Cumhuriyet: Adâlet, meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvet
(Kuvveti tek elde bulundurmaktan) ibarettir.
Kuvvet ise kanunda olmalı. Yoksa istibdat / baskı; tevzî / dağıtılmış olur.
“İnnellahe lekaviyyün azîzün.” / “Muhakkak ki Allah, elbette Kavî (çok kuvvetli olan)dır,
Azîz (kudreti daima üstün gelen)dir.” (Hac: 40)
Âyeti hâkim ve vicdanen âmir / emredici olmalı.
O da tam bir biliş ve umum medeniyet yahut İslâm dîni adına olmalı.
Yoksa istibdat / baskı daima hükmünü sürdürür.
Çünkü ittifak / bağlaşmak hüdâda / doğru yoldadır, hevâda ve heveste değil.
Zira insanlar hür oldular, ama yine abdullah / Allah’ın kuludurlar.
Başkasının kusuru; insanın kusuruna senet ve özür olamaz.
Yeis / ümitsizlik her yükselişin engelidir. Havale etmek, her zilletin kaynağıdır.
“Neme lâzım, başkası düşünsün” istibdadın yadigârıdır.
Evet Cumhuriyet ve Demokrasi;
Anayasa denilen adalet, meşveret ve kanunda kuvvetin toplanmasıdır.
Fakat mânasız isim ve resim değil,
Belki gerçek adâleti ve din hürriyetini benimsemiş bir rejimdir.
Vicdan hürriyetini düstur ve prensip edinerek, ne dinsizlere ne de dindarlara ilişir.
Cumhuriyet, hürriyetin en geniş şeklidir.
Nitekim, hakikî, kat’î ve reddedilmez ilmî kanaati
Ve doğru sözleri -asayişe dokunmamak şartiyle- cumhuriyetin hürriyeti;
O ilmî hürriyeti, istibdat altına alamaz, onu bir suç sayamaz.
Cumhuriyet, sırf adaleti gözetir. Vehim ve şüphe sahiplerini şaşkınlık çukurundan kurtarır.
Cumhuriyet, istikbal / gelecek ve ahiretimizi külfetlerden âzâd eder.
Cumhuriyet, umumun menfaat ve yararını içeren hukukullahı, izinsiz tasarruftan halâs eder.
Cumhuriyet, millî hayatımızı muhafaza eder, korur.
Cumhuriyet, umûmun ittihadını tesis eder, kurar.
O ittihadın ruhu olan kamu oyunu tevlid eder / ortaya koyar.
Cumhuriyet, medeniyetin çürük olan fenalık ve kötülüklerini;
Müsbet medeniyet ve hudûdumuza girmekten men’ eder / yasaklar.
Cumhuriyet, bizi Avrupa dilenciliğinden kurtarır.
Geri kaldığımız uzun gelişme mesafemizi, kısa zamanda kat’ ettirir.
Cumhuriyet, Anayasa’nın ruhunu yaşatır.
Avrupa’nın yanlış zanlarını ve medeniyetin yıkıcısı olan anarşiliğe yol açan dinsizliğe set çeker.
Fikirlerdeki zıtlık ve uyuşmazlık karanlıklarını giderir.
Görüşlerin dağınıklığını, görüş ayrılıklarını; aydınlığı sayesinde açıklığa kavuşturur.
Cumhuriyet, âlim ve vaizlere ittihadı sağlamakta yol gösterici olur.
Milletin saadetini temin edecek zemini hazırlar.
Hükümetlere, icraatlarını meşruiyet dairesinde yürütme imkânı verir.
Cumhuriyet, ülkede yaşayan herkesi;
Müslüman olsun olmasın, birbirleriyle kenetlendirerek,
Tam bir âhenk içinde, samimî bir uzlaşı içinde yaşatır.
Cumhuriyet, en korkak, cesaretsiz ve bilgisiz / câhil adamı bile;
En cesur, en has adam gibi; gerçek ilerleme hissi ve fedakârlık ve vatan sevgisi ile
Mütehassis eder. Onları aynı his ve duygulara sahip kılar.
İşte bunlar gibi, daha nice maddî-mânevî hedefleri gerçekleştirdiği
Ve gerçekleştireceği için, diyoruz ki:
YAŞASIN CUMHURİYET!