Büyük İslam Orduları sancağının sahibi Osmanlı İmparatorluğunu yıkmaya çalışanları hatırlıyor musunuz? 
Peş peşe haçlı orduları ile yıkmayı başaramadıkları, hatta Bizans oyunlarının da tutmadığını anlayan güçler siyonist planlarla Dünyanın adaleti konumunda ki imparatorluğumuzu parçalayabildiler, hatta ve hatta param parça yapabildiler.
Bir daha yeniden birleşmemesi içinde yeni kurulan ülkelerde kendi borazanlığını yapan ve imparatorluk karşıtı yönetimleri perde arkasından kurdukları gibi yönetmeye de başladılar.
Lakin cetvellerle çizilen ülkeler kurabilseler bile bu ecdada Büyük İslam Ordusu’nu unutturamayacaklarını hiç düşünemediler.
Masum halkın yönetime dahil olma isteklerinin ardından Osmanlı imparatorluğu sevdalılarının Ortadoğu halkı içerisinde büyük çoğunluğu taşımasından korkan Siyonist güçler korkuya kapıldılar.
Osmanlının veliahdı olan genç Türkiye’de ki hanedan sevgisi ve desteği ile Ortadoğu’da ki imparatorluk sevdalılarının birleşmesini engellemenin şart olduğu kararına vardılar.
Ülkemiz içerisinde gerçekleştirilmeye çalışılan tüm çirkinliklerin altında bu imza vardır.
Ortadoğu’nun açlık, sefalet, savaş, kargaşa ve güvensizlik ile anılması için canla başla kahpe planlarını devreye koyanlara bir gün kırmızı kart göstererek Ortadoğu’dan pis ellerini çektireceğiz.
Hazreti İbrahim Nemrut’a bu topraklarda nasıl direndiyse bizlerde Nemrut’un uşaklarına bu topraklarda direniriz.
Bu coğrafya’nın bugünü ne kadar acılarla dolu ise geleceği de bir o kadar mutluluklarla dolacaktır.
Yeter ki! aklımızı kullanmasını bilelim. 
Yeter ki! birbirimizle uğraşmayı bırakalım.
Yeter ki! insanlığın kaderini değiştirecek yeni keşiflerin yolunu açalım.
Yeter ki! Türk devletleri ile adım adım birbirimize yanaşalım.
Yeter ki! Mescid-i Aksa’yı hissedelim.
Yeter ki! Kabe’yi yaşayalım.
Yeter ki! hem dinimizi hem de kimliğimizi unutmayalım.
Yeter ki! insan olalım…