Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yılda dostlarımıza, okurlarımıza mutluluk ve iyi dilek mesajları verdik… Bunları yazarken; gerçekten 2022’in çok iyi geçeceğimize, topluma mutluluk getireceğine inanıyor muyduk?
Sanırım at gözlüğü ile iyi niyetle bakanlar dışında bunun böyle olmayacağını 2022’nin zorluklar, sorunlar, zamlar getireceğini biliyorduk ama belki de laf olsun torba dolsun örneği böyle dileklerde bulunmuştuk.
2021 yılına da umutla girmiş, güzel günleri yaşamayı hayal etmiştik ama yanılmıştık. Düşmeyen, yükselen enflasyon, ekonomik zorluklar, Covid korkusu, hastalananlar, ölenler, baskıya uğrayanlarla kötü bir yıl geçirmiştik. Neler yaşadığını bilen biliyor, yazmaya kalksak bize ayrılan sütunu çoktan aşarız. Kuşkusuz, yönetmenimiz bu kadar uzun yazı yazılmaz diye bizi ikaz eder…
Bizde meşhur bir söz vardır; “Perşembenin geleceği Çarşamba’dan bellidir” diye…
Yeni yılın ilk saatlerinde insanlar ürkütücü zamlarla uyandı. Sanırım 2022’de günler ilerledikçe alışma dönemine gireceğiz.  
Yüksek enflasyonun önüne geçebilmek için aşırı zamlara başvurmak çözüm olmamalı… Ben diplomalı ekonomist olmadığından bu konuda kendimi yorup yapabilme ehliyetine sahip değilim.  Ancak toplumun en basit gereksinim olan elektriğe, doğal gaza, benzine, mazota, tekel ürünlerine, ulaşıma  ve diğer gıdalara yapılan zamlar memur, işçi, emekliye verilecek ücret artışlarını karşılayacak mı?
Sanırım bütün mesele de burada düğümleniyor.
Enflasyon konusunda TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu)  %36.0; ENAS (Enflasyon Araştırma Grubu) ise % 82.81 diyor. Hangisi doğru onu da bilemiyoruz.
Yıllar öncesi, sanırım 1970’lerde Şahin Tek’in bir tiyatro oyununu izlemiştim.  O günlerdeki zamları mizahi yönden hicvetmişti. Oyunun adı “Zam, zam zam’a zam” idi.
Bu zam furyası içerisinde insanlar yeni yıla nasıl girdiler ve geçmişte ne yapmışlardı diye düşünüyorum. Bugünlerde eğlence mekânlarının pek fazla rağbet bulduğunu söyleyemeyiz Her zaman olduğu gibi İstanbul’un Beyoğlu’ su insan kalabalığına uğramış; yalnız bir gariplikte çoğunluğuna doğulu ve güneydoğulu yabancılarmış! Basından öğrendiğimiz kadarıyla kadınlara yönelik sarkıntılıkları bu kez onlar yapmışlar.
Geçmiş yılların en önde gelen konusu gece 12.00’de TRT’nin siyah-beyaz  televizyona dansöz  çıkacak mı, çıkmayacak mı  tartışmasıydı.O günlerin yöneticileri bazı türkülerden bile gocunurlar, buzağın altında  öküz ararlardı!..  Kısacası ekranda sıkı bir denetim vardı.
Bu yıl evde televizyonların karşısına geçip fındık fıstık, meyve yemeye karar verenler doğru dürüst bir program izleyemediler. Kısacacı laf olsun torba dolsun örneği bir şeyler seyrettiler…Belki de Master Cheff’de kim elenecek merakına düştüler !..
Yeni yılın en güzel haberi bence;geçen yılın Süper Lig  şampiyonu Beşiktaş ile Kupa ikincisi Antalyaspor arasındaki Süper Kupa’nın Katar’da, Doha  Ahmed Bin Ali  Stadındaki maçı olmalı!..