Malumunuz Ortadoğu uzun süredir karışık ve bu karışık Amerika'nın Afganistan'a askeri olarak girmesinden beri devam ediyor.
İşte o dönemlerde Amrikanın dış işlerinde olan bir bayan, kendisi bakandı, sınırların değişeceğinden bahsediyordu ki o dönemden bu zamana çok şeyler yaşandı.
Güç dengeleri değişti, Ortadoğu'da ki güç bloku büyük ölçü de kırıldı!
Biliyorsunuz Ortadoğu’da ki Müslüman olduğunu düşündüğümüz ülkelerin ki buna Türkiye'de dahil bir davası var. Filistin davası!
Filistin davası denen savunma İsrail'e karşı yapılıyor ve bu savunma cephesine hakkında şahsi düşüncelerimiz bir tarafa küresel anlamda pek çok ülke bu konuyu sahipleniyor ve olaya tam da buradan bakmamız gerekiyor.
Son günlerde acayip şeyler oluyor, geçmişte filistin davası dediğimiz savunma cephesinde olan Birleşik Arap emirlikleri, şimdilerde israil ile bir ittifak içine girdiğini hepimiz gördük.
Tabi bu durum şunu gösteriyor, İsrail istihbaratı Mossad boş durmuyor ve körfez ülkeleri üzerinde ki etkilerini artırıyor. Ve bölge de bizim istihbarat teşkilatımız Milli İstihbarat ile muazzam bir yarış var!
Tabi ki herkesin aklını kurcalayan bir soru var!, Birleşik Arap Emirliklerinin İsrail ile müttefik olması, kol kola girmesi filistin davasına destek veren ülkeler üzerinde nasıl bir etki oluşturacak.
İsrail ve Amerika elbette ki arkalarında ki diğer bazı devletler ile birlikte çok uzun yıllardır, Müslüman devlet olarak anılan devletlerin, kendi iç siyasetlerinde ajanlar yetiştirdiklerini, bu ajanların günü geldiğinde o ülke de devrimler, darbeler veya suikastler tertip ettiğini artık bilmeyen yok.
Çünkü müslüman devletler kendi derdini yarasını sarıpta ayağa kalkarsa, şahlanırsa işler başka yöne gidebilirdi işte bu yüzden Müslüman devletleri birbirine düşürdü, yetmedi kendi içlerinde çatıştırdı siyasi bölünmüşlükler oluşturdular ve bugün Ortadoğu halen yangın yeri!
Ortadoğu müslüman devletlerinde bunlar olurken ve bunların perde arkasında yine israil yine amerika yine kürüsel güçler varken sadece bunu yapmakla da kalmadılar!
Adım adım Filistin ve en önemlisi Kudüs işgal edildi!
Eskilere gidin İsrail'in kurulduğu yıllara, o dönemlerde bile Müslüman devletler kendi içinde birlik sağlayamadığı için, belki de kışkırtıldıkları için yine birbirlerine düştüler ve 1979 yılında Camp David anlaşmasıyla Mısır, 1994 yılında Vadi Arabe anlaşması ile Ürdün İsrail ile birlik oldu.
Yani Filistin davasına ilk ihanet eden devletler olarak tarihe geçtiler ve bugün de Birleşik Arap Emirlikleri...
Ama Filistin  davasına ihanet eden bu devletlerin o zamanlarda da cuma vakitleri hutbelerinde onlarla dost olmayın ayetleri okutulmaya devam ediyordu.
Bu ne yaman çelişki değil mi ?
İşte Filistin Kurtuluş Örgütü veya HAMAS gibi yapılanmaların ortaya çıkması da bu gibi ihanetlerin sonucudur!
Devletlerin sahip çıkmadığı Filistin davasına örgütsel anlamda birileri sahip çıkmaya çalışmıştır.
Gerçek nedir bilmiyoruz ama devletler filistin davasına sahip çıkmıyor birbirlerine düştüler diye kurulan bu örgütlerde maalesef birbirlerine düştüler.
Sonra sahneye yeni bir aktör çıktı Donald Trump!
Hani diyoruz ya bir çok müslüman devlet için filistin bir dava, işte bu söylem de olduğu gibi Avrupa'lı pek çok hristiyan Musevi devlet için de filistin ya da diğer bir deyişle kudüs küresel bir davadır!
İşte bu küresel dava için sahne de yerini alan Trump, ortaya bir şey attı. Yüz yılın anlaşması diye bir proje başlattığını duyurdu.
Sözde her iki taraf içinde barış ve eşit haklar getirecekti. Yani İsrail'in işgal ettiği yerde sözde onlara da eşitlik sağlayacaktı.
Hani bizde bir deyim var ya, kimin yerinden kimi kovuyorsun diye!
Aynen öyle bir durum yani!
Hani az önce dedik ya İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri kol kola diye, işte Trump'ın yüzyılın anlaşması diye tanımladığı o projede baş destekleyici ve aktör de yine birleşik arap emirlikleriydi.
Yani aslında ABD'nin İsrail büyükelçisi David Friedman'ın HaYom gazetesine "Filistin lideri Abbas'ı, ajan Muhammed Dahlan ile değiştirmeyi düşünüyoruz" demesi boşuna değildi!
Dahlan 2011 yılında Filistin'den kaçıp Birleşik Arap Emirlikleri’ne yerleşiyordu…  
Kimin korumasında ? Amerikan İstihbaratı CIA korumasında!
Ve Abu Dabi'de Prens Muhammed bin Zayid'in danışmanı oluyordu Dahlan!
Yine CIA sayesinde….
Daha detaylı bilgi için Dahlan hakkında arkadaşımız Koray Kamacı'nın ilgili yazısını okumanızı öneririm.
Dahlan çok önemli bir aktör ve ciddi ciddi küreselcilerin planlarında Dahlan’ı Filistin’in başına geçirmek var…
İşte Dahlan asıl Filistin'in başına geçerse işler daha da karışacak mesela başta Türkiye, İran, Suriye ve eğer yaşasaydı Saddam Hüseyin, ve eğer yaşasaydı Yaser Arafat, ve eğer yaşasaydı Muhammed Mursi gibi liderler Filistin'in bölünmesini istemezdi!
Ne bölünmesinden bahsediyorum biliyor musunuz!
Uzun süredir yürüttükleri gizli bir proje var ve bu gizli projeyi artık hayata geçirmek istiyorlar.
Sahnenin yeni oyuncusu Trump'ın söylediği yüz yılın projesi de budur aslında!
Nedir o proje! Gazze'nin Filistin'den ayrılması!
Ne Filistin’e, ne İsrail’e ait olmayan, azınlıkların, farklı milletlerin iç içe yaşadığı, huzur dolu, barış dolu, refah içinde olan ve hatta İsrail askerlerinin olmadığı, onun yerine birleşmiş milletler askerlerinin olduğu bir Gazze!
Evet en büyük planlardan bir tanesi bu! Yeni Gazze devleti!
İlk etapta elbette ki Gazze İsrail'in toprakları olsun demeyecekler!
Ama sonrası için yani belki de 20 yıl sonra İsrail devletine katılmayı isteyen başında Dahlan olan bir Gazze devleti düşünsenize!
Ne kadar kolay olurdu değil mi ?  İşte bu yüzden bugün Libya'da, Mısır'da Suriye'de, Irak'ta güçlü devletler göremezsiniz!
Çünkü eğer bu devletler güçlü olsaydı Gazze'yi ayırma planı masada olmazdı!
 Filistin'den ayrılmış bir Gazze olursa, bu bölge devletleri için de, Filistin için de, Türkiye içinde tehlike arz edeceğini, bu konulara yakın herkes tahmin eder!
Belki de Armageddon'un fitili böyle ateşlenir.
Doğrusunu rabbim bilir! Bekleyip göreceğiz!