Watertown yani Suşehri, ABD’de üç kişinin ölümüyle sonuçlanan patlamaların yaşandığı Boston yakınında bir yerleşim yeri. Sivas Suşehri’nden giden Ermenilerin bu ismi verdikleri kasaba. Suşehri’nin isminin Çeçenistan kökenli iki ABD vatandaşının terör faaliyetleriyle gündeme gelmesinin başka çağrışımları da olacaktır.
Timurlane (Timurlenk) ve Cevher Çarnayev kardeşler, 1990’ların başında çocuk yaşlardayken Çeçenistan’daki çatışmalar yüzünden ailesiyle bu ülkeden ayrılıyorlar. Eski Sovyet coğrafyasında biraz dolaştıktan sonra ABD’ye iltica ediyorlar. Bugün 26 ve 19 yaşlarındaki iki kardeş ABD eğitimi ile büyüyorlar. Bu arada 2003 yılında 10 günlük bir Türkiye seyahatleri var. ABD medyasının bir kısmı bu ayrıntıyı özellikle söylerken bunların Türkiye bağlantılı olmalarını eklemeyi de ihmal etmedi. Halbuki bu süre zarfında başka birçok ülkeyi ziyaret etmiş olabilir ki bunlardan pek bahsedilmedi. Gereken cevap İçişleri Bakanımız tarafından verildi.
Bugün 26 yaşında olan Timurlane başarılı bir boksör olarak adını duyururken 19 yaşındaki Cevher tıp fakültesi giriş sınavlarına hazırlanıyor ve önemli bir burs kazanıyor. Bu kardeşlerin bugüne kadarki sabıkası ortalama bir Amerikalıdan çok farklı değil. Sessiz, sakin, uyumlu vatandaşlar olarak biliniyor. Buna karşın son iki yıldır FBI’ın peşlerine takıldığını öğreniyoruz. Hatta bir defasında annelerini sorguya çekmişler. FBI’ın hangi dairesi bu kardeşleri niçin izledikleri, kimlerin evlerine zaman zaman geldikleri, anneyi kimlerin sorguya çektikleri birçok konuyu aydınlatacaktır. İlginçtir tam da bu ilişkilerin başladığı dönemde kardeşler yakındaki bir camiye ara sıra Cuma namazlarına başlıyor. Cami görevlileri nadiren camiye geldiklerini söylese de medyada caminin boy boy resimlerini görüyoruz.
İzlenen bu kişilerin sırtlarında patlayıcı olduğu halde onbinlerin katıldığı bir kalabalığa girmeleri FBI’ın başarısızlığı olarak gösteriliyor. Zaten sırtlarında FBI yazan görevlilerden biri bombacıları ararken demir şişlerle donatılmış bahçe kapısının üzerinden tırmanarak içeri giriyor. Bahçeye atladıktan sonra demir kapı kendiliğinden açılıyor. Muhtemelen önceden hazırlıklı kameraman ve gazetecilerin bu “sakarlığa” gülüşü dünyaya servis ediliyor. Başarılı bir dizi seti gibi.
Patlamadan kısa bir müddet sonra iki kardeş zanlı olarak tespit ediliyor. Ve FBI bu kişilerin son derece tehlikeli olduklarını, halkın dikkatli olması gerektiğini duyuruyor. Halbuki bir ilçe emniyeti dahi tespit edilen hırsız veya katili kimseye çaktırmadan sessizce arar. Kardeşlerin arandığı medyadan ilan edilirken onların tedbir almaları sağlanmış olmaz mı? Ki her tarafta güvenlik kameralarının olduğu bir ülkede bu işin usulü çok daha farklı olması lazım. Sakar FBI görevlileri (!) sanki halka değil de zanlılara sizi çatışma ile yakalayacağız, çaresine bakın diyorlar. Bir soygun ihbarı ve taksi çalınmasıyla görevliler bombacı kardeşlere ulaşıyor. Birini halledip (muhtemelen kelepçeleyip) kenara koyduktan sonra küçük kardeş kenarda bekletilen (kesilmiş odun yığını gibi) ağabeyini ezip böylece onun ölümüne sebep olarak kaçmayı başarıyor. Yani FBI bombacıyı öldürmüyor, kardeşi öldürüyor. Küçük kardeşi yakalamak için şehir ev ev aranıyor. Kimsenin sokağa çıkmaması, kapısını kimseye açmaması ilan ediliyor. Ve Cevher güvenlik ordusu tarafından kuşatıldıktan sonra boğazından ağır yaralı olarak ele geçiriliyor. Ne yazık ki faillerden olayı aydınlatacak kimse kalmıyor! Emniyet görevlileri bombacıları ölü veya ağır yaralı olsa da yakaladığı için alkışlanıyor. Bundan sonraki olayları aydınlatacak soruşturma için tedbirsiz olması hiç de önemli değil!
Çernayev kardeşlerin babası “onlara tuzak kuruldu. Ben çocuklarımdan eminim. Bu saldırıyı kim yaptı bilmiyorum. Ancak herşeyi bilen yaradan bunu biliyor ve gerçek failleri cezalandıracak” diyor.
Boston olayı, ABD başkanı ve bir senatöre son derece tehlikeli bir madde olan risin içeren mektupların gönderilmesinden hemen sonra yaşandı. Irak’a müdahaleden hemen önce de şarbon mikroplu mektuplar ABD’de bazı adreslere gönderiliyordu. Daha doğrusu medya bu haberleri servis ediyordu.
Bütün bu olayların arkasında muhtemel güvenlik politikalarına destek olmak üzere kamuoyunu hazırlama taktikleri olduğundan emin değiliz. Ve bütün bu yaşananlar hiçbir komplo bulaşığı olmadan olayların doğal akışı içerisinde kısmen de FBI’ın beceriksizlikleri çerçevesinde mütalaa edilebilir. Benzer olaylar bundan sonra da yaşanabilir. Bu olayda faillerin Çeçen kökenli olmasının ayrı bir anlamı olacaktır. Eski iki süper gücün işbirliği ile yeni güvenlik ağırlıklı politikalara dünyanın hazırlıklı olması gerektiği kanaatindeyim. Büyük güçlerin güvenliği ön planda tutmasının hukuk, insan hakları, adalet gibi hususları kaale almamak demek olduğunu hatırlatalım.
Çeçenistan’dan başlayıp Suşehri’nde bittiği zannedilen hikayenin arkasının çok daha derin olduğu görülmektedir. Bunun arkasını kurcalamak kolay değildir. Belki baba Çernayev duvarları zorlayabilir. Ancak bir başka ülkeye müdahale olmasa bile farklı formattaki ABD-Rusya ortak yapımı güvenlik planları yola çıkmıştır.