29 Mayıs’ta, İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethinin 560 ncı yılı kutlamaları arasında İstanbul Boğazı’na üçüncü köprünün dde temeli törenle atıldı. İki yıl sonra boğaza üçüncü gerdanlık da takılmış olacak.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Uzunluğu 30 km olan boğazın (Rumeli kıyılarının uzunluğu 55 km, Anadolu kıyılarının ise 35 km kadar) Rumeli yakası, Anadolu yakasına nazaran daha yoğun bir nüfusu barındırmaktadır. Genişliği en kuzeyde Karadeniz’de 3,6 km, güneyde Marmara’da 2,5 km, Rumeli ve Anadolu hisarları arasında en dar yerde de 700 m olan ve pek de geniş sayılmayan bir su yolu olan İstanbul Boğazı’nın iki yakası arasında ulaşım 40 yıl önce vapurlar ve motorlarla sağlanırdı.
İlk köprü yapımı kararı alındığında pek çok karşı çıkan olmuş günlerce “köprüye hayır” kampanyaları düzenlenmişti. Köprüye karşı çıkan uzmanlar; hızla büyüyen ve devamlı göç alan İstanbul’un önce yerleşim planının yapılmasını, daha sonra da bu plana uygun köprü inşasını savundular.
İlk köprü cumhuriyetin 50 nci yılında büyük törenlerle hizmete girdi. Atatürk ismi verilen ve bağlantı yolları İstanbul’a bir modern şehir görünümü katan Atatürk Köprüsü, nedense yaygın bir şekilde Boğaziçi Köprüsü olarak anılır oldu.
1970’lerin başında üç milyon olan İstanbul’un nüfusu 15 yıl içinde iki kat artınca ikinci köprü Fatih Sultan Mehmet Köprüsü 1988 yılında hizmete girdi. İstanbul’un nüfusu 15 milyona yaklaştığı bu günlerde köprülerden karşı yakaya gitmek tam bir işkence gibi.
Hızla büyüyen ve göç almaya devam eden İstanbul’a; yeni devreye girecek havaalanı, Karadeniz’i Marmara’ya bağlayacak kanal ve kurulacak yeni bir şehirle birlikte 2015’te hizmete girecek yeni köprüden sonra da yeni köprülere ihtiyaç olacağı apaçık ortada. 30 km uzunluğunda bir su kanalının birbirinden ayırdığı iki kıtanın bu bölgesinde barınan 15-20 milyon insanın, bütün gayretlere rağmen karşı kıyıya geçmelerini önleyecek önlemler alınamamış, çözüm de üretilememiştir. Bir yakada oturup bir yakada iş sahibi olanlar, öğrenim görenler veya iş takip edenler asgari günde iki defa boğazı geçmek zorundadır. Ve artık İstanbul’un sorunları, adım adım çözülemez hale gelmektedir.