İSTANBUL - Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Servisleri alanında hükümetler arası Bilim- Politikası Platformu'nda (IPBES) hazırlanan  raporda, küresel biyolojik çeşitlilikteki azalma konusunda uyarı yapıldı. Türkiye'nin de taraf olduğu platform, 3 yıl süren toplantıların ardından küresel ekosistemle ilgili  genel bir değerlendirme raporu yayımladı. 3 yılda, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 50 ülkeden 145 uzman ve 310  yardımcı uzman tarafından hazırlanan IPBES Global Değerlendirme Raporu'nda son 50 yıllık ekolojik değişim, ekonomik kalkınma yolları ve bunun doğaya etkisi de hesaplandı. IPBES Kurul Başkanı Sör Robert Watson, türlerin bağlı olduğu ekosistemlerin her zamankinden daha hızla bozulduğunu açıklarken, "Dünya çapında ekonomimizi, geçim kaynağımızı, gıda güvenliğimizi, sağlık ve yaşam kalitemizi sağlayan bu temelleri yok ediyoruz" dedi.

Rapora katkı veren uzmanlardan biri olan halen Japonya'daki Tokyo Deniz Bilimleri  Üniversitesi'nde görevli, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof.Dr.Bayram Öztürk, "Biyoçeşitlilik ve doğanın insanlara olan katkısı; ortak mirasımız ve insanlığın en önemli güven ağıdır. Ama bu güven ağımız kopma noktasına kadar gerilmiştir. Korkutucu  olan budur" dedi. Prof.Dr. Öztürk, DHA muhabirine, "Türler arası, türler ve ekosistemler çeşitlilik, aynı zamanda doğadan türettiğimiz temel katkıların çeşitliliği, hızla azalıyor, buna rağmen insanlar ve gezegenimiz için sürdürülebilir bir gelecek sağlayabiliriz" bilgisini verdi.

RAPORDAN DİKKAT ÇEKEN AYRINTILAR

Şu anda, çoğu çok kısa süre içerisinde, aralarında Türkiye'dekilerin de bulunduğu 1 milyon hayvan ve bitki türü yok olma tehlikesi altında olduğu belirtilen rapordaki bazı ayrıntılar şöyle:

*1900' den beri, kara kökenli yerli türlerin ortalama bolluğu en az yüzde 20 azaldı. Amfibi türlerinin yüzde 40' dan fazlası, resif şekillendiren mercanların neredeyse yüzde 33' ü ve deniz memelilerinin 3'te 1'inden fazlası tehlike altında. Böcek türlerinin yüzde 10'u tehlikede.

*16'ncı Yüzyıl'dan bu yana en az 680 omurgalı tür insanlar tarafından yok edildi. Bu süre içerisinde tarım ve hayvancılık için kullanılan evcil memeli türlerinin yüzde 9'u 2016' da tükendi bunlarla birlikte 1000 tür daha tehlike altında.

*Ekosistemler, türler, doğal popülasyonlar, yerel çeşitler ve evcil bitki ve hayvan cinsleri insan faaliyetlerinin doğrudan sonucu tahrip oluyor ve yok oluyor.

*Doğadaki değişimi doğrudan etkileyen 5 faktör: Toprak ve su kullanımındaki değişiklikler, türlerin aşırı  avlanması, iklim değişikliği, çevre kirliliği ve istilacı yabancı türler olarak sıralandı.

* 1980'den bu yana sera gazı salınımları 2 kat arttı. Bunun etkisiyle ortalama küresel sıcaklık en az 0.7 derece arttı. Küresel ısınma ekosistemden genetik seviyesine kadar doğayı etkiliyor.

*Karasal ortamların 3'te 1'i ve deniz ortamlarının yüzde 66'sı beşeri faaliyetler yüzünden ciddi değişime uğradı. Dünyadaki karasal bölgelerin 3'te 1'inden fazlası ve tatlı su kaynaklarının neredeyse yüzde 75'i tarım ve hayvancılığa tahsis edilmiş durumda.

*Tarımsal ürün üretim değeri 1970'ten bu yana yüzde 300, ham kereste hasadı yüzde 45 arttı, her yıl yaklaşık 60 bilyon ton yenilenebilir ve yenilenemez kaynak çıkarılıyor. Bu oran 1980'den bu yana 2 katına çıkmış durumda.

*Arazilerin kalitesizleşmesi küresel arazi yüzeyindeki üretkenliği yüzde 23 azalttı. Küresel ekinler tehlike altında ve kıyı habitatı kaybı ve korumasının olmamasından doğan sel ve kasırgalardan dolayı 100-300 milyon insan tehlike altında.

*Plastik kirliliği 1980'den bu yana 10 kat arttı, endüstriyel tesislerden yılda 300-400 milyon ton ağır metal, çözücü, zehirli atık ve diğer atık dünyanın sularına akıtılıyor ve kıyı ekosistemlerine karışan gübreler 400 den fazla okyanuslarda 'ölü bölge' oluşturdu. Bu toplam 245 bin kilometrekareden büyük bir alan. (Bir araya geldiğinde Birleşik Krallık'tan daha büyük bir alan).