YENİ YILDA YENİ UMUTLAR!
Kemal ABDULLAHOĞLU
Evet Yeni Yılın ilk günlerini yaşıyoruz ve hepimizde bir coşku, heyecan ve yeni umutlar olmalı değil mi?
Yıllardır hep yılbaşlarında yeni ve daha güzel beklentilere endeksli bir süreç yaşamışızdır, ülkenin koşulları pek parlak olmasa da..
En azından hayallerle süslü umutlarımız vardı, yıl boyu gün gün yaşanacak.
Yıl ilk 2010 yeni yılın günleri,
Umutlar da hayaller de neredeyse bir serap gibi uzaklarda…
Şöyle bir çevremize bakalım,
İnsanlar ne kadar mutlu?
Ne kadar iyimser?
Geleceğe ne kadar umutla bakıyor?
Yanıtlar çok olumsuz, hatta bugüne dek hiç görülmedik, duyulmadık ölçüde negatif..
Peki neden?
Çünkü ülke iyi yönetilmiyor. Ülkeyi yöneten Hükümet Cumhuriyet tarihinin en elverişli koşullarında tek başına iktidar olmasına rağmen 7 yıldır şansını öylesine kötü kullandı ki bize ‘’bu kadarına pes doğrusu’’ demek kalıyor.
Evet, bu iktidar 7 yılı aşkın ülkeyi yönetiyor ancak, neredeyse devleti oluşturan tüm kurum ve kuruluşlarla olumlu ve yapıcı bir diyaloğu olmadığı gibi sürtüşme içinde de.
Yetmedi;
Yazılı ve görsel basınla, üniversitelerle, İş dünyasıyla, işçilerle de aynı durum söz konusu!
Sonuçta ise sürekli “bunalım ve gerilim” politikalarının oluşturduğu karamsarlık tablosu!
Cumhuriyet tarihinin en büyük işsizlik oranı, kapanan iflas eden binlerce işyeri ve fabrika..
Durumu adeta ‘’film izler gibi’’ seyreden bir yönetim!
Halkın ve ülkenin gerçek sorunlarını gündemden düşürmeyi bir yönetim biçimi olarak benimseniyor sanki.
Demokrasi kültürünün olmazsa olmazı olan ‘’uzlaşmayı ‘’ise bu yönetim yok sayıyor gibi.
Peki gelinen nokta?
Genel bir ‘’ mutsuzluk ‘’ tablosu..
Çok daha önemlisi yaygınlaştığını gözlemlediğimiz:
Belirsizlik, güvensizlik ve de umutsuzluk!
Bize göre her sorunun çözümü teknik olarak bir biçimde mümkündür.
Ya ülkede güven ve umutların tükenmeye başlamasına ne demeli?
İşte en zor ve vahim durum böyle bir noktaya yaklaşılması bizce..
Geleceğe güvenin azalması ve umutların tükenmeye başlaması..
Bu durum son kamuoyu anketlerinde sonuçlara net bir biçimde yansıyor.
Yani veriler hiç de iç açıcı değil.
Peki çare?
Çare VAR tabi ki.
Demokrasilerde çare tükenmeyeceğine göre..
Çare: SANDIK!
Yeni umutlar hep olmalı…..
Yorumlar