YAZMANIN YERİ VE ZAMANI YOKTUR. YÜREĞİN TİTREDİĞİ ANDA KELİMELER DÖKÜLMEYE BAŞLAR.

Abone Ol

Bu hafta röportaj konuğum değerli bir isim, eğitimci, yazar, şair Ramazan Yılmaz. Kendisi ile yaşamını, eserlerini, yazmayı, hayata neler bıraktığımızı konuştuk. Bu dolu dolu sohbeti keyifle okuyacağınızı umut ediyorum.

"İnsan yaşadıkça hayal eder ve düşüncelerini, duygularını insanlarla, ailesiyle, sevdikleriyle, dostlarıyla, toPlumla ve ülkesiyle paylaşma ihtiyacı hisseder."

Yazı yazmanın yeri ve zamanı yoktur. Yüreğin titrediği anda kelimeler dökülmeye başlar zaten.

– Öncelikle sizi tanımak isteriz, Ramazan Yılmaz kimdir?

–Hikâye, roman, fabıl (fabl) ve deneme yazarıyım. Doğum yerim ve memleket adresim olan Isparta’nın Yalvaç ilçesi Bağkonak köyünden mütevazı bir işçi ailesinin evladıyım. Doğum günüm 12 Ağustos 1951’dir. İlköğretimi Bağkonak İlkokulunda, ortaöğretimi İzmir İ. H. Lisesinde tamamladım. Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 1979 mezunuyum. Yurdumuzun çeşitli il ve ilçelerinde Edebiyat Öğretmenliği yaptım. Evli ve üç çocuk babasıyım.

–Yazmaya nasıl başladınız, sizi yazmaya özendiren şeyler nelerdi?

–Bu yaşıma kadar 3000’e yakın kitap okudum. Daha ilkokuldayken ben de müellif, edip olup kitaplar yazmak için hayal kurardım ama kitap okumaktan kitap yazmaya erken yaşta fırsat bulamadım, öğretmen olduktan sonra ta 35 yaşımda ilk hikâye kitabımı anca bastırabildim. Bugünlerde çok keyifliyim çünkü 45 yılda hazırlayıp tamamladığım kitaplarımı takım halinde bastırma mutluluğunu yaşıyorum.

–Toplamda kaç kitap var, kitaplarınızın genel teması ve içeriklerinden biraz bahsedebilir misiniz?

–Şu sıralar ölsem gözün açık gitmez deyip bitirdiğim, iki senedir takım halinde kamu yararına sunmaya çalıştığım 11 adet kitabım var. Kitap okumaya vakit bulamayan günümüz insanına bu 11 kitabımla binlerce kitap okumuş gibi gelişme göstermeleri için fırsat sunuyorum çünkü öyle böyle kitap değil bunlar. Bir eğitimci yazar olarak 45 sene titizlikle çalıştım. Binlerce kitabın süzmesi, sızması, damıtmasıdır kitaplarım.

Kitaplarımda tema olarak bir insanın yedisinden yetmişine yaşanmışlığın evrensel temalarını seçtim. Gerçek olmayan hiçbir şey yazmadım. Şimdilik beş hikâye, iki roman, iki fabl, bir deneme, bir de oyun derleme kitabım var. Kitaplarımı okuyan bir insan cahil kalmaz, yoksulluk nedir bilmez, mutlaka bir yüksekokul bitirir, bir meslek sahibi olur, güzel bir evlilik yapar, mutlu yuva kurar.

Kitaplarım, hayatta önümüze çıkan engelleri aşmanın, başarılı olmanın şifrelerini deşifre eder. Hepsi birlikte stratejik bir hayat projesidir, her eve, her okula, her öğretmene, her öğrenciye lazım kitap setidir.

–Kitabınızı yazmaya başlarken kurguyu önceden mi belirlersiniz yoksa olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişir?

–Hayal ürünü bir şey yazmadım, hayatımda karşılaştığım yaşanmışlıklardan ya da kendi yaşadığım olaylardan veya duyduğum eski yaşanmışlıklardan; bütün insanlığın duymasını, bilmesini istediklerimi seçtim. Üç bine yakın kitap okudum, o kitapların bana sağladığı bilgi birikimim olayları değerlendirebilmeme yardım ediyor. Kitap yazarken Tolstoy’a özeniyordum. Hayali kurgu eserim yok, reel yaşanmışlıklarla doludur kitaplarım. Fabıl hikâyelerim bile gerçek yaşanmışlığın orman hayatına yansımasıdır.

–Yazma ritüelinizden bahseder misiniz, örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?

–Mekân olarak kitap odamdaki çalışma masası başında ve orada geceleri yazmayı tercih ederim. Geceler en sessiz ortamlardır. İlk hikâye kitabımı daktilo ile yazmıştım. Daktilo ile yazarken tuşların şakırtısı alt kattaki komşumu rahatsız etmesin diye çalışma masasının ayaklarına keçe giydirirdim. Müziksiz, gürültüsüz, sessiz, havadar ortamı tercih ederim yazarken. Kendi daktilomun sesinden kendim de rahatsız olurdum ama şükür ikinci kitabımdan itibaren bilgisayar çağını yakaladım, klavyede yazılar su gibi sessizce akıyor satırlara.

–Kitaplarınız daha çok hangi kitleye hitap ediyor?

–Kitaplarımın içerikleri, yediden yetmişe yaş guruplarının hepsine hitap eder. Ona göre stratejik yazdım. Mesela, “Beyaz Şahin Baykuşun Günlüğünde” adındaki kitabımda 151 tane fabıl (fabl-küçük masalsı hikâye) vardır. Kitabın içinden rastgele bir hikâyeyi okuyan bir ilkokul çocuğu, bir yaban hayatı masalı okumuş olduğunu anlar, hikâyedeki hayvanın yaşadığı heyecan verici macerayı annesine, babasına, arkadaşlarına anlatmak ister. Aynı fabıl hikâyeyi okuyan erişkin birey de edebi, derin anlamlı mesajlar alır. Başka bir ifadeyle, her fabıl hikâyenin örgüsü yedi yaşındakine ibretlik olay (macera) anlatırken, yetmiş yaşındakine edebiyat sanatının inceliklerini, edebiyatın gelişmiş zevkini sunar.

Bu kitaptaki 151 adet fabıldan 100 kadarı şiir halinde yazılmıştır. Gecelerde öyle emek verdim ki o göz nuru fabıllarla, rakiplerim Hintli Yazar Beydeba’yı, Yunan Masalcısı Ezop’u, Fransız yazar La Fonttain’i unutturacağım inşallah.

–Kitaplarınızdan bir tanesi televizyona, tiyatroya ya da sinemaya uyarlansa, hangi kitabınızın uyarlanmasını isterdiniz?

–Başta, “Bu Sevda Bize Yeter Gülüm” romanının filmini görmeyi çok arzu ediyorum, 50 bölümlük dizi film olur. “Truva Atı’nın Kırbacı” adlı romanım da gerçek Çanakkale Muharebeleri romanıdır. Yirmi bölümlük dizi filmi olur. Bu romanım, piyasadaki Çanakkale Klasiği romanları, filmi de bütün Çanakkale konulu filmlerini siler geçer. Bu romanımı savaşa katılan gerçek kahraman adlarıyla yazdım, kendinizi cephede gibi hissedersiniz. Ayrıca beş tane hikâye kitabımdan onlarca senaryo hikâyesi çıkar.

–Yazdığınız kitaplarla toplumsal mesaj verdiğinizi düşünüyor musunuz?

–Elbette, ben sadece bunun için yazdım eserlerimi. Toplamda 3000’i bulan sayıda kitap okudum. Çok şey öğrendim kitaplardan ama herkes 3000 kitap okuyamaz. Ben buna çare buldum. Benim 11 adet takım halinde bastırdığım kitaplarımı okuyan 3000 kitap okumuş kadar nitelikli bilgi ve beceri seviyesine erişecektir.

–Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığının düzenlediği bir yarışmada birincilik ödülü almışsınız, bundan başka iki ödülünüz daha var, bize ödüllerinizden bahseder misiniz?

–*Evet, Gaziantep Oğuzeli’nde öğretmendim, ilk hikâye kitabım basıldı, aynı yıl, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı 1987 Edebiyat Ödülleri Yarışması düzenledi. Yarışma duyurusunu gazetelerden okudum, hemen altı adet kitap göndererek yarışmaya katıldım.

Bir yıl geçti aradan, Ermenek Lisesi Edebiyat Öğretmenliğine naklen atandım. 1988 Mart ayındaydık, bir akşam evimde TRT ana haberlerini dinlerken yarışmada birinci olduğumu öğrendim. Ay, çok heyecanlandım, devlet ödülü almıştım, olur şey değil, mutluluğuma diyecek yoktu. Evde eşimle zafer dansı yaptık, çocuklarım da katıldı bize, evde düğün dernek havası esti. Ayrıca sabah okula giderken muhteşem anılar yaşadım, öğrencilerim caddelerde, “Şampiyon öğretmen! Şampiyon öğretmen!” diye koro ile selamlıyorlardı beni. Mutluluğum okulda da devam etti gün boyu.

*“Bu Sevda Bize Yeter Gülüm” adındaki romanım da basılmadan önce dosya halinde katıldığım Uluslararası Mustafa Necati Sepetçioğlu Roman Yarışmasında mansiyon ödülüne değer görüldü. Bu verilen ödüle itiraz ettim ama sonuç değişmedi.

*“Yine bir hikâye dosyasıyla katıldığım İlesam-Akçağ Yayınları Hikâye Yarışmasında ikincilik ödülü verildi. Türkiye Cumhuriyeti döneminin edebiyat tarihinde en çok ödül alan yazar unvanı bendedir. Ölmez sağ olursam kendi rekorumu kendim egale edeceğim, Edebiyat dergilerinde düzenlenen tek hikâye yarışmalarından aldığım küçük ödüllerden de bahsetsem uzun sürer.

–Hayat felsefeniz nedir?

–Hayat felsefem; toplumumuzu sağlıklı, çalışkan, başarılı, barışsever, mutlu insanlar olarak görmektir. Bunun için binlerce kitap okudum bunun için 45 senede 11 tane kitap yazdım. Kitaplarımı okuyanlar sağlıklı, çalışkan, başarılı, barışsever ve mutlu insan olurlar.

– Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimlerdir?

–Okumadığım yazar, şair kalmadı desem yanlış olmaz. Yabancılardan Tolstoy, Victor Hugo, yerlilerden Peyami Safa, Tarık Buğra, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Sabahattin Ali, Kemal Tahir, şairlerden Yahya Kemal, Necip Fazıl, Nazım Hikmet-tir.

– İnsanların birçoğu, hayatımı yazsam roman olur, der. Sizce herkes kitap yazabilir mi, yazmak bir yetenek midir?

–Eğitimsiz yetenek, delişmen hayat sergiler. Yeteneği eğitim ortaya çıkarır. Bence yetenek diye başlı başına bir şey yoktur. Zeki, çalışkan insan vardır. Zeki çalışkan insan yazar da olur, şair de olur, bilgin de olur. Yetenek genetik derler. Hayır, katılmıyorum, zeki, çalışkan insanların hepsi yeteneklidir bence.

– Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?

–Utandırma beni, insanımızın kitaba, kütüphaneye ilgisizliği beni çok üzdü, son aldığım ödülden sonra bıraktım yazmayı, geri kalmışlığa razı insanlarla niye uğraşayım dedim, oturdum, günübirlik hayat sürdüm, ta ki sizinle tanışıp yazılarınızı okuyana kadar. Ne zaman ki sizinle tanışıp yazılarınızı okudum, o güzel Türkçenizle benim yazma şevkimi coşturdunuz, bilgisayarda mahpus dosyalarımın başına geçtim. Pandemi süreci geniş zaman bağışladı ve yüksek başarı hızıyla bugüne geldim. Bunun için size çok teşekkür ederim, yazarlık hayatım-da fetret devrinden çıkıp yeniden dirilişimin sebebi oldunuz.

– Kitaplarınız nereden, nasıl temin edilir, satın almak istesek?

–Google arama motorunda adımla kitabımın adını eşleştirip taramakla bütün kitaplarıma erişilir. Kitaplarımın yayınlandığı yayınevleri, ‘kitapyırdu.com’ adresinden Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık, Akçağ Yayınları, Gülnar Yayınlarıdır. İnternet ortamını güvensiz bulanlar ramazanyilmaz500@gmail.com eposta adresimden imzalı kitap isteyebilirler. Gönderirim kendilerine.

1– Gençlik Oyunları: Google'a ya da Kitapyurdu arama motoruna, Ramazan Yılmaz Gençlik Oyunları yazmanız yeterlidir.

2- Beyaz Şahin Baykuşun Günlüğünde: Google'a ya da Kitap Yurdu'na, Ramazan Yılmaz Beyaz Şahin Baykuşun Günlüğünde yazmanız yeterlidir.

3– Truva Atı'nın Kırbacı: Google'a ya da Kitapyurdu arama motoruna, Ramazan Yılmaz Truva Atının Kırbacı yazmanız yeter.

4– Bu sevda Bize Yeter Gülüm: Google'a ya da Kitapyurdu arama motoruna, Ramazan Yılmaz Bu Sevda Bize Yeter Gülüm yazmanız yeterlidir.

5– Kınalı Parmakların Büyüsü: Google'a Kitapyurdu arama motoruna yahut Gülnar Yayınlarına, Ramazan Yılmaz Kınalı Parmakların Büyüsü yazmanız yeterlidir.

6- Türkçe İngilizce Fable I ve Türkçe İngilizce Fable 2: kitaplarını temin etmek için de Google, Kitapyurdu ya da Gülnar Yayınları arama motoruna, Ramazan Yılmaz Türkçe İngilizce Fable yazmanız yeterlidir.

7– Yarenlerin Ağır Sevda Peşrevi: Google'a, Kitapyurdu ya da Akçağ Yayınları arama motoruna, Ramazan Yılmaz Yarenlerin Ağır Sevda Peşrevi yazmanız yeterlidir.

8– Beyaz Atın Süvarisi: Gooogle, Kitapyurdu ya da Gülnar Yayınları arama motoruna Ramazan Yılmaz Beyaz Atın Süvarisi yazmanız yeterlidir.

9– Özgün Çarpıcı Hikâyeler ve Çılgın Denemeler: Gooogle ya da Kitapyurdu arama motoruna Ramazan Yılmaz Beyaz Atın Süvarisi yazmanız yeterlidir.

ramazanyilmaz500@gmail.com