DİNÇER KARACALAR
 

Üst Düzey Yaşam Koçu Nurcan Demircioğlu kimdir?

Antakya-Hatay doğumluyum. 2014 yılından beri Antalya’da yaşıyorum. Evliyim, 16 yaşında Zeyno, 13 yaşında Tayra adında iki kızım var. Halkla İlişkiler ve İletişim fakültesinden sonra, Başkent Üniversitesi’nde ‘Üst Seviye Yaşam Koçluğu’ eğitimi, daha sonra farklı kurumlardan yaşam, ilişki ve evlilik, eğitim koçluğu eğitimleri aldım. Aynı zamanda şamanizm eğitimi, yeni Alman Tıbbı, sembolizm eğitimleri alarak, yeni bilgilerle beslenmek üzere, dünyanın dört bir yanından “DMP Derin Anı Regresyon” ile Astroloji Eğitimlerine devam ediyorum. MEB onaylı danışmanlık eğitimimde iki ay sonra bitecek ve “aile danışmanlığı” da yapacağım.

İyi bir yaşam koçu nasıl olmalı ?

Koçluk ileriye yönelik bir hedef çalışmasıdır. Koçluk evrensel bir meslektir. İyi bir koç din, dil, ırk, renk, görüş, mezhep ve cinsiyet ayırt etmeksizin hizmet vermekle yükümlüdür. En önemli ilkesi, bilgiye ve daha iyiye gelişmeye aç olmaktır. Bu çerçevede doğam gereği sürekli bitmeyen bir bilgi açlığı içerisinde olmaktan mutluyum. Edindiğim her yeni bilginin mutlaka birilerine şifa olup, iyileşmelerine vesile olduğunu gerçekleştirdiğim seanslarda çok net görmekteyim. Amacım tıpkı kendimi birçok bedensel rahatsızlıktan özgürleştirip iyileştirdiğim gibi rahatsızlıklarına çözüm arayan birçok kişiye bu konuda çözüm bulmak. İyileşen danışanlarımın bana en büyük katkısı pozitif enerjileri ve iyi dilekleri kendime daha çok değer vermeme, korumaya almama ve güçlü hissetmeme kısaca çok büyük kazanımlara ön ayak oluyor.

Hangi alanlarda eğitim veriyorsunuz ?

“Varoluş ve Semboller” eğitimi, yaşam koçluğu çerçevesinde bilinçaltı sistemleriyle bedensel rahatsızlıkları çözüme ulaştırmak üzere seanslar veriyorum. Seanslarımızda başarılı sonuçlar alıyoruz.

“Müzik de Koçluk gibi evrenseldir”

Cemiyet, sanat ve iş dünyanın tanımış birçok isime danışmanlık yapıyorsunuz. Birkaç isim rica etsek…

Güven ve gizlilik ilk kuralımız. Sadece şunu söyleyebilirim. Sanat dünyasında yeni bir filme, diziye başlamadan veya bir konser öncesi ve sonrası yapılan görüşmeler yaptıkları işe yansıyor. İş dünyasının stresli ve yoğun günleri hafifliyor. Cemiyet hayatının yarış tarzındaki yaşamları farklılaşıyor. Sonuç size sağlık, huzur ve başarı getiriyor.

“Rüyalardaki sembollere dikkat edin” diyorsunuz…

Rüyalardaki semboller bireyseldir. Burada mesaj rüyayı görene verilmek istendiği için, mesajı görenin bilinçaltındaki olayları anlatacak sembol ve işaretlerle işlenir. Aynı haberci rüyayı farklı iki kişi gördüğünde aynı mesajı ve aynı anlamı içermez. Bu nedenle gördüğü rüyayı, yaşadığı olaylara dikkat vererek kişi rüyasını kendi yorumlamalı veya profesyonel yardım almalıdır. Çünkü her insanın sembole verdiği anlam farklılık gösterebilir. Örneğin, yılan bir insan için korku ve tehlike içerirken diğer bir kişi için cinsellik veya şifalanma anlamına gelebilir. Bir bale eğitmeni için yılan kıvraklık ve zarafet mesajı verirken başka bir kişi için düşman ve tehlike mesajı olarak yorumlanabilir.

Bir röportajınızda da “kin ve öfke yorar” demişsiniz…

Önemli olan tek şey, şu an, şimdi olduğumuz yer ve yüreğimizde biriken duygudur. Kin ve öfke yorar. Görüyü, nefesi kapatır, kalp sevmez olur. Böylelikle her yer görünmez zifir ve karanlık olur. Başkalarının düşüncesini, tavrını ve aklını anlamak sizin göreviniz değil. Size düşen o kişilerle hangi akıl, duruş ve doğrularınızla başa çıktığınızdır. Herkes her şey, düşen bir yaprak bile bize öğretidir, öğretmenimizdir. En ağır kayıplar, en büyük sınavlar ve derin acılar tüm yaşananlar bizi büyütür, tecrübe sahibi yapar ve tekamülümüz içindir.

Yoğun geçen günlerinizde siz dinlenmek için neler yapıyorsunuz?

Ailem ve kızlarımla zaman geçirmek beni mutlu ediyor. Tüm yorgunluğumu alıyor. Yürüyüş yapıp yürüyüşümde eğitim bilgileri dinliyorum. Çoğu zamanda özellikle sabahları sessizliğin hakim olduğu deniz kıyısı ve yeşilliklerin içinde ruhumu dinlendirerek kendime bilinçaltı arındırıcı çalışmalar yapıyorum. Antalya bu gibi yerler konusunda çok zengin ve ben bu zenginlikten mümkün oldukça faydalanmaya çalışıyorum. Sahaflardan artık basımı olmayan kendi alanımla ilgili ikinci, hatta üçüncü el kitaplar bulup onları okumak en büyük meditasyon benim için, bana çok iyi geliyor. Tabii ki müzik opera ve klasik müzik çok seviyorum. Nostaljik, Fransız, Greek, Türk sanat müziği vazgeçilmezimdir. Bir koç her görüşe ve her inanışa saygılı ve eşit mesafede olduğu gibi her tür müziği dinlemelidir. Çünkü müzikte koçluk gibi evrenseldir.