DOHA

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, Katar İş Kadınları Birliği tarafından Doha'da düzenlenen, "Katar Uluslararası İş Kadınları Forumu"nun açılışında konuştu.

Sosyal politikaların iş dünyasında eşit fırsatlar oluşturmak için tasarlandığını, ancak bazı kültürler ve sosyal normların, "erkekleri aile reisi, kadınları da ev hanımı" şeklinde cinsiyet rolüne ittiğini belirten Davutoğlu, kadınların aileyi kariyere tercih etmeleri konusunda "üstü kapalı bir anlaşma olduğunu" dile getirdi.

Davutoğlu, Arabistan topraklarında cahiliyye dönemindeki kadınların "mülk" olarak görüldüğünü, kız çocuklarının öldürülmesinin yaygın olduğunu, fakat İslamiyet'in gelişiyle kadının toplumdaki rolünün değiştiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Hz. Muhammed, insanlık için kadınların konumu da dahil olmak üzere birçok konuda örnek teşkil etmiştir. İlk eşi Hz. Hatice, hayatındaki en güçlü insanlardan biriydi. Başdanışmanı ve aynı zamanda ilk destekçisiydi. Kendi toplumu içinde de önde gelen tüccarlardandı. Hz. Peygamber'in üçüncü eşi Ayşe ise dil, tarih ve tıpta tanınmış bir otoriteydi. Peygamberimiz, kadının toplumdaki konumu konusunda örnek teşkil ederek ne zaman ihtiyaç duysa kadınlara danıştı. Peşinden gelenlerden, Halife Hz. Ömer, Hz. Peygamber'in izinden gitti ve Medine pazarında çalışmak üzere kadınları memurlukla görevlendirdi. Çünkü Kur'an-ı Kerim erkek ve kadınların eşit derecede önemli olduğuna işaret ediyor."

Osmanlı döneminde girişimci kadınların ve vakıf kurucularının bulunduğunu aktaran Davutoğlu, saraydaki kadınlardan bazılarının servetlerini medrese, hastane ve aşevleri kurulması için bağışladığını anlattı.

Kadınların erkeklerden daha zor bir görevi olduğunu ifade eden Sare Davutoğlu, şunları söyledi:

"Kadın, aile ve toplumun temelidir. Milleti geleceğe taşıyacak olan nesillere şekil verenlerdir. Kadınlar, aile ve toplumu bir arada tutan en önemli ana sütundur. Bu, yüzden kadınlar işi, aileye veya aileyi işe tercih etmek zorunda bırakılmamalı. Ya da iş hayatı aile hayatından daha önemli olarak görülmemeli. İkinci olarak, inandıklarını gerçekleştirmeleri için kız ve kadınlar eğitime teşvik edilmeli. Kadınlar sadece geleneksel eş olmak için doğmamıştır. İsteklerine ulaşmaları ve saygıyla yaşamaları için desteklenmelidir. Bu nedenle, daha sağlıklı ve iyi toplumlar oluşturmak için, değerler zincirimizi yeniden tanımlamalı ve netleştirmeliyiz. Kadın işgücünün arttırılması, annelerine ihtiyaç duyduklarında sevgi, rehberlik ve güvenlik eksikliğine yol açarak çocuklardaki psikolojik sorunlar ve suç oranını arttırıyor veya doğum öncesi ve sonrası annenin durumundan kaynaklı, çocukta sağlık bozukluklarına yol açıyor veya ebeveynler arasında tahammül ve iletişim eksikliğinden boşanmalar artıyorsa, hükümet adım atmalı ve kadınları iş ve aile hayatında destekleyecek sosyal politikaları hayata geçirmeli."

"Meslek hayatı kadınların katılımıyla daha insancıl hale gelecektir"

Davutoğlu, hükümetlerin yasal düzenleme bariyerlerini kaldırıp, destekleyici adımları atarak kadınları girişimciliğe teşvik ederek, ekonomik açıdan güçlendirmesi gerektiğine değinerek, "bu politikaların vergilendirme, kadın girişimcilerin toplumdaki algısı, kadınların ekonomik kaynaklarındaki kontrolü, kadının ekonomik güvenliğinin arttırılması, kadınların karar alma mekanizmalarında yer almasının teşvik edilmesi ve psikolojik faktörlerin kaldırılmasına yoğunlaşması gerektiğini" kaydetti.

Kadınların ekonomik, siyasal ve sosyal hayatın aktif bir parçası olması gerektiğini savunurken eşit derecede iş hayatını amaçlamanın aile hayatı ve çocukların gelişimine zarara vermemesi gerektiğini dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Çünkü aile hayatı iş hayatından önemli değildir. Kadınların siyasi ve ekonomik hayata katkısının olumsuz rekabetçi atmosferi yok edeceğine güçlü biçimde inanıyoruz. Meslek hayatı, kadınların katılımıyla daha insancıl hale gelecektir. Kadınlar iş hayatını şefkat ve nezaketiyle zenginleştirecektir."

Davutoğlu, Türkiye'nin kızların eğitimde fırsat eşitliği için şartları oluşturduğuna işaret ederek, "zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılması, bölgesel yatılı ilköğretimlerin oluşturulması, kırsal bölgeden okullara ulaşım sağlanması, bursların fakir çocukların ailelerine dağıtılması, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının katkısıyla ulusal boyutta kampanyalarla kızların okula devamının az olduğu bölgelerde farkındalığın arttırılması adımlarını" örnek gösterdi.

Türkiye'nin iş kadınları tarafından kurulan girişimleri ilk zamanlarından beri desteklediğine değinen Davutoğlu, şunları ifade etti:

"Sonuç olarak, işgücüne kadınların katılımı hızla arttı. Şu anda Türk kadınının iş gücüne katılımı yüzde 27 oranında. Kadınlar hızla Türkiye'nin en büyük kampanyalarında yönetim kurullarında yer alıyor. Şirketlerin yüzde 12'sinin CEO'su ve iş dünyasının yüzde 13'ü kadın. İş kadınlarının Türkiye'deki sayısını arttırmak için, birçok proje uygulanıyor. Kadın girişimcileri teşvik etmek için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı çatısı altında, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nü kurduk. Kadının statüsünün yükseltilmesindeki gelişmelere rağmen, kadının güçlendirilmesinde daha fazla somut sürecin gerekli olduğunun bilincindeyiz. Şu anda, hükümet kadın işgücünün katılımını arttırmayı amaçlayan bir politika üzerinde çalışıyor."

Davutoğlu, hükümetin kadınların meclisteki temsilini de arttırmayı amaçladığından söz ederek, kadınların parlementodaki oranının 2002'de yüzde 4,4'ten 14,4'e yükseldiğini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na da 2 kadın üyenin atandığı bilgisini paylaştı.

"Eşitsizliği azaltmanın en etkin yolu eğitime erişim"

Davutoğlu, kadın ve erkek arasında eşit fırsatlar sağlanmasının, 2023 yılında 2 trilyon dolarlık bir ekonomiyi amaçlayan Türkiye için insan kaynağının önemli olduğunun altını çizerek, "Eğer ki bu insan kaynağının yarısı dışlanırsa veya az geliştirilirse, öbür yarısı iyi işlemeyecek ve hedeflendiği gibi büyümeyecektir. Bu yüzden eşit şartlar sağlamak ekonomik büyümede önemli role sahip. Eşitsizliği azaltmanın en etkin yolu ise eğitime erişim" ifadelerini kullandı.

Kadınların, hayatın tüm alanlarındaki payını arttırmanın Türkiye'de demokrasiye katkı sağlayacağı değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, "Hükümet, insanlara hayatın her alanında daha fazla özgürlük sağlıyor. Bu kadınların, karar alma süreçlerine daha fazla katılımını sağlayacak" görüşünü dile getirdi.

Davutoğlu, hükümetin görevinin, kadınların iş dünyasına katılımını teşvik etmek ve kolaylaştırmak olduğunu vurgulayarak, Türkiye'de gebelik süresince ücretli izinin 16 haftaya çıkarıldığını, kadının iş güvenliği altında özel sektörde 6 ay, kamuda ise 2 yıl ücretsiz izne ayrılabildiğini ve yeni uygulamayla 3 çocuklu kadınların altı yıl önce emekli olabildiğini hatırlattı.

Kadınların iş gücüne katılımı için başlattığı "Sosyal Kaynaştırma Projesi"ne değinen Davutoğlu, hükümetin evlerinde yaşlılara, engellilere ve kronik hastalara bakım yapan kişilere aylık ödeme yaptığını hatırlatarak şöyle devam etti:

"Bu kadınlar uzun süreli ve yoğun bakım sorumlulukları veya eğitim eksikliklerinden dolayı iş hayatından yoksun kalıyor. Yakın zamanda adım atılan bu proje ile bakım yapanların sırtındaki ekonomik zorluklar kaldırılacak. Eğitim alarak bu işi meslek olarak yapmak isteyenlere de fırsat tanınmış olacak" diye konuştu.

Davutoğlu, kurumsal sosyal sorumluluk ve sivil toplum projelerinin de kadının sosyal ve ekonomik hayattaki rolüne katkı yaptığını aktararak, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bazı projelerde, kadın girişimciler tüm bireylerin internet veya telefon üzerinden küçük girişimcilere destek sağlayabildiği yenilikçi kredi sistemleri ile finansal destek alıyor. Bu girişim sistemi, daha fazla kadının finansmana ulaşmasını ve işini büyütmesini sağlıyor. Buradan yola çıkarak, kamu, özel sektör, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, bir araya gelmeli ve kadınların ekonomideki işgücüne katılımını sağlayacak projeler üretmeli. Özetle, rol model olmaları ve kızlarımızı destekleyecek yenilikçi kültürü oluşturmaları için çığır açan girişimci kadınlara ihtiyacımız var. Türkiye 2023'e yaklaşırken, "Yeni Türkiye"yi kadının rolünün evrensel ekonomi ve siyasette büyüdüğü yeni bir kültürle kurmanın zamanı. Kadının desteklenmesinin, 2023 vizyonunu gerçekleştirmek ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için elzem olduğuna inanıyoruz."

Açılış törenine Katar İşkadınları Birliği Başkanı Ayşe Al Fardan da konuşmacı olarak katıldı.

Sare Davutoğlu daha sonra Katar Dışişleri Bakanı'nın eşi Nura bint Al Atiyye ve Kültür Bakanı'nın eşi Zeynep Al Huvari ile öğle yemeğinde bir araya geldi.

Türkiye'nin Doha Büyükelçisi Ahmet Demirok ve eşi Arzu Demirok'un Sare Davutoğlu adına verdiği yemeğe, Katar Dışişleri Bakanı'nın eşi Nura bin Al Atiyye ve Kültür Bakanı'nın eşi Zeynep Al Huvari'nin yanı sıra, Katar Kadınlar Birliği Başkanı ve üyeleri, Katar'da yaşayan onlarca Türk kadın davetli katıldı.

Katar İş Kadınları Birliğinin, Türkiye'deki Suriyeli mültecilere yardım amacıyla Davutoğlu'na bağış çeki takdim ettiği bildirildi.