Büyük Ortadoğu Projesi az çok herkes tarafından bilinmektedir. Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da 25 kadar devletin sınırlarının değişmesi ve yeni devletler kurulması...
Malum Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da eş başkan olduğuna göre bu yönde çalışması gerekmektedir ve yapabildiği kadar gayret içerisinde olduğu herkesce malumdur... 
Fakat süreç yavaş ilerlemektedir... Ah şu seçimler olmasa süreç daha çabuk ilerleyecek... Ona rağmen çok güzel söylemler geliştirilmektedir.
Güzel şeyler olacak deyimiyle birlikte açılım projeleri... 
Analar ağlamasın özgürlük barış vs...
Geçmişte BDP’ye kükreyen Recep Tayyip Erdoğan kendi ellerliyle İmralı Adası’na düzenli seferlere başlamıştır.
İmralı şimdilerde popüler moda oldu adeta hükümet eş başkanı gibi çalışmaktadır. 
Kandil’e duble yol döşendi gazetecileri milletvekillerini devlet kendi ellerliyle uğurlamaktadır... Karşılıklı ucu yanık mektuplar gidip gelmektedir.
Kandil’de yemekler yenmekte, halaylar çekilmektedir. 
Verilen demeçlere Kandil ve İmralı ne karşılık vereceği önem kazanmakta oralardan gelecek mesajlar ajanslardan son dakika olarak duyurulmaktadır. 
Barzani itibarlı adam oldu.... Türkiye’nin bir kısmında açık hava konuşmaları  yaparak halka hitap eder duruma geldiler... Yakında Barzani belediye ve milletvekili tanıtım mitingleri yaparsa şaşırmayalım...
Apo denen adam gazetecilerle basın toplantısı yapabilir hatta canlı yayına bile katılabilir. 
“Ne Mutlu Türküm” demeyi ve andımızı yasakladılar... Kürdistan kelimesi rahatlıkla kullanılmakta.
Artık memlekette Türk kalmadı... Kalanlarda Türk’üz demekten çekinir hale geldiler. 
Kürdistan, Lazistan vs. sürekli bu şekilde hitap edilmekte. Tabi bu deyimlerin gelişigüzel kullanıldığını sanmıyorum.
Bu kelimelerin milletin kafasına yerleştirmeye çalışıldığından eminim... Alıştıra, alıştıra tepkiyi azaltmak, olgunlaşmasını beklemek. 
Kürtçe eğitim ne varmış canım gayet masumane... İsteyen istediği dilde eğitim yapsın ne olacak teorisini masum göstermek içindi. 
Bakın türban geldi ne oldu bölündük mü hayır aksine büyüdük gibi ters yönden örneklerle kafa yıkama metotlarına devam edilmektedir.
Sürekli başkalaştırma ayrıştırma Türklüğü yok sayma sanki bir sürü ırk yaşıyormuş gibi gösterme 36 etnik kimliğe bölme çabaları.  
Tüm bunları alt alta koyduğumuz vakit akabinde yerel yönetimleri bağımsız ve daha güçlü yapma çabaları. 
Özerklik federasyon ve konfederasyon yolunu açma ve sonuna eyalet sistemi vs. gibi söylemlerle varacağımız yolun sonunu görmek zor olmasa gerek. 
Efendim korkmakla büyük devlet olunmaz.
Sen büyük devletsin korkma endişe etmene gerek buna inandırmak halkı...
Biz Ortadoğu’da bir halkız bizi ayırmaya çalıştılar cetvelle harita çizdiler biz biriz... 
Bu gibi konuşmalar tabiki halkı yatıştırmak onların ruhunu okşamaya yönelik propagandalar. Bir süre sonra aynı tarihten gelen binlerce yıl birlikte yaşamış kardeşlerimizle birleşmek en doğal hakkımız diyebileceklerdir.
Önce büyür gibi gösterilip özerk yönetimler oluşacak.
Irak, Suriye ve Türkiye parçaları sanki Türkiye’ye bağlıymış gibi göstermek...
İlk önce özerliği kazanan bu kukla yönetimler bağımsızlığını isteyebileceklerdir. Biz de elimiz kolumuz bağlı seyredeceğiz maalesef... 
Türkiye’nin bir parçası kendi elimizle bölmüş olacağız plan bu gözüküyor.
Türkiye’ye bağlıymış gibi gözüken bu güçlendirilmiş bölgelerle bakın Türkiye hem toprak bakımından ayrıca siyasi ve ekonomik olarak büyüdük denecek halka...
Türk kelimesi ve Türk milleti yok olduğuna göre artık bu millet diye adlandırdığımız milletin ve devletin adını koymaya sıra gelecektir.
Anadolu Birleşik Devletleri yani (ABD) işte yeni ABD size...
Eğer bu isim olmasa Anadolu Federe Devleti  (AFD) fiyakalı bir isim... 
Evet, tüm bunlar zihin jimnastiği gibi görünse de Osmanlı sevdası yeni Türkiye büyüyen dünya lideri gibi açıklamalar neyi göstermektedir, nereye doğru yol aldığımızın işaretleri olamaz mı?
Ortada büyük Kürdistan daha sonra büyük Ermenistan devletine dönüştürme projesi varken... Tabi Başbakan iyi niyetli olarak böyle düşünüyor veya böyle düşünmesi sağlanıyor olabilir.
Fakat arka planda Ortadoğu’daki devletlerin parçalanması ve yeni devletlerin kurgusu varken bu bölgedeki yer altı kaynaklarının emin ellere teslim edilmesi... 
Kurulacak kukla devletlerin ABD’nin dünya hâkimiyetini devam ettirmesini sağlayacak böyle bir plan varken neden Türkiye’nin büyümesini ve dünyada söz sahibi olmasını istemek kendi ayağına kurşun sıkmadan başka ne olabilir.... 
Elin Yahudisi bu kadar aptal olabilir mi kendi elleriyle seni büyütür mü?
Ortadoğu’daki hâkimiyetinin tehlikeye girmesini ister mi?
Tüm bu kötü emellerine rağmen yüce Türk milletinin bu oyunu bozacağına yürekten inanıyorum. 
Çünkü bu millet öldü denilen yerden tekrar doğmuştur. 
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır. Bundan kesinlikle şüphemiz olmasın.