YAZILARIMI OKURKEN KORKMAYIN! 

Abone Ol

Nasılsınız? 

"İyi" demek âdetinizdendir ya!  

"İyiyim" dediniz… 

İyi değiliz! Yaralıyız üzgünüz… 

Yazdıkça yazmak, yazdıkça rahatlamak istiyorum. Düşündükçe ağlamak istiyorum. Çünkü sözlerim, konuşmam, lisanım yetmiyor bazı şeylere. Değiştirmiyor aklımdaki olup bitenleri… Hissedip, hüzünlenip gözyaşlarımı yalnız kendi içime akıtıyorum. Gün içinde bin bir olaya şahit oluyorum. Bir yere kadar dayanabiliyorsun. İnsansın acımaz mı canın acır… Kimseyi üzmemem gerektiğini düşünüyor, bencilce davranmanın bana göre olmadığını biliyorum. Sizin de anlatılması zor bir duygu içinizde ki. Her harf… Her kelam… Her serzeniş…  

Konu faili meçhul kadın cinayetleri! Bazı okurlarım sizin yazılarınızı okurken çok korkuyorum dedi geçenlerde. Hem korkuyorum hem de ağlaya ağlaya okuyorum dedi. Köşelerime taşıdığım konular ders alınası, düşünülesi… Bilerek yapıyorum bunu! Evlatlarınıza yol gösterirken bu yaşanmış ibretlik hikâyelerden örnekler verin istiyorum. 

Satırlarıma devam ederken her cümlem, olduğundan ya çok basit ya da daha karmaşık bir hale geliyor. Bir gün konuşmayı unutmak, sadece susmak istiyorum. Bir gün susmayı unutmak, olur olmaz bağıra çağıra küfredek konuşmak istiyorum. "Kime, neye konuşursan konuş ama susma" diyorum… Yeter ki susma!  

Durmuş nereden başlayacağımı düşünürken konuya, satırlar boyunca kayboluyorum acaba hangi acı sözün arkasına saklanmak niyetim. İnsanı yaralayan kelimelerden bana en çok yakışanı hangisi. Hangi sözcük, hangi harf içimdeki acıyı en iyi şekilde anlatabilir. Bu acıyı ben kaldıramazken henüz, hangi dizeler kabul eder ki hislerimi. Bitti diyorum, bitti ama bitti dediğim yerden başlıyor her şey. Çıkamıyorum bu buhranın içinden. Yaklaşık iki hafta önce haber bültenlerimize düşen bir kadın intihar haberi geldi. Gariban, sindirilen bir ailenin kızı.  Karşıda töre, sözde mafya, kallavi kodamanlar… Çoğu arkadaşım bundan sebep mi bilinmez sayfalarına kondurmaya bile lüzum görmedi. Ben neden geç yazıyorum peki? Çünkü bir intihar değil o bir cinayet! Ailesi ve akrabaları beni buldu. Olayın yargı boyutunu göz önünde bulundurarak isim vermeyeceğim. 2 haftadır olayı netleştirmeye çalışıyoruz. Kadın Cinayetleri Platformu’nun emeği ve desteği çok büyük. Aile ile bire bir yüz yüze temasa geçilecek. Merhum kızımız yıllar önce bazı kişiler  tarafından tecavüze uğrar ve şikâyetçi olur. Şikâyetin geri çekilmesi için suçu işleyen tarafın ailesi baskı yapar, tehdit eder. Kızımız “Asla” der ve şikâyetini çekmez. Bu yıllarca böyle devam eder. Kızımızın karşısına biri çıkar onu çok sever nişanlanır, evlenir. Bir de evlatları olur. Evlendiği kişi kızımızın geçmişteki bütün durumlarını bilir ve bile isteye kabullenir. Hep bir konuda ısrarcıdır. Lütfen çek şikâyeti uğraşmayalım dava kapansın der. Tabi ben tatlı tatlı yazıyorum bu işin alt tarafı çok fazla çetrefilli. Aslında kızımız celladıyla evlenmiştir. Evlendiği kişi sırf kızımızla kumpas için evlenmiştir. Sırf niyet şikâyeti çektirebilmektir. Dava seyrine göre size uzun uzun yazacağım bu hikâyenin sonunu birçok yeri kesmek zorunda kaldım. Sonuç olarak hayat dolu cıvıl cıvıl olan kızımız, evladına aşık kızımız kendini asarak öldürmüştür. Duyda inan! Ben zaten inanmadım da Ülkem inandı intihar ettiğine. Er ya da geç bu olay ortaya!  Birçok kadın yardım ve yataklığı var bu olayda! En çok da kanıma dokunan bu oldu.  

Ez cümlelerime gelecek olursak; Kadın haklarını savunma konulu çok makale yazmışımdır. Hep baş tacım demişimdim bu cümlelerime artık artı parantez açıyorum. Aydın, aklı başında insanlığın dertlerini kendine görev bilmiş kadınlar, mücadeleci kadınlar başımın tacıdır efendim.  İnsan ilişkileri ve düşünceleri hususunda bir koç ya da uzman olmasam da gün içerisinde o kadar çok insanla muhatap oluyorum ki kapalı kapılar ardında neler döndüğünü o çok namusluyum diye geçinen aile fertlerinin yaşam tarzını görüyorum. Merhum kızımızı konuşanın, ayıplayanın çoğu kadın. Ne acıdır ki kadının kadına yaptığı zulmü kimse yapmıyor. Birde bu ölmüş bir gencecik kadınsa vurun düşküne vurun ezilene. Ölmüş bir insanın namus müfettişi olunacağına birazda bunları sorgulamalı. Konuşanlar çok mu masum diye düşünüyor insan. Bu sadece senin meselen değil, hepimizin meseledir, hepimiz kadınız ve eşitiz bu noktada’ dersek bir dizi sorunlu yaklaşımı benimsemiş oluruz. Ne oldum demeyeceksin bu hayatta, ne olacağım diyeceksin.