Hazırlayan; Nedret HOTUN

 

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin en büyük fotoğraf festivali olan Bursa FotoFest gerçekleşmişti. Festivalin en fazla ses getiren olayı ise gösterilen ANTARKTİKA belgeseli oldu. Biz de dünyada bu konudaki en önemli belgesel kanallarını bile geride bırakarak, Golden Dragon Awards’ta altın almayı başaran, kutup çemberini aşan ilk Türk Yunus Topal ile ‘Önce Vatan’ gazetesi adına bir röportaj gerçekleştirdik. Bizi kırmadan bütün sorularımızı içtenlikle cevaplayan Topal’ın bu başarısını okuyucularımızla buluşturduğumuz için çok mutluyum.

Hocam;’ Dün gece bu salonda muhteşem bir belgesel izledik ve biz konuyu biliyoruz ama okuyucularımız için tekrar sormak istiyoruz. Burada dün gece biz ne izledik, anlatabilir misiniz?’

Türkiye'nin kutup coğrafyasında, kutup koşullarında çekilmiş ilk belgeseli izlendi. ‘Antarktika’ adlı bu belgeseli çeken kişi benim. ‘Her iki kutup noktasında kutup çemberini aşan ilk Türk’ de benim. Küresel ısınma ve oradaki yaban hayatı, buzulların durumu, vahşi yaşama kadar, konuları işleyen 9 plandan oluşan bir belgesel hazırlandı. Bu belgesel uluslararası film festivallerinde büyük ödüller alan bağımsız bir çalışmadır. Arkamızda herhangi bir kurum, kuruluş veya şirket yoktur. Kendi birikimimiz ve kendi öz kaynaklarımızla ortaya koyduğumuz bir çalışmadır. 

Peki bu çalışma ne kadar sürdü?

Ben 2014’ te kuzey kutbu seferi yaptığımda, iki ay sürdü. Üç ay kadar da 2018 yılında güney kutbuna yaptığım ekspozisyonu sürdü. Bu ekspozisyon içerisinde ortaya çıkarttığım bir belgesel bu.

Peki’ Kutupları keşfeden ilk Türk diyebilir miyiz ?’sizin için.

Bu hem sportif bir faaliyet, hem de işim gereği biraz sanat, fotoğraf ve sinematografi barındıran bir çalışma oldu.  Bu becerilerin hepsini birleştirerek, bir araya getirerek ortaya çıkartığım bir belgesel. Ama şu ifade daha doğru olur’ her iki kutup noktasını, çemberini ilk aşan Türk’  benim.

Antartika Belgeseli’nin afişinde gazetemiz yazarlarından fotoğraf ve grafik sanatçısı Yaşar Şenyüz’ün imzası var

 Bu belgesel nerelerde gösterildi, ilk defa burada mı seyrettik?

Biz belgeselimizi yeni tamamladık, bir kaç ay önce son haline geldi. Ve hemen sonra festivallere başvuru yaptık. Belgeselimiz festivaller tarafından çok yoğun bir şekilde talep ve kabul gördü. İki büyük ödül aldık, bunun dışında ufak tefek ödüllerimiz de var ama prestij anlamında biri Çin'de düzenlenen Çin'in en büyük, en köklü, en eski festivallerinden olan Golden Dragon Awards 'da Altın aldık.  ‘Handle Climate Change Film Festival’de hem para hem de üçüncülük ödülü aldık. Bu üçüncülük ödülünü 2000 film arasından seçilerek aldık. Golden Dragon Awards ‘a BBC katılmıştı, CNN, Discover  katıldı. 79 farklı ülkeden, 20’ den fazla TV kanalı katıldı ama biz bağımsız olmamıza rağmen bu kurumların, kuruluşların önünde bir başarı ortaya koyduk.

Peki siz bu işe başlarken bir destek almak istediniz mi? Almak isteyip alamadığınız bir destek oldu mu?

Hayır; gönlümüzü kıran, gönlümüzü koyduğumuz  bir durum olmadı. Biz daha çok bize destek olanlara yer vermeye çalışıyoruz. Ama destek olamayanlara bir  gönül kırgınlığımız yok. Bu projemize bir enerji şirketinin desteği oldu. Sivil toplum kuruluşları, fotoğraf ve video ile ilgilenen sinema ve fotoğraf topluluklarından destek gördük. Bunlardan bir tanesi de bu festivali düzenleyen BUFSAD oldu. Bufsad'ın düzenlediği belgesel film gösterimi kapsamında  da ilk gösterimimizi yapmış olduk.

Bu belgesel için ne kadar bir bütçe harcadınız?

Belgeselin post kısmı da dahil 400.000 TL’ ye ulaşan bir harcama yapıldı ama hala çeviriler, alt yazılar, tercümeler, festivalin başvuru maliyetleri oluyor. Devam eden maliyetler olduğu gibi ulaşım,gıda, lojistik maliyetlerimiz de oluyor. Çekim aşamasında ben tek vardım ama post kısmında Yönetmen yardımcımız Özlem Yıldız, İrfan Güray, bu arada Özlem Yıldız yönetmen yardımcılığı yanında metinlerle de uğraştı, hikayeleri oluşturdu. Kurgu'yu Fuat Ronat arkadaşımız yaptı, yine metin konusunda alanında uzman Orman Mühendisi Filiz Sönmez var, Cevre Mühendisi Fatma Seda Turhan var. Akademik danışmanlar var, Yasin Tanas diye bir arkadaşımız festivalleri takip ediyor.

Siz, Türk belgeseli konusunda çıtayı çok yukarılara taşıdınız, bunun için ne diyeceksiniz?

 Evet, hem fotoğraf anlamında, hem de video belgesel anlamında Türkiye de artık daha büyük işlerin yapılması gerektiğini ortaya çıkaran bir duruma sebep olduk. Ben bundan sonra da bu işi yapmaya devam edeceğim.  Önümüzdeki sene Kuzey Kutbunu tekrar görmek istiyorum. Başlı başına Kuzey Kutbu ile ilgili bir proje gerçekleştirmek istiyorum. Bunun planlaması, araştırılması, yasal izinleri ve prosedürlerini başlatmış durumdayım. Önümüzdeki sene Nisan, Mayıs, Haziran ayları için bir hazırlık içerisindeyim.

Bize son olarak ne anlatmak istersiniz

Dün akşamki etkileşim çok iyiydi, ben de burada sinematografi üzerine seminer verdim ve belgeselimizi seyrettik. Belgeselimiz görsel güzellikleri ve birazda macerayı barındıran nitelikte, yaban hayatını da barındırıyor, kutup koşullarını da ilk elden görme fırsatı da oldu. Ama bizim buradaki görsel şölenden ziyade bir mesajımız vardı 'Kutupların kaderi, bizim hepimizin kaderini etkiliyor. Bir mirastır kutuplar bize ve gelecek neslimizin kaderinin belirleyecek derecede bir yok oluş' Biz buna küresel ısınma ve yok oluş diyoruz. Bunun farkındalığını yaratabilmek için güney kutbunun, Antarktika’nın sonuna ‘küresel ısınma ve iklim değişimi’ diyerek belgeselimizin ismini ortaya çıkarttık. Yani salt görsel bir show  yada görsel bir belgesel olsun istemedik. Bir mesajı, bir teması, akademik bir yanı da olsun istedik. Bunu izleyen beş yaşındaki biri de doksan yaşındaki biri de aynı mesajı alsın, doğanın ölümünü, önemini, küresel ısınmanın nasıl bir kriz olduğunu farkına varsınlar diye çaba sarf ettik. İnsanlar oraya nasıl gidilip gelineceğine dair merak edip sorular sordular, keşke biraz daha küresel ısınma ile ilgili, oradaki yaban hayatla ilgili sorular, 10 yıl sonrasına ait projeksiyonum ile ilgili sorular sormuş olsalardı. Biz zaman zaman Üniversitelere konuk oluyoruz. Okullara, ilkokullara, ortaokullara, liselere konuk oluyoruz . Oralarda gösterim yapıyoruz, tartışıyoruz, küresel ısınmayı anlatıyoruz, kutupları anlatıyoruz, belgeselciliği, sinamacılığı anlatıyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğim…