine   inanıyorum.

 Ve de  zamanında (2014) bana  “Hala YCHP ile birlikte misin? Artık  Vatan’da buluşmanın  zamanı  gelmedi mi kardeşim” diyen  bazı silah arkadaşlarımın ve  yakınlarımın olduğunu bu vesileyle  belirtmek isterim. O nedenle Perinçek’e  ve partisine yakın duranların  Emekli General Naci Kaptan’ın fikirlerini çürütecek  cevaplar  bulmalarını  özellikle dilerim!

 (Futbol takımı tutar gibi değil de  elini vicdanına koyarak tabii ki!) 

Zira zaman daralmaktadır!..

Aşağıda  Emekli General Naci  Kaptan tarafından kaleme alınan  görüş ve önerilerin  dikkatlice okunmasını tavsiye ederim.  Okumaya zaman bulamayanlar için  üç yazıdaki can alıcı bölümleri,  noktasına virgülüne ve yazı tipine  dokunmadan paylaşıyorum..  

1-http://nacikaptan.com/?p=18059

2-http://nacikaptan.com/?p=18052

3-http://nacikaptan.com/?p=17959 

Birinci yazısının  özeti: 

“CHP hiç gecikmeden VATAN PARTİSİ – DSP – ANADOLU PARTİSİ  ve bu cepheye katkı sağlayabilecek partilerle güç birliğine gitmelidir. Bu cepheyi  en kısa zamanda gerçekleştirmelidir.”                      

***                                                                                                                                         

İkinci yazısının özeti: 

Vatan Partisinin yeni oy kaynağı yine CHP seçmeni olacaktır. CHP erozyona uğrayarak bölünürken, zayıflarken AKP yine aradan sıyrılarak iktidar koltuğunu bırakmayacaktır. 

Bu ise Recep Tayyip Erdoğan’ın  başkanlığının tescilidir

Bu nedenle yaptığınız çağrılar, şayet AKP’yi iktidardan uzaklaştırmak istiyorsanız Ayağınıza Kurşun Sıkmaktan öte değildir. Hatta bu kurşun Laik Cumhuriyet’e , Aydınlanma devrimlerine, Türkiye’nin geleceğine sıkılan kurşun olacaktır.”                                                                                                           

  ***                                                                                                                             

Üçüncü yazının özeti:   

Anadolu Partisi ise daha kendi içinde oturmamış bir parti görünümündedir. Her iki partinin de oy alabileceği temel kaynak ise doğrudan CHP’dir. 

İşte tuzak buradadır. 

AKP’yi sandıkta alt edebilecek olan CHP , VATAN ve ANADOLU partileri tarafından bölünerek zayıflatılacaktır. Büyük olasılıkla her iki parti de barajı geçemeyecek,  geçse bile CHP’nin oyları bu partilere kaymış olacaktır.

Özetle; Değirmenin Suyu AKP’ye Akacaktır.”                       

Not: F.M.   Hafızalarınızı tazelemek adına Anadolu  Partisi de 2014  yılında   küresel batının bilgisi  ve onayı ile  sahnede  yerini almıştır. Başkanı ise  CHP’den  istifa eden emine Ülker Tarhan’dır. 2015 seçimlerinde baraja takılmış ve  bilinen sonu  yaşayarak  aynı yıl  kapanmıştır. 

17 Mayıs 2021 tarihinden itibaren bir parti daha kuruldu, biliyorsunuz! Adı Memleket Partisi!  Başkanı  ise bilinen bir isim.  CHP’den ayrılan Muharrem İnce!  Yanlış yoldasınız diye uyarıldıkça, anlamsızca türemekten bıkmadılar!. Memleket Partisi’nin de  küresel batının  gizli emellerine   yeşil ışık yakan  bir parti  görünümünde  olduğunu  üzülerek  değerlendirmekteyim! 

Kaybedilen her seçimden önce  dediğim gibi “İnşallah ben yanılırım ve Türkiye kazanır!” Başka ne temennim olabilir bilemedim.  

 “Muharrem İnce’nin  04 Mayıs 2018’de  yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen arkasından   sessizliğe bürünmesinin altında yatan nedenleri de bir kez daha  masaya yatırmanın  zamanıdır diye değerlendiriyorum. Devam edecektir.  13 Eylül 2021 

Bir Yurtsever Olarak  İnşallah Bu Kez  Ayak Sesleri Hissedilen Erken Seçimde  Akılcı  Birleşme Sağlanır, Çalışmalara Hız Verilir, Aldatılmadan Seçime Gitme İmkanı  Bulunur  Ve  Türkiye Kazanır. 

 NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…