YEŞİLİ KORUMA GAYRETİ Mİ? DİN DÜŞMANLIĞI MI?

Abone Ol

 

Bilindiği gibi, Kadıköy'ünde, Göztepe Park'ının çok küçük bir yerinde bir cami yapılması plânlanmış, bu husus Efkâr-ı Umûmiyye tarafından öğrenilince vâveylâyı kopardılar.

 

Vak'a nedir? Göztepe Parkı (daha önceleri Ziraat'ın fidanlığı idi) civarında oturanlar, yakın muhitlerinde cami bulunmadığını, ramazanlarda Terâvih namazı Cum'a namazı ve vakit namazlarında yakınlarında bir cami'in bulunması halinde rahatlıkla ibâdetlerini yapabileceklerini ifade ile ilgililere müracaat etmişler. Söylendiğine göre, bu geniş arâziyi zamanla devlete bırakan arâzi sahipleri buraya ihtiyaç halinde cami yapılması hususunda vasiyette bulunmuşlardır. Prosedür işletilmiş, İmar Komisyonu'ndan AKP, CHP ve Anavatan Partili üyelerin ittifakıyla geçmiş, Büyükşehir Belediye Meclisi Kararı haline gelmiş ve Başkan yerine Başkanvekili'nin onayı ile icrâsı için gerekli yere gönderilmiş...

 

GÜRÜLTÜNÜN GERÇEK SEBEBİ:

 

İstanbul'da hâlen 2735'i ibâdete açık, 100'ü inşâ halinde toplam 2835 adet cami vardır. İstanbul nüfusunun yaklaşık % 10'unun ikâmet etmekte olduğu Kadıköy'nde ise, 7'si mescid, birisi Ca'ferî Kardeşlerimize ait olmak üzere toplam 96 cami vardır.

 

Mescid: Ardapça bir kelime olup, secde edilen yer, secdeye varılan mahal demektir. Ancak, biz Mescid'i daha ziyâde namaz kılmaya ayrılmış şurada burada küçük mekânlar için kullanıyoruz. Oysaki, dünya'nın en mübârek ve Büyük ma'betleri olan Kâbe-i Mükerreme'ye Mescid-i Haram, Ravza-i Mutahhare'ye Mescid-i Nebî veya Mescid-i Nebevî, Mescid-i Aksâ denilmektedir.

 

Geriye kalan cami'lerin dağılımına baktığımızda da cami'lerin çoğunun Ankara Yolunun üstünde ve Kadıköyü'nün tek varoşu sayılan Fikirtepe'si ve civarında temerküz ettiği görülmektedir.

 

Osmanağa, Ca'ferağa, İbrahimağa Cami'ileri Fatih dönemine tarihlenmekte, İstanbul'un Fethinden sonra, İstanbul'un ilk Kadısı-Belediye Başkanı, Kadı Hızır Bey'e tahsis edilen çiftlikte Kahyâlık yaparak iş güç mekân sahibi olan üç kardeş adına, birer Mahalle ve bu Mahallelerde birer cami...

 

Halkımızın İskele Cami'i olarak bildiği Sultan 3.Mustafa'nın inşa ettirdiği cami ise 1761 tarihlidir.

 

20. Asr'ın başlarında Bağdat Demiryolu İnşaat'ının şartnâmesine koydurulan Demiryolu'nun Haydarpaşa'dan itibâren Pendik İstasyonuna kadar İstanbul'un o zamanki bu sayfiye yerlerinde bulunan Tren İstasyonlarının üstünde veya yakınında birer cami inşası sebebiyle yaptırılan Kızıltoprak, Feneryolu, Göztepe, Erenköy, Suâdiye ve Bostancı cami'lerini de istisna edersek, Tarihi Haydarpaşa Gar'ında bulunan Haydarpaşa Cami'i rayların arasında kaybolup gitmişken, devrin Kadıköyü'müftüsü Muhterem Kemal Anlar Hocamızın büyük gayretleriyle Haydarpaşa Cami'i ihyâ edilmiştir.

 

Bütün bunları dikkate aldığımızda, Cumhuriyet döneminde Ankara Asfaltı altı Turşucuderesi, vapur İskelesi ve Marmara Denizi'nin çerçevelediği ve Kadıköyü'nüfusunun % 80'inin yaşadığı bu bölgede çok az cami yapıldığı görülmektedir.

 

Ramazanlarda, Ramazan ve Kurban bayramlarında kışın soğunda ve yazın sıcağında cemaatın yollara sokaklara taştığı görülüyor. Dolaysiyle bu bölgede bir değil, pek çok cami'e ihtiyaç olduğu açıktır.

 

İstanbul'daki cami'ilerin ilçelere göre dağılımına baktığımızda, tarihî ilçeler, Eminönü, Eyüp ve Fatih'i bu oranlamanın dışında tutarak, İstanbul'un en büyük ilçeleri olan, Bakırköy, Beşiktaş ve Şişli'de cami sayısı, diğer ilçelere nazaran bâriz bir şekilde azdır. tesâdüfe bakınız ki, hâlen bu ilçelerde Mahallî İdare CHP'si iktidardadır.

 

Diğer ilçeler hakkında yakînî bir tarassudumuz yoktur, ama, Kadıköyü'nde müstakil Belediye Teşkilatının kurulduğu tarihten beridir, geçen 21 Yılın 16 yılında CHP'li Belediye Başkanları vazife yapmışlardır.

 

Kadıköyü Belediye Başkanı'nın "yeşili katledecekler" terânesiyle Göztepe Parkına cami yapılması plânına karşı çıkması aslâ yeşili koruma gayretinden değildir. En azından bu iddiasında samîmî değildir.

 

1- Cami yapılması düşünülen park 90 dönümlük geniş bir arâzidir, buranın sadece takriben % 2'5'una, yâni 2500 m2 lik bir kısmına cami ve müştemilatı yerleştirilecektir. Kaldı ki bu Arsa'nın tamamına da inşaat yapılmayacaktır. Güzel bir plânlama ile cami mekânının dışında kalan yerler park'ın geneline uygun olarak zâten yeşillendirilecektir. Bu büyük park'ın bir köşesinde Zeberced, Elmas bir yüzük kaşı gibi kondurulmuş bir cami bu parkın güzelliğine güzellik katacaktır. Öyle iddia edildiği gibi yeşilin yokedilmesi filan da söz konusu değildir.

 

Kadıköy Belediye Başkanı yeşilin korunması konusunda samîmî değildir.

 

C.H.P. İstanbul Milletvekili Ali Topuz'un, İmar ve İskân Bakanlığından itibâren İstanbul'un Anadolu yakası-dört yıllık bir Anavatan dönemi hariç- genellikle C.H.P.'in Mahallî iktidarlarının elinde kalmıştır. Özellikle Kadıköyü, bu süre zarfında Kadıköyü'nde adları "ÇAMLIK" olan asırlık Çam ağaçlarıyla kaplı koruluk sahalar, asırlık Çam ağaçları kesilerek veya köklerine asit verilerek kurutulmuş yok edilmiş, yerlerine "Çamlık Siteleri" kurulmuştur. Kadıköyü'nde kaç mekânda Çamlık Sitesi vardır, belki Belediye de bilmemektedir.

 

Kozyatağında Asırlık Çam ağaçları kesilerek Park'ın büyük bir bölümüne Ticârî maksatlı büyük bir Hastahane yapılırken Belediye Başkanı acaba neredeydi? Yoksa o tarihlerde bu Hastahanenin sahibi Fenerbahçe Yönetiminde olduğu için mi ses çıkarmadı?

 

Göztepe Parkına cami yaptırmak isteyenler, teşebbüs hey'etine Fenerbahçe yönetiminden birisini alsalar, Başkan'ın tavrı değişir mi?

 

2- Yeşili koruma gayreti değil, cami düşmanlığı-Din düşmanlığıdır-, Ataşehir, Kadıköyü Belediye sınırlarında bir uydukenttir. Burasını plânlayanlar, cami yeri de ayırıp plân'a koymuşlardır. Kesif bir nüfusun yerleştiği bu uydukentte ve yakınlarında maalesef herhangi bir cami de bulunmamaktadır. Sâkinlerin ısrarlı müracaatları karşısında Türkiye Diyânet Vakfı Kadıköy Şubesi ve Kadıköy Müftülüğümüz, bu cami için çeşitli projeler hazırlayıp Belediye'ye sundukları halde Belediye'den hiç bir netice alamamışlardır. Pekiyi, bu yer plânda zâten cami yeri olarak ayrılmıştır, herhangi bir yeşilin katli filan da sözkonusu değildir. Öyleyse Belediye burada bir cami'in yapılmasına niçin mâni olmaktadır?

 

Görüldüğü gibi, asıl maksad cami düşmanlığı, din düşmanlığıdır.

 

Gerisi lâf-u güzâf...