“Beşiktaş, Lucescu döneminden bu yana ilk kez ilk 4 iç saha maçını kazanıyor.” diye sözlerini tamamladı yayıncı kuruluşun spikeri…

Ekledi... “Beşiktaş lider Galatasaray ile puan farkını 1 maç eksiği ile 5’e düşürdü.” İşte bu umut vaad eden cümleler, izleyenlerin kulağında hoş bir tını gibiydi. 

Peki ya oyun Lyon ve Galatasaray maçları için yeterli miydi?

Lig için konuşacak olursak evet, Beşiktaş henüz mağlubiyet almadı. Bu takdir edilmesi gereken bir durum. Ancak, son 7 maçı baz alacak olursak, Beşiktaş 7 maçın sonunda ilk defa maça doğru bir kadro ve oyuncu tercihi ile çıktı. Belli ki Gio özelinde Semih ile alakalı yapılan baskı sonuç vermişti. Beşiktaş maça sadece Semih ile başlamadı. Olaya “isim” ya da “Beşiktaş’ın geleceği” veya “genç oyuncu” sarmalında bakmak hata olacaktır. Semih artık gelişimine devam eden, Beşiktaş’ın as ve A milli oyuncusudur. Semih’in oyunda olması, onsuz geçen 7 haftada tabiri caiz ise neden yangın yaptığımın da aslında tezahürü gibiydi. Maçı 1 - 68 ve 68- 95 arası değerlendirelim. 1-68 de Konyaspor’un sağ beki Nikola, 7 top kayıbı ile oynadı! Kanat bek gibi değil, daha çok savunan tarafta kaldı. Konyaspor’un ileri çıkışlarında hep geride kalan tarafta oldu. Semih’in varlığı, Beşiktaş’ın sol kanadında savunmayı, merkezden hatta rakip yarı sahadan başlattı. Bu durum Masuaku’nun da performansına yansıdı. Savunma kısmında defoları ön plana çıkan Kongo’lu futbolcunun, maçı yüzde 96 pas isabeti ile tamamlamasına, neredeyse tüm bindirmelerde rakip yarı sahada aktif rol oynamasına,  özellikle Semih’in zaman zaman sahte 9 gibi Ciro’nun kademesine kat etmesi ile birlikte, sol koridorda kendisine alan bulmasına sebep oldu. Ancak ne olduysa Semih’in yine Gio’nun son maçlarda 70 sonrasını merkezde kaybeden oyuncu grubuna çözüm bulma çabasında kurban edilemsi ile oldu. Merkezde düşmeye başlayan Beşiktaş, Konyaspor’un ilk yarıda çektiği toplam şutu, 45-65 arası arasında bulması ile oldu. Gio, merkezi tıpkı Rangers ile Avrupa deplasmanlarında yaptığı gibi 3’ledi. Musrati’yi merkeze alıp, sağını Cher, solunu ise Gedson ile kapattı. Evet, Konya’nın bu dakikadan sonra üretkenliği azaldı ancak Semih’in oyundan çıkması ile Beşiktaş’ın hücumda asimetrik yerleşkesi de yerle bir oldu! Rafa sağ kanatta kayboldu, tektük Muçi sol tarafta heder oldu, zaten yorgun olan, yürümeye mecali olmayan Ciro, yine sol kanada deplase olmaya çalışırken sahada buhar oldu… Dedim ya, Semih’i sadece 1 oyuncu olarak görmemek lazım. Semih, Beşiktaş’ın mevcut rotasyonunda 3 ismi oynatabilen ve performansını yükseltebilen tek oyuncu. Semih sahadayken Rafa, Masuaku ve Ciro daha etkili.  Semih yoksa, bu 3 isim de etkisiz…

Şimdi gelelim fasülyenin faydalarına…

Bu oyun, milli ara sonrası iç sahada Konyaspor karşısında belki isteneni verir ancak merkezde inanılmaz tempolu Lyon deplasmanında, hücum hattı doludizgin, merkezde Sara ve Torreira gibi saldırırken çift 8, savunurken 6-8 olan Galatasaray deplasmanında size yetmez. E bir de buna son yıllarda Telekom’da oynanan maçlarda Galatasaray’ın sahada 14 kişi olmasını da eklersek, Beşiktaş’ın işi daha da zorlaşıyor.