Geçmişe nazaran kullanımı azalan toprak çanak, çömlek ve testilerin üretiminde alın teri, toprakla buluşmaya devam ediyor.

Kırklareli'nin son çömlek ustası 75 yaşındaki Hüseyin Çokan, yaşlılığına rağmen hem mesleğini sürdürmek hem de geleneği geleceğe taşımak amacıyla toprak, su ve ateşle mesaisini sürdürüyor.

Her sabah Yayla Mahallesi'ndeki evinden yola çıkan Hüseyin Çokan, Asilbeyli köyünde babasından öğrendiği killi toprak çıkan alana ulaşıp toprağı 2-3 metre derinliğe kadar kazmaya başlıyor.

Çömlek yapımında kullanacağı toprağa ulaşıp çuvallara dolduran ve biriktirdiği çuvalları haftada bir traktörle atölyesine taşıyan Çokan, daha sonra babadan kalma 20 metrekarelik atölyesinde mesaiye başlıyor.

Suyla karışan toprağın bir gün bekletilmesinin ardından rulo haline getirilen çamur, Hüseyin ustanın maharetli ellerinde çömlek ve testi haline geliyor. Çokan, yaptığı ürünleri son olarak fırında pişirip satışa hazır hale getiriyor.

"Tek isteğim bu mesleğin gelecek kuşaklara aktarılması"

Çömlekçi Hüseyin Çokan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dedesi ve babasından öğrendiği mesleğini bırakmaya gönlünün razı olmadığını anlattı.

Çömlekçilikten kazandığıyla 3 çocuğunu okuttuğunu belirten Çokan, Kırklareli'nin son çömlek ustası olarak mesleğini sürdürmeye çalıştığını ifade etti.

Henüz 12 yaşındayken dedesi ve babasından öğrendiği mesleğini 63 yıldır devam ettirdiğini aktaran Çokan, işinin çok zahmetli ve yorucu olduğunu dile getirdi.

Çokan, kentte 20 yıl önce sayıları 33 olan çömlek ustalarından mesleği sadece kendisinin sürdürebildiğine değinerek şöyle konuştu:

"Benim babam ve dedem de çömlekçiydi. Biz ağabeyim ve kardeşimle 1953 yılında çömlekçiliğe başladık, o gün bu gündür 75 yaşıma rağmen mesleğimi yapıyorum. Kardeşim ve ağabeyim de yıllar önce bu mesleği yapmayı bıraktılar. En zor toprağı çıkarması ve pişirme işlemi. Mesleğimi bir türlü bırakamıyorum. Nedense çok seviyorum. Baba mesleği... Trakya'da benden başka çömlek yapan kalmadı. Biz de yolun sonuna geldik çünkü yaşlandık."

Çömlek yaparken en fazla toprak çıkarırken ve fırını yakarken zorlandığına işaret eden Çokan, şunları söyledi:

"Benim dedem 1923 yılında Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelmiş. O yıllarda Yunanlılar Asilbeyli köyünde killi toprağı çıkararak, çömlek üretiyormuş. Dedemde geldiğinde çömlekçiliği öğrenmiş. Dedem sonra toprak yeri satın almış. Ben de halen dedem ve babamın satın aldığı tarlalardan toprak çıkarıyorum. Bizimkisi el sanatı. Her şey elde yapılıyor. Bu meslek artık çok önemli. İnsanlar bu sanatın çömleğin nasıl olduğunu bilmiyor. Bazen 10 lira çömlek dediğimizde çok pahalı diyorlar. Oysa bir gün beni gelip izleseler, anlayacaklar. Ben artık bu işi parası için yapmıyorum çünkü bu işin değeri parayla ölçülmez. Ben mesleğimi çok seviyorum. Sevmesem zaten bu güne kadar yapamazdım. Bu mesleği birilerinin yapmasının çok istiyorum. Ancak bu mesleği öğrenmesi çok zor. Bu meslek kolay değil. Ben kendi babamın yanında 2 yılda bu mesleği zorla öğrendim. Onun haricinde bu meslekle aile geçindirmek çok zor."