HABER: Fikriye Kesti Ünker

İSTANBUL- Düzenlenen etkinlikte, Holokost sırasında yaşamlarını yitirenleri anmanın yanı sıra, tarihin bu en karanlık ve trajik döneminin tekrar yaşanmaması için alanında uzman konuşmacıların sunumlarıyla, Holokost’un medya, müzecilik ve anma kültürüne yansımaları ele alınırken aynı zamanda güncel bir sorun olmaya devam eden Antisemitizm ile mücadele konusu tartışmaya açıldı.

“Holokost: II. Dünya Savaşı’nı anmak ve anlatmak” başlıklı sunumu yapan antropolog ve SEHAK yönetim kurulu başkanı Işıl Demirel, Holokost’a giden süreci ve Holokost’un hangi şartlarda gerçekleştiğini anlatarak, planlı bir yok etme süreci olduğunu belirtti. Bu olgunun, insanların varlık meselesi olduğunu ifade etti. Holokost süresince 6 milyon yahudinin öldürülmesinin yanında pek çok etnik ve dini gruptan insanın katledildiğini ve toplam rakamın 11 milyon olduğunu anlattı. 1933’te boykotlar ve aşağılamalarla başlayan Holokost sürecinin Yahudilerin dışlanması ile kendini gösterdiğini ve zaman için aşağılanmalarının ve toplum dışına atılmalarının hızlandığını izah etti. Nazilerce gerçekleşen bu olayların birçok yönü olduğunu söyledi. Yahudilerden alınıp Almanlara verilen dükkan ve mağazalara gummi ibaresinin “aryanlaştırılmış” bir yer olduğunu göstermek amacı ile konulmuş olduğunu belirtti. Sunumu süresince, Işıl Demirel, fotoğraflar ile yapılanların ne denli insanlık dışı olduğunu ve sadece savaş sırasında kamplarda öldürmelerin değil savaş öncesinde toplumda Naziler eliyle kabul ettirilerek yapıldıklarını izah etti.


“Medya ve Holokost” başlığı ile sunum yapan Şalom Gazetesi yayın koordinatörü ve editörü Virna Banastey Gümüşgerdan,  Holokost ile ilgili  haberleri en çok yapan basın kuruluşunun Şalom olduğunu ve ne yazık ki medyada pek ilgi görmediğini anlattı. Holokost’un anıldığı günün 27 ocak olmasının sebebinin Auschwitz kampının kurtuluş günü olduğu için seçildiğini belirtti. İnternet üzerinden yapılan paylaşımları Holokost’u insanlara öğretmek için yapıyor olduklarını anlattı.


“Holokost bağlamında sosyal medya ve Antisemitizm” başlığıyla sunum yapan Avlaremoz ekibinden avukat ve editör Betsy Penso ise Avlaremoz ekibi olarak Holokost hakkında yanlış bilinenleri düzeltmeye çalıştıklarını ancak çok sayıda antisemit içerikle karşılaştıklarını ve ne yazık ki insanların her konuyu Yahudilere  bağlayarak bu nefreti devam ettirdiklerini anlattı. Sosyal medyada yıl boyunca karşılaştıkları en çarpıcı örnekleri göstererek bu taciz ve tehdit dolu içeriklerin Nazi sembol ve söylemleri ile destekleniyor olduklarını örnekler vererek anlattı. Özellikle Avrupa’da eğitimli insanların Holokost konusunda daha bilinçli olduklarının tespit edildiğini belirtti.

​​​​​​​

“Holokost’un müzecilik ve anma kültürüne yansımaları” başlıklı  konuşması ile 500. Yıl Müzesi müdürü  ve küratörü Nisya İşman Allovi, gerçekleştirdikleri sergiler ve katıldıkları etkinlikler ile hem yurtiçinde hem de yurtdışında farkındalık yaratma süreçlerini anlattı.

Nisya İşman Allovi, son olarak müzelerinde gerçekleşen Yusuf Tolga Ünker’in “Holokost ile Yüz yüze” isimli kronolojik dizilime sahip kurgusu ve bu vahşet dolu süreci gösteren etkileyici sergisinin herkes tarafından görülmesi gerektiğini belirtti.